GÜNDE KAÇ GAZETE OKUYORSUNUZ? A.Buğra TOKMAKOĞLU

GENEL HABERLER Misafir Yazar - 09.05.2011

A.Buğra TOKMAKOĞLU

 

Her gün evinize kaç gazete giriyor? ,

İnternetten tüm gazetelere göz atıyor musunuz?

Gazeteyi haftasonundan haftasonuna görenlerden misiniz?

Sorular gazete okuma ve gazetelerle buluşma pratiklerimizle ilgili.

Toplumsal yaşamda günden güne artan kutuplaşma ve taraf olma/oldurtma çabaları insanları birbirinden biraz daha uzaklaştırdı. Her alanda karşımıza çıkan bu uzaklaşma ve ötekileştirme polemiklerinden korunup yaşamını sorunsuzca sürdürmek isteyenler ise kendilerince önlemler almaya başladılar.

Kendi adıma konuşmak gerekirse biraz iş gereği, biraz da merak eseri günlük yayın yapan tüm gazeteleri şöyle böyle kurcalarım internetten. Evime her gün aldığım bir gazetenin dışında apartmanımızda son aylarda sıkça rastladığım Zaman Gazetesi’ne de bakıyorum. Ne de olsa kimse almıyor. Ben bir merak sayfaları karıştırıp haberleri inceliyorum günü gününe.

Birbirinden farklı düşüncelerde olan gazeteleri arka arkaya, karşılıklı bazen de karşılaştırmalı olarak okumak zihin açıyor. Oysaki bizim milletimiz her gün aynı gazetenin kalıplarına kendini öyle sıkı sıkıya bağlamıştır ki kendini bağladığı yerden çekip kurtaramaz. Düşüncelere de sıkı sıkıya bağlıdır öyle insanlar. Kim gelse, ne dese bir türlü ikna edemez. Hep bildiği yoldan devam eder koşulsuzca.

16 yıldır aynı kamu lojmanında ikamet ediyorum. Bulunduğum lojmana şimdiye dek bir defa Zaman Gazetesi’nin girdiğine rastlamamıştım. Burada Zaman Gazetesi’ni bir öcü gibi gösterme amacından ziyade oturduğum şehrin, semtin özelliğine vurgu yapmak istiyorum.

 Son birkaç aydır apartman girişimizde apartmanımızın müstesna üyelerinin birer ikişer abone olmalarıyla beraber Zaman Gazetesi patlaması yaşandı. Bilenler bilir, abonelik sistemi ile dağıtılan gazeteler abonelerin binalarının, apartmanlarının kapılarına bırakılır. Aboneler oradan alırlar, giderler evlerinde okurlar gazetelerini.

Apartmanımızın kapısında her sabah karşılaştığım daha sonra okuldan ya da işten geldiğimde bir kez daha karşılaştığım gazeteleri uzunca bir süre gözlemledim. Baktım ki bu abone olan vatandaşlar kendi gazetelerini almıyorlar, ben almaya başladım sahipsiz gazeteleri.

Bir gazeteye abone olan insan o gazeteyi neden alıp okumaz onu da anlayamıyorum ya. Bu şekilde düzenli okuduğum gazeteler arasına Zaman da eklendi. Abone olanlar sayesinde.

Kamuda çalışan birkaç akrabamın da bu yanda tespitleri ve konuşmalarına şahit olunca durumu yavaş yavaş çözmeye başladım. Kamu kurum ve kuruluşlarında her gün biriken Zaman Gazeteleri çoğu abonenin okumaması ve gazetelerine dokunmaması sebebiyle cam bezi, sofra bezi kıvamında kullanımlara vesile oluyordu. Önemli bir devlet kurumunda bizzat gördüğüm manzara ise iyiden iyiye şaşırttı beni. Bir resmi aracın içinde 20’ye yakın aynı günün Zaman Gazetesi geri dönüşüm ya da farklı amaçlarda kullanılmak üzere gıcır gıcır hiç dokunulmadan gidiyordu uzak diyarlara…

Bir milyon tirajını aştığını bangır bangır duyuran Zaman Gazetesi’nin tirajının artması abonelerinden kaynaklanıyor ona hiçbir sözüm yok. Sayıların gerçekliğini de inanıyorum her koşulda. Ancak özellikle seçim öncesi dönemde kamu kurum ve kuruluşlarındaki bürokratlar birilerine iyi görünme telaşıyla Zaman’a abone oluyor olabilirler mi takdiri size bırakıyorum.

Bu Zaman yağmurunda bana ücretsiz gazete okutan abonelere teşekkür ediyorum. Okumadığınız gazeteleri parklara, banklara koyarsanız yeni okuyucular yaratabilirsiniz diye düşünüyorum.

[email protected]

Tarih: 09.05.2011 Okunma: 929

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

Seyfeddin Karahocagil

13.03.2011 - 16:07

Değerli dostum ve Aziz kardeşim. Tebrikler. Yine güzel bir konu ne harika bir yazı. Ben siyaseten kendimi emekli ettiğim içim fazla karışmak istemiyorun ama yine de alışkanlık duramıyorum da. Aslında Nasreddin Hocanın Eşeğini kaybettiği fıkradaki gibiyim. Eşeği ararken şarkı söyleyen Hocaya sorarlar. - Hem eşeği kaybetmişsin, hem şarkı söylüyorsun bu ne hal?.. Hoca rahmetli: - Ha şu tepenin ardında bir umudum kaldı. Orda da bulamasam görün ağlamayı demiş. Ben de tam öyle işte.. Anketlere inanmam. Gaybe de hükmetmem.Allah sonumuzu hayreyleye diye dua ederim. Sonuç hayırlı olur inşaallah. Ama şu kadarını da söylemeden geçmek olmaz. Hazreti Alinin bir sözü zamanımıza kadar gelmiş ve bir Atasözü olarak yerleşmiş. " Dere tenha, tilki bey.." Bizim siyasi arenamıza cuk diye oturuyor kardeşim. Alternatif olabilecek bir muhalefet mi var da Milletten seçmesini bekleyeceğiz.O vaatlerine sizin de inanmadığınızı biliyorum. Milletimiz de inanmaz. Gerçekci değiller.. Gelelim Kavga ortamına.. Biz alışığız seçim ortamları bizde hiçbir zaman bundan farklı olmadı ki. Birinin diğerinden farkı yok o hususta. Bak tam bu konuda yarış tamam..Kim kazanır kavgayı işte o belli değil. Herhalde seçim kazanmak kavga kazanmakla olmuyor. Gelelim Gazetecilerin tutuklanma meselesine. İsterseniz beni kınayın Bu ülkede tutuklanmayı ençok hak edenler. Milletinden kopuk, Yalan ve iftiradan başka sermayesi olmayan, ahlak sınırlarını tanımıyan. ne idüğü belirsiz medya patronları ve onların hohocularıdır. İnşallah Yargı gerekeni yapmaktadır. İşte Nasreddin hocanın fıkrasındaki Umudum da bu tepenin arkası. Buda boş çıkarsa vay halimize ki vayyy.. Selam, sevgi ve saygılarımla.

Seyfeddin Karahocagil

13.03.2011 - 16:07

Değerli dostum ve Aziz kardeşim. Tebrikler. Yine güzel bir konu ne harika bir yazı. Ben siyaseten kendimi emekli ettiğim içim fazla karışmak istemiyorun ama yine de alışkanlık duramıyorum da. Aslında Nasreddin Hocanın Eşeğini kaybettiği fıkradaki gibiyim. Eşeği ararken şarkı söyleyen Hocaya sorarlar. - Hem eşeği kaybetmişsin, hem şarkı söylüyorsun bu ne hal?.. Hoca rahmetli: - Ha şu tepenin ardında bir umudum kaldı. Orda da bulamasam görün ağlamayı demiş. Ben de tam öyle işte.. Anketlere inanmam. Gaybe de hükmetmem.Allah sonumuzu hayreyleye diye dua ederim. Sonuç hayırlı olur inşaallah. Ama şu kadarını da söylemeden geçmek olmaz. Hazreti Alinin bir sözü zamanımıza kadar gelmiş ve bir Atasözü olarak yerleşmiş. " Dere tenha, tilki bey.." Bizim siyasi arenamıza cuk diye oturuyor kardeşim. Alternatif olabilecek bir muhalefet mi var da Milletten seçmesini bekleyeceğiz.O vaatlerine sizin de inanmadığınızı biliyorum. Milletimiz de inanmaz. Gerçekci değiller.. Gelelim Kavga ortamına.. Biz alışığız seçim ortamları bizde hiçbir zaman bundan farklı olmadı ki. Birinin diğerinden farkı yok o hususta. Bak tam bu konuda yarış tamam..Kim kazanır kavgayı işte o belli değil. Herhalde seçim kazanmak kavga kazanmakla olmuyor. Gelelim Gazetecilerin tutuklanma meselesine. İsterseniz beni kınayın Bu ülkede tutuklanmayı ençok hak edenler. Milletinden kopuk, Yalan ve iftiradan başka sermayesi olmayan, ahlak sınırlarını tanımıyan. ne idüğü belirsiz medya patronları ve onların hohocularıdır. İnşallah Yargı gerekeni yapmaktadır. İşte Nasreddin hocanın fıkrasındaki Umudum da bu tepenin arkası. Buda boş çıkarsa vay halimize ki vayyy.. Selam, sevgi ve saygılarımla.