12 Haziran milletvekili seçimleri için son bir haftaya girdiğimiz şu günlerde, Anamur’da hala bir seçim havası yok. Ama öbür taraftan partilerin de oy kapma telaşı da devam ediyor. Eskiden insanları ikna etmek, oyları almak belki çok daha kolaydı. Şimdi insanları anlamak çok daha zor. Partiler ve onları yönlendiren reklâm şirketleri ne kadar işin kurdu olmuşlarsa, şimdilerde vatandaş onlardan daha uyanık.
Kent merkezinde çeşitli kesimlerden insanlarla karşılaşıyor, konuşuyor, sorular soruyor, aldığımız cevaplara bakıyoruz. Seçim kampanyaları dâhilinde Anamur’un kent merkezine yakın veya uzak köylerinde gözlemler yaptık. Birebir konuştuğumuz kadın erkek, genç yaşlı insanlar oldu. Bazı köylerde eski öğrencilerimizle karşılaştık.
İlk gözlemlerimiz Sugözü, Boğuntu ve Çukurabonoz köylerinde oldu. Özellikle Sugözü ve Çukurabonoz köylerinin perişan hali hemen anlaşılabiliyor. Boğuntu nispeten biraz daha gelişmiş. Sugözü ve Çukurabonoz köylerinin hala ulaşım ve haberleşme sıkıntıları var. Ürettikleri ürünler para etmiyor, hayvancılık bitme noktasına gelmiş. Kimse tarlasını ekip biçmiyor, bağına bahçesine bakamıyor.
İkinci gezimiz Güngören (Teniste), Lale, Karaağa köylerine idi. Güngören Köyü o çevrenin merkezi durumunda ve İlköğretim okulu açık. Ulaşım konusu çözülmüş. Tarıma elverişli, hayvancılık, davarcılık yapılabiliyor. Karaağa ve Lale Köyleri Anamur’a çok uzaklar. Oralarda insanın yaşaması için çok özel nedenlerinin olması lazım. Lale ve Karaağa köylerinin ulaşım ve haberleşme konusunda sıkıntıları var. Dağlık ve dağınık bir yerleşim tercih edilmiş. Her halde geçmişte davarcılık ve küçükbaş hayvancılık yapmışlar.
Üçüncü gözlem yaptığımız köyler Alataş, Emirşah ve Güleç köyleri idi. Kent merkezine yakın olmanın etkisi anlaşılabiliyor. Ekonomik hayat muz çilek üretimine, muz yetiştiriciliğine bağlı. Ürünleri para ediyorsa mutlular, para kazanamıyorsa mutsuzlar. Kazanmak veya kaybetmek arasında amansız bir kavga veriyor, çoğu zaman da yenik düşebiliyorlar.
Son gözlemlerimiz, Anamur’un batı yakasındaki köylerden olan, Uçarı, Demirören ve Kaledran’dan olacak. Demirören (Melleç) çok dağınık ve engebeli bir araziye sahip. Halkın ekonomik durumu pekiyi görünmüyor. Hayvancılık ve nispeten tarıma dayalı bir hayat tarzı benimsemişler. Uçarı köyü denize bakan bir yamaca kurulmuş dağınık ve zor şartlarda yaşanan bir köy. Yamaçlar teraslanarak açıkta muz üretiyorlar. Ulaşım konusunda sıkıntıları var. Anıtlı (Kaledran) Antalya sınırında muz üretimi ile adını duyurmuş, kalabalık bir köy. Aradan geçen derenin bir tarafı Gazipaşa, bir tarafı Anamur. Yakacık köyü daha derli toplu ve gelişmiş, Anıtlı ise dağınık.
Bu köylere gider, gelirken yol çalışmaları hakkında da gözlemlerimiz oldu. Bu çalışma temposu ile yolun değil bu yılsonunda, gelecek yıl da bitmesi zor görünüyor. Çalışmalar yavaş ilerliyor.
Bu köylerin hepsine MHP seçim komisyonları ile birlikte gidip incelemeler yaptık. Genel anlamda bütün köylerde MHP’ye bir ilgi var. Tepki gösteren kimseye rastlamadık. MHP’liler işin kolayını bulmuşlar. Halkın bir araya toplandığı yerlere kalabalık bir grup halinde gidiyor, konuşma yapıyor, bildiri dağıtıyor, halkın desteğini istiyorlar.
Mesela Boğuntu’da, Güngören’de köy düğünlerine katılmış, düğün evinin nefis yemeklerinden yemiştik. Anıtlı gezisi Cuma gününe rastlamış, Cuma namazı sonrası toplanan halka köy kahvesi önünde konuşmalar yapılmış ve destekleri istenmişti. Kalabalıktan yoğun bir alkış desteği geldi. MHP heyeti ayrılırken uzunca süren bir vedalaşma merasimi yaşandı. Sonrasında köy muhtarı meşrubat ikramı yaptı. Köyün su sorunundan bahsetti. Eğer suyu getirebilirlerse, 200 bin TL elektrik masraflarının ortadan kalkacağını ifade etti.
Yazının daha başında ifade ettik. Oy telaşındaki partiler kadar halk da artık çok uyanık. Gelen giden tüm partilere mavi boncuk dağıtıp, gönlüm sende mesajı verebiliyorlar. O bakımdan kimse gönlünü yemişlendirip, beklenti içine girmesin. Köylerdeki sandıklardan her sonuç çıkabilir.