Kurt başlı altın kalem Necdet Sevinç’i kaybettik, Sami YAVRUCAK

GENEL HABERLER Misafir Yazar - 28.07.2011

Sami YAVRUCAK, YENİÇAĞ

Türk Milliyetçiliğin mücadele kalemlerinin başında, yeri doldurulmayan dava ve inanç adamı “Kurt başlı kalem Necdet Sevinç kardeşimiz uçmağa vardı.” Mekânı cennet olsun. Ailesine ve Türk Milliyetçilerine başsağlığı dilerim. Muhterem eşi Sevgi Hanım ile kızlarımız Asena ve Neslihan görevlerini sonuna kadar en iyi şekliyle yaptılar ve sağ olsunlar bizleri de daima bilgilendirdiler. Selcan Taşçı kızımızın dediği gibi, “Kutup Yıldızı  olmayan bir yoldayız artık.”
Rahmetli Necdet Sevinç kardeşimiz, yaşayışını ülkücü ve milliyetçi düşünceye adamış, bizleri hayat boyu bir kere bile üzmemiş, yeri doldurulmayacak bir Türk Milliyetçisi idi. Ülküsünden ve düşüncelerinden taviz vermeyen ve bütün imkânlarını bu yolda harcayan bir dava adamı idi. Fikir ve düşüncelerini en sert ifadelerle yazıya dökme alışkanlığından vazgeçmedi ve uzun yıllar cezaevlerinde kaldı. Devlet Güvenlik ve Sıkıyönetim Mahkemelerinde yargılandı ve 1974 affından istifade ederek cezaevinden çıktı. 12 Eylül müdahalesinde tekrar tutuklandı. 1987 yılı sonuna kadar iki kez Bayrampaşa Cezaevinde, iki kez Paşakapısı Cezaevinde olmak üzere; Silivri Kastamonu/Daday, Erzincan/Tercan cezaevlerinde yaklaşık beş yıl yattı.
Sayın okurlarım, Necdet Sevinç kardeşimiz 1944 yılında Gaziantep’te doğdu. İlk ve ortaokul eğitimini tamamladıktan sonra, Gaziantep Lisesi son sınıf öğrencisiyken dinsizlik yapan felsefe hocası hakkında bir gazetede yazdığı yazı dolayısıyla okuldan uzaklaştırıldığı için genç yaşta İstanbul’a gitti. Yirmi beş yaşlarında iken Haber ve Durum gazetesinde çalıştı. 1969’dan itibaren Bizim Anadolu, Hergün, Ortadoğu, Günaydın ve Kurultay gazetesinde köşe yazarlığı ve Genel Yayın Müdürlüğü yaptı. Hakkında en çok dava açılan ve mahkûmiyeti  istenen yazarlarımızdan biri oldu. Ülküsünden ve düşüncelerinden taviz vermeyen ve bütün imkânlarını bu yolda harcayan bir dava adamı idi. Fikir ve düşüncelerini en sert ifadelerle yazıya dökme alışkanlığından vazgeçmedi.
Türk Milliyetçilerini siyasi platformda temsil eden Milliyetçi Hareket Partisi’nin her zaman arkasında ve bizlerin tenkitlerinin de daima karşısında oldu.

Türk soyundan gelmeyen kimsenin dostu olamazdı. Milli olmayan, yabancıların ortaya koyduğu hiçbir siyasetin yanında yer almazdı. Hayat boyu cep telefonu kullanmadı. Türk Dünyası Araştırmaları Vakfımızın Kömürcübent mesiresinde yaptığımız kendi aramızdaki yemekli toplantılarda Necdet Sevinç kardeşimizin hazırladığı çiğ köfteyi unutamıyorum.
Sayın okurlarım, Necdet Sevinç kardeşimiz, yazarını kurşunlatan milliyetçi bir kalem sahibi idi. Altı yüz sayfalık son kitabı “İstiklâl Harbi’nde Etnik İhanet” idi. Eserleri; “Gaziantep’te Türk Boyları, Osmanlı’nın Yükselişi ve Çöküşü, Osmanlı’dan Günümüze Misyoner Faaliyetleri, Eski Türklerde Kadın ve Aile, Osmanlı’larda Sosyo-ekonomik Yapı, Arşiv Belgelerimizle Tehcir, Ermeni İddiaları ve Gerçekler, Pontus’la Hesaplaşma, Duruşmalar, Yazarını Kurşunlatan Yazılar, Sanık Yazılar, Tutanak, Ferman, Ülkücüye Notlar, Ajan Okulları, Acının Tadı, İstiklâlin Bedeli”

Sevgili kardeşim Necdet Sevinç’e ulu Tanrı’dan rahmet; ailesine, sevenlerine, milliyetçi camiamıza ve milletimize sabır ve başsağlığı dilerim. Tanrı Türk’ü Korusun.

Tarih: 28.07.2011 Okunma: 762

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?