Bir kurban bayramı sonrasında

Hüseyin ŞİNASİ - 12.11.2011

                         

Günler aylar öncesinden başlayan kurban bayramı telaşı ve heyecanı nihayet bitti.

Bayramda kurbanlar kesildi, eş, dost ve akraba ziyaretleri yapıldı.

Büyüklerin elinden, küçüklerin yanaklarından öpülüp, çocuklara bayram harçlıları verildi.

Bayramdan bir iki gün önce uzaktan ve yakından bayram ziyareti nedeniyle gelenlerin kalabalıklaştırdığı cadde ve sokaklar bayramın üçüncü, dördüncü gününden itibaren tekrar eski haline dönmeye başladı.

Bayram öncesi yaşanan heyecanlı bekleyiş, bir sonraki bayramda buluşma temennilerine, ayrılık ve gözlerden süzülen iki damla gözyaşına bıraktı.

 Bayram öncesi hem kurbanlıklara ve fiyatlarına bakmak için birkaç defa belediyeye ait hayvan kesim yeri yakınlarında kurulan hayvan pazarına gitmiştim.

 Bu sene kurbanlık temin etme konusunda bir sıkıntı yaşanmadı.

 Kurbanlık fiyatları da geçen senelerle aynı seviyelerde gerçekleşti.

 Fakat bütün ümidini, emek ve sermayesini kurbanlıklara bağlamış olanlar hayal kırıklığı yaşadı.

Televizyonlarda rastladığımız kurban pazarı görüntülerine göre ithal kurbanlıklar üreticileri çok kötü etkilemiş ve satmak amacıyla getirdikleri çoğu kurbanlıkları geri götürmek zorunda kaldılar.

Buna benzer görüntülere çevremizde de rastladık. Çoğu kurban satıcısı getirdiği keçi veya koyunları arabalarıyla ağıllarına kapattı.

 Konu kurbanlıklar ve büyükbaş, küçükbaş hayvan besiciliği olduğuna göre, evlerinde veya küçük çaplı besihanelerinde besicilik yapmaya çalışan vatandaşların sıkıntılarını görmemezlikten gelmek elbette doğru olmaz.

Ülkemizdeki az sayıda küçük ve büyükbaş hayvan üreticilerine karşılık büyük çoğunluğu tüketici olan bizler için, kasaptan eti, marketten sütü ve yumurtayı ne kadar ucuza almak çok hoşumuza gider.

 Ancak etin, sütün ve yumurtanın soframıza gelmesine kadar geçen her aşamada ortaya çıkan masraflar üreticiler açısından dayanılamayacak boyutlardadır.

 Buna haksız olarak dışarıdan et ve süt ürünlerinin ithal edilmesi gibi kötü bir silah da eklenince işin içinden çıkılmaz hale geliyor.

 Bir süre önce işin tam merkezinde sayılan ( veteriner, yem, un, gübre ve zirai ilaç satıcısı) bir dostumla bu konuyu konuşmuştuk. Anamur, Bozyazı çevresinde besicilik kredisi alanların batacaklarını iddialı bir şekilde ifade etmişti.

Bilindiği gibi geçen yıl çoğu kişi büyükbaş ve küçükbaş hayvan besiciliği için kredi uzun vadeli kredi kullanmıştı. Görüşebildiğim bazı besiciler maliyetlerin yüksek olmasından yakınıyordu.

Kimi üreticiler, söylenenlerin aksine koyun ve keçi beslemenin sığır besiciliğine göre çok daha ağır ve zor olduğunu söylüyorlardı.

 Öbür yandan sığır besiciliğinde, yem, ot ve saman masraflarının elde edilen süt üretimimin iki katı olduğundan fazladan masraf etmek zorunda kalıyorlarmış.

 Peki, çare nedir şeklindeki sorumuza, süt fiyatlarının artması, ot, saman ve besi yemlerinin ucuzlaması veya desteklenmesi lazım şeklinde cevap veriyorlar.

 Bize göre bu konudaki vatandaşların şikayetlerinin kulak ardı edilmemesi ve ilgili makamların derhal harekete geçip, gerekli tedbirleri alması şart.

 Yoksa bu alanda büyük yıkımların ve kayıpların yaşanması kaçılmaz olacaktır.

 Bizden hatırlatması.

 Yazının başında bu sene kurbanlık temini konunda fazla bir sıkıntı yaşanmadı demiştik.

 Görüştüğümüz bazı kişilerin, kurbanlarını bazı dernek ve vakıflara bağışladıklarını öğrendik.

 Demek ki geçen yıllarda yaşanan kurban yolsuzluğu hala kimilerinin gözünü açmaya yetmemiş veya bağış alan dernek veya vakıflara güveniyor ve hiç tereddüt etmeksizin paralarını inançlarını teslim edebiliyorlar.

 Ama görüştüğümüz bir Diyanet İşleri yetkilisi de, böyle yapılan bağışların uygun olamayabileceğini, en iyisinin kurbanın görerek, bilerek kesilmesi olduğunu ifade ettikten sonra, kendisinin senelerden beri kurbanları kendinin satın alınıp, gerçekten yardıma muhtaç insanlara teslim ettiğini, kendi kestiği kurbanlarını da çevredeki kurban kesemeyecek kişilere pay edip dağıttığını ekledi.

 Ne diyelim kestiğiniz kurbanlar, kıldığınız namazlar Allah katında makul olsun.    

 

Tarih: 12.11.2011 Okunma: 774

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

Abdurrahman Ersen

16.08.2011 - 22:52

Yazın mükemmel,gerçekleri iyi yakalamışsın tebrik ediyorum.

Abdurrahman Ersen

16.08.2011 - 22:52

Yazın mükemmel,gerçekleri iyi yakalamışsın tebrik ediyorum.