Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Siyaset…
Eğitim…
Gelişme…
İlerleme…
İcatlar ne için?
Temelde hepsinin hedefi insan hayatını kolaylaştırmak, sorunları çözmek, “engelleri” aşmaktır. Bütün çabalar insanları mutlu etmek, dünyayı daha yaşanılabilir hale getirmek içindir.
Tabii sağlıklı bireyleri memnun ve mutlu etmek daha kolay… Bir “engeli” olmayan vatandaş, gelişmenin nimetlerinden daha kolay yararlanabiliyor. Fakat herhangi bir “engel”i olanlar için sıkıntılar var.
Siyasîler de bunu bildiklerinden engelliler için bazı kolaylıklar getirmeye çalışmışlar…
Fakat bu “kolaylık”ların çoğu kâğıt üzerinde kalmış…
x x x
2010 yılında, halk oylamasına gidilirken engelliler hatırlandı…
Dağlara, ovalara, şehirlere, köylere “engellilere pozitif ayrımcılık” getireceğiz ilânları asıldı…
Kim astı?
Sandıktan “EVET” çıkmasını isteyen iktidar partisi!
Sandıktan “evet” çıktı.
Aradan 15 ay geçti…
Ne değişti?
12 Eylül 2010 tarihinde yapılan halkoylaması öncesine göre, engellilerin hayatında bir farklılık oldu mu?
Biz göremiyoruz…
Engellilere yapılabilecek en büyük iyilik onları bir “sanat”, meslek” ve “iş” sahibi yapmaktır.
Şimdi, 12 Eylül 2010’un “getirdikleri”ni bir kenara bırakıp soruyoruz:
Çok yıllar önce kanunlarımıza giren; 50’den fazla kişi çalıştıran işyerlerinde, belli oranda “engelli” bulundurma mecburiyetini, iktidar takip ediyor mu?
Kendisi, en büyük işveren olarak, kurumlarındaki “engelli” kadrolarını onlara açıyor ve işe alıyor mu?
Bizzat siyasî parti kadrolarında, engellilerin nüfusa orantısına uygun engelli bulunduruyor mu?
Engellilerin genel nüfusa oranı % 12’dir.
Buna göre; TBMM’ndeki engelli sayısı kaç olmalı?
66…
326 sandalyeye sahip iktidar partisinde ne kadar olmalı?
39…
Var mı bu kadar engelli?
Hiç sanmıyoruz?
Hatta bu dönemdeki engelli vekil sayısının, öncekinden de az olduğunu tahmin ediyorum.
Geçen dönem, “görme engelli” Lokman Ayva iktidar partisi milletvekiliydi.
Bu çalışkan milletvekili son seçimlerde aday bile gösterilmedi.
Yeni Meclise, gerek iktidar gerekse muhalefet partilerinden “engelli” bir vekilin seçildiğini duymadık… Vakıa, muhalefetin zaten “engelliler”le ilgili pek bir iddiası yoktu. Fakat iktidar “pozitif ayrımcılık” konusunda ziyade iddialıydı.
Ne oldu?
Demek ki, “engellilere pozitif ayrımcılık” kâğıt üzerinde kaldı.
x x x
Tabii buradan bir ders çıkıyor: 8,5 milyon engellinin, siyasette ağırlıklarını daha fazla hissettirebilecekleri bir yol bulmalarının elzem olduğu…
İcabında bir parti kurmak!