Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Mevcut Cumhurbaşkanının seçildiği dönemdeki Anayasa maddesi, sürenin “7 sene” olduğunu açık bir şekilde yazıyor.
Dolayısyla, Gül’ün görev süresi de 7 yıl gibi gözüküyor.
Fakat 2007’de yapılan genel seçimlerde de milletvekilleri “5 yıl” için seçilmişlerdi. yapılan değişiklikle süreleri “4 yıl” olarak yasalaştı ve uygulandı. Bu vaziyette Gül’ün süresi de tartışma konusu oluyor.
x x x
DEĞİŞİKLİK NE GETİRİYOR, NASIL UYGULANMALI?
2007’deki Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra yapılan değişiklik; bundan böyle “Cumhurbaşkanını halkın 5 yıllığına seçeceğini” söylüyor. Ve devam ediyor: “Aynı kişi 2 defa Cumhurbaşkanı seçilebilir!”
Hukukta bir kural var: Eski yasa kişinin menfaatine ise o geçerlidir. Yok, yeni yasa, kişinin menfaatine ise, eski yasanın hükmü ortadan kalkar.
Soru şu; mevcut Cumhurbaşkanının 7 sene görev yapması mı menfaatinedir yoksa 5 sene görev yaptıktan sonra bir 5 yıl daha seçilebilme hakkı olması mı?
Elbette ki elde mevcut bulunan 2 senelik süre, sadece bir ihtimal olan 5 seneden daha iyidir.
x x x
Bununla beraber, siyasî hesaplar bu sürelerin kimin işine yarayabileceği üzerinden yapılıyor. Eğer sayın Gül, ikinci 5 yıllık süreyi garantileyebilirse, 5+5 sene görevde kalmayı tercih edecektir. Ama ikinci 5 yıl “çantada keklik” değilse, kesintisiz 7 seneyi yeğleyecektir.
Tabii yüce makamla ilgili tek hesabı olan Gül değil... Başta Erdoğan pek çok siyasînin de Çankaya’yla ilgili “düşünce”leri olması doğal... Tabii süreyi netleştirecek olan, AKP meclis çoğunluğu...
AKP bu hususta ne yaptı?
Genel başkanıyla birlikte ağırlığını “7 sene”den tarafa koydu.
x x x
NEDEN ACABA?
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan’ın, 25 Aralık 2011 tarihinde yazdığı gibi; “Raconu Erdoğan kestiği... Onun ezici gücünün Abdullah Gül’ün kıpırdamasına bile meydan bırakmadığı” için mi?
Hiç sanmıyorum! Bana göre tam tersi... Abdullah Gül’ün parti içinde çok geniş bir manevra alanı olduğundan, Erdoğan onun önünü “7 sene” ile kesmek istiyor.
Nasıl yani?
Şöyle:
Birincisi; Çankaya’daki Abdullah Gül, ister istemez “aktif politika”dan uzak durmak zorundadır. Böylece, parti içinde Erdoğan “tek adam-tek güç” olarak hüküm sürmektedir. Gül Çankaya’da olduğu sürece AKP’de herhangi bir parti içi muhalefet söz konusu olamaz.
İkincisi; eğer Gül’ün süresi “5 yıl” kabul edilip, tekrar seçilme hakkı doğarsa, Gül bunu kullanmak isteyecektir. Onun adına alışan AKP çoğunluğunun da desteğini alması kuvvetle muhtemeldir.
Halbuki Erdoğan da Cumhurbaşkanı olma arzusundadır. 2012’deki seçimden sonra bir 5 sene daha beklemeye tahammülü yoktur.
Şayet ikisi birden aday olmaya kalkarlarsa parti bölünecek...
Bu vaziyette en uygunu Gül’ün süresinin 7 sene olarak belirlenmesi ve tekrar seçilmesinin önünün kapatılmasıdır!
Hesap; böylece, Erdoğan’ın partinin tek adayı olarak 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimine girmesi ve kazanmasıdır.
Biraz uzun ve riskli bir süreçtir... Fakat başka da çare gözükmemektedir.
Abdullah Gül de bunu gördüğünden, mevcut milletvekillerinin öfkesini çekmek pahasına onların ballı maaş ve kıyak emekliliklerini onaylamadı.
Bakalım kimin hesabı, ne kadar tutacak?