2012’ye girerken değerlendirme 2

Hüseyin ŞİNASİ - 09.01.2012

               

“2012’ye girerken bir değerlendirme” başlıklı yazımızda, 2011 başında ülkemizin siyasi görünümü ve olabilecekleri aktarmıştık. Bu yazımızda da 2011 yılı sonunda ortaya çıkan son durumu anlatmaya çalışalım.

2011 yılında, dünyada ve ülkemizde önemli gelişmeler de değişiklikler oldu. Özellikle BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) kapsamındaki ülkelerde liderler ve iktidarlar tamamen veya kısmen çöktü. Tunus’ta başlayan isyan ateşi, birçok Arap ülkesini yakıp geçti. Tunus ve Mısır’da liderler istifa etmek zorunda kaldı. Libya’da NATO desteğindeki güçler ülkeyi ve iktidarı zorla ele geçirdi. Kaddafi linç edilerek öldürüldü. Yemen lideri ülkeden kaçtı. Suriye’de kanlı hesaplaşma devam ediyor. ABD Afganistan ve Irak bataklığından çıkmanın ilk adımı olarak Irak’tan tamamen çekildi.

2011 yılında pek çok Avrupa ülkesi borç batağına saplandı. Yunanistan, İtalya hükümetleri istifa ederek ve bürokratlara iktidarı teslim etti. Avrupa Birliği dağılma aşamasına geldi. Türkiye İsrail ile Rum Yönetimi ile Suriye ile sıkıntılar yaşamaya başladı.

2011 yılında ülkemizde ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal alanlarda çok hızlı gelişmeler yaşandı. 12 Haziran seçimlerinde AKP ezici bir üstünlük sağladı. CHP ve MHP hayal kırıklığı yaşadı. BDP de seçimlerden başarıyla çıkmayı başardı. Seçime katılan diğer partiler, DP, BBP, SP, HAS PARTİ adeta silinip gittiler.

Seçim kampanyaları öncesi ve sonrasında AKP maça galip başlayan futbol takımına gibiydi. Hatta AKP’nin seçim başarısına bir zarar gelmesin diye, terör örgütü PKK bile eylemlerine bir süre ara verme gereği duymuş, CHP ve MHP’ye operasyonlar yapılmış ve zayıflatılmıştı. Kısacası bütün şartlar adeta AKP’nin seçim başarısına göre ayarlanmıştı. Nitekim sandıktan çıkan sonuç beklendiği gibi AKP %50’dir.

Ülkemizde ve dünyada meydana gelen bu gelişmelerden sonra, siyaset dünyasının 2012’ye yansıyan fotoğrafını çekmeye çalışalım.

AKP %50 seçim zaferinden sonra 2010 halkoylasından sonra başlayan değişim ve gelişim projesine kaldığı yerden devam etmiş, birçok ilklere imza atmaya başlamıştır. Kendisine engel olabileceğini düşündüğü taşlar ortadan kaldırmaya veya etkisizleştirmeye hız verilmiştir. Artık yasama, yürütme, yargıdan sonra asker de kontrol altına alınmış, amaçların gerçekleştirilmesinin önünde tehlike kalmamıştır.    

Ana muhalefet CHP cephesine bakalım. 2010 yılında halkoylaması öncesi Deniz Baykal’a düzenlenen komplo ile Kılıçdaroğlu dönemi başlamış, CHP hem halkoylamasından, hem de 2011 seçimlerinden istediği sonucu alamamış, sandıktan çıkan sonuç %26 ve 135 milletvekilidir.  

Meclisin bir diğer partisi MHP açısından da 2010 ve 2011 yılı hiç de iyi gitmedi. 2009’da %16 ile iktidar için biraz umutlanır gibi olmuş. Ancak 2011 seçimlerinde %13’e gerileyerek 52 milletvekili çıkarabilmiştir.  

Anavatan Partisi ve Doğru Yol Partisinin anlaşmalı evlilikleri sonrasında ortaya çıkan DP’de işler istenildiği gibi gitmedi. Namık Kemal Zeybek’in karizmatik kişiliği de seçimlerde çare olamamış, umut vermeyen DP yönetimine karşılık, taraftarları çareyi AKP limanına sığınmakta bulmuştur.

         Saadet Partisi, Necmettin Erbakan Hoca’nın ölümü ile bitkisel hayata girmiş ve sonrasında bir türlü toparlanamamıştır. Bu durum, milli görüşçülerin AKP’ye sağ salim yanaşmaları sonucunu doğurmuştur.

         2011 yılında BBP’de istenilen başarıya ulaşamamış, Yalçın Topçu istifa etmek zorunda kalmış, Mustafa Destici liderliğinde ise tasfiye aşamasına gelinmiştir.

         Seçimlere büyük beklentilerle katılan bir başka parti HAS PARTİ de aynı şekilde başarısız olmuş ve taraftarlarını AKP’ye kaptırmıştır. 

 BDP ve onun gibi uydu partileri değerlendirme gereği duymuyoruz. BDP ve eklentileri bir partiden çok İmralı’nın, Erbil’in, İsrail’in ve ABD ile AB’nin bölgedeki Truva atı gibidir. Onlardan izinsiz sokağa çıkmaları bile mümkün değildir.

 

  

        

Tarih: 09.01.2012 Okunma: 804

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?