İNSAN VE DİN...

Özgür DENİZ - 13.01.2012

‘’Dinin başı da, ortası da, sonu da İNSANDIR.’’ Feuerbach

 

 

Evet, Feuerbach bir gerçeği teslim ediyor. Din, insandan bağımsız düşünülemez; insan da, dinden bağımsız düşünülemez. İnsandan kopan din anlamsızlaşır, dinden kopan insan hayvani güdülerinin esiri olur ve aşağılara doğru düşmeye başlar. Dine düşman olan, insanlığın ortak birikimlerine de düşman olur. Kadim insani değerlere de muhalif olur. Hatta bizatihi kendi varlığına ihanet eder. Din, insanlığın varoluşuyla beraber vardır ve insanlığın yok oluşuna değin, varlığını, hükmünü idame ettirecektir. Hayatla ölüm gibi, insanla dinde iç içedir. Ayırmak kabl-i mümkün değildir.

 

 

İnsanı, insan kılan şeydir din. Din, insanı hayvandan ayırır. İnsan, hakikatin bilgisine din aracılığı ile ulaşır. Hayvanların dini yoktur, çünkü dine ihtiyaçları yoktur hayvanların. Bu yüzden de hayvani yaşamın sınırı olmaz. Sadece yiyip içmek, toplu şekilde yaşamak, bir nevi çıplak hayat sürmek ve birbirlerinin etiyle, kanıyla beslenmek hayvanlara mahsustur. Bu, hayatın çok doğal, masum ama katı gerçekleridir. Hayvani yaşamın bağlayıcılığı yoktur. Ama insan yaşamının muayyen sınırları vardır. Hayat, belli kaidelerle tahdit edilmiştir. Çünkü insan yaşamının bir bağlayıcılığı vardır. Ve insan yaşamının anlamı, sınırlarının olmasındadır. Bu yüzden yüceliş dinledir, alçalış ise dinden mahrum olmanın neticesidir. Ve dinden mahrum olmak, insanı, hayvaniliğe doğru sürükler, hatta daha aşağılara bile çekebilir. İnsan nasıl sınırlarla anlam ifade ediyorsa, hayvanda sınırsızlıkla bir anlam ifade etmektedir. Bu yüzden sınırı aşan haddini de aşar ve hayvaniliğe doğru koşar.

 

 

İnsanı, insan eden ve bütün harici ve dâhili tasallutlardan kurtaran yegâne şey dindir. İnsanı, kula kulluktan kurtaran ve gerçek özgürlüğe kavuşturan da dindir. Dinden uzaklaşarak dinden kurtulduğunu ve özgürleştiğini düşünen insan aldanır. Bilakis esaretin dehlizlerinde can çekişir. Din dışında ki her şey, insanı kendine yabancılaştırır ve maddenin müptelası kılar. Din, insanın dünyasını aydınlatırken, din haricinde ki her şey insanın dünyasını karartır. Dinin karşı cephesinde ideolojiler vardır. Din, nasıl insanlık yönünde aşama kaydettiriyorsa; ideolojiler de, hayvanilik yolunda aşama kaydettirmek için vardırlar. Pusulasını ve yönünü kaybedenlerin demirleyecekleri yer, kaosun hüküm sürdüğü korku adalarıdır. İdeolojiler, insanoğlunu ve insankızını hayvaniliğe doğru sürüklerler ve kula kulluğun kapısını aralarlar. Dünyalığa ulaşabilmenin ve lüks içinde keyif sürmenin garanti belgeleridirler ideolojiler. Bunun için yapılması gereken tek şey; ideolojileri, insanları oltaya getirmek için kullanabilmektir. Din ise, kâmil insan olabilmenin, huzur içinde yaşamanın, ahlakı ve adaleti ikame etmenin garanti belgesidir. İnsanlar, ideolojilerden, şeytandan kaçar gibi kaçmalıdırlar. İdeolojiler, zımnen ve tedricen, insanları dinden uzaklaştırırlar. Bilakis insanı kullanamayacaklarını çok iyi bilirler.

 

 

Din, insanın kendisi olma serüvenine yardım eder. Haddizatında, din, insana yardım etmesi için vardır. Din haricinde her şey, bahusus ideolojiler, insanın kendi olma savaşımında devasa engeldirler. Kendini bilen ve kendisi olan insan, harici bütün kuşatmaları yarar. İnsan da üç mükemmel özellik mevcuttur. Akıl, kalp ve irade. Akıl, insanı bilgiye ulaştıran bir ışık gibidir, o ışık söndüğü zaman, insan, cehaletin karanlığında harap olur. Ki ideolojiler, insanın, aklını kaybetmesi ve yönünü şaşırıp kendilerine doğru koşması için vardırlar. Zaten din sahibi olmakta, akıl sahibi olmayı iktiza eder. Kalp, insanın, sevgi kaynağıdır ve sevgiyle canlılığını muhafaza eder. Sevgisiz kalp, çorak toprak gibidir, çölleşmiş kafa gibidir. Sevgiyle yıkanmamış, arınmamış ve parlamamış kalp kinle dolar ve kan kusar. İdeolojiler kalpteki sevgiyi çalarak, insanları nefretin çocuğu kılmak isterler ve insanları nefret bataklığına gömerek birbirlerinden nefret eder hale gelmesini sağlarlar ve buradan şerefsizce nemalanırlar. Zaten ideolojilerin de yegâne gayesi, insanları bölüp parçalamak ve yem haline getirmektir. Haddizatında kalp sahibi olmak, din sahibi olmak demektir ve kalbi yumuşatan yegâne şey; dindir. İrade ise, insanın içindeki enerji kaynağıdır. Zorluklarla mücadele etmek için, hayatın bütün zorluklarına göğüs gererek yaşamak için ve varolmak için iradeye ihtiyaç duyulur. İnsanın içinde ki, o enerji tükendiği zaman, insanın tükenmesi ve kuruyup solması da an meselesidir. İşte ideolojiler, insanın içinde ki bu devasa gücü tüketmek için ve yanlış yollarda sarf etmelerini sağlamak için vardırlar. İnsanların bu gücünü, kendi gayeleri yönünde sarf etmeleri için insanları aldatırlar. İdeolojilerin tuzağına düşen insanın, bu üç mükemmel yönüde berhava olur gider ve hatta insanın insanlıktan hayvaniliğe doğru alçalmasına neden olur.

 

 

Din ise, insanın bütün mükemmelliklerini doğru yönde kullanması için vardır. Bu konuda insana yardım eder. İnsana, hem bu yönlerinin mahiyetini anlatır hem de nasıl doğru yönde kullanacağı hakkında bilgi verir. Kamil insan, aklını, kalbini ve iradesini doğru şekilde ve doğru yönde kullanmasını bilen insandır. Düşüncenin, iradenin ve kalbin gücü, insanın gücüyle mütenasiptir. Bu üç yüce güç, insanın en önemli güçleridir. Bu güçler, insanın, insan olmasının yanında varlığının da nedenleridir. Bu güçler, varoluşun temelleridirler. Çünkü varoluş, bu üç yüce gücün üzerinde gerçekleşir. Aklı, bilmek için; kalbi, sevmek için; iradeyi de, istemek ve isteklerimize kavuşmak için kullanırız. Zaten varolmakta, bir yerde, düşünebilmek, sevebilmek ve isteyebilmektir. İnsanın kendini bilmesi, varlığını bilmesidir. Varlığını bilmesi ise, dini bilmesini iktiza eder.

 

 

Son tahlilde; insan, dinden koptuğu zaman savrulur gider ve solar; dine tutunduğu zaman ise, en mükemmel şekilde var olur, varlığını korur ve insanlığın en üst mertebelerine mülaki olur.  Binaenaleyh, dine sımsıkı tutunmalıyız, dine tutunduğumuz zaman kendimize tutunduğumuzun bilincinde olmalıyız. Din, insanı insan eder. Din, hayattır. Din, cennettir. Ama dini doğru bilmek gerekir. Özünü almak gerekir. Ve dini, insanlardan kurtarmak gerekir. İnsanları kurtarmak için kullanmak gerekir.

 

 

‘’Biz, dinin özünü aldık, kabuğunu köpeklere attık.’’ Mevlana

 

Tarih: 13.01.2012 Okunma: 721

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

Ssyfeddin Karahocagil

11.10.2011 - 18:32

Evet Cengiz Bey kardeşim. İnsanoğlu kendi felaketini kendisi hazırlıyor. Ne yazık ki bu felaketler suçsuzları da ve hatta gelecek nesli de yok etmeye namzet. Duyarlı yüreğine sağlık..Selam, sevgi ve saygılarımla. Yine bir seyehattaydım. Yeni döndüm.

Ssyfeddin Karahocagil

11.10.2011 - 18:32

Evet Cengiz Bey kardeşim. İnsanoğlu kendi felaketini kendisi hazırlıyor. Ne yazık ki bu felaketler suçsuzları da ve hatta gelecek nesli de yok etmeye namzet. Duyarlı yüreğine sağlık..Selam, sevgi ve saygılarımla. Yine bir seyehattaydım. Yeni döndüm.