KUL HAKKI VE İKTİDAR

İsmail Hakkı CENGİZ - 09.02.2012

 

Ülkenin yönetimininde “muhafazakâr”lığını öne çıkaran bir hükümet var.

İktidar  partisinin lideri ve temsilcileri hemen her mevzuda dini kaynak gösteriyorlar...

Son örnekleri, hepinizin bildiği gibi; “lider”in “dindar bir gençlik yetiştirmek istiyoruz” ve “yardımcı”sının Gençliğe Hitabe’deki cümleler için, “bunlar ayet mi?” sözleri oldu...

Nitekim bu iktidar partisi ileri gelenleri, şimdiki reis-i cumhuru Çankaya’ya gönderirken “dindar” bir cumhurbaşkanı seçiyoruz demişlerdi.

x    x   x

“Dindar”, yani İslâma önem ve değer veren, emirlerine uyan!

Elbette bütün emirlerine...

İlahiyatçı Emin Sert; kendi adıyla yayınlamakta olduğu internet sitesinde; “İslam Dini, sosyal hayatı sağlıklı bir temele oturtmak için KUL HAKKINA büyük ehemmiyet vermiştir. Zira hakka riayet edilmeyen toplumda yaşamak ıstırap haline gelir.” diyor.

Demek ki, dindar kişi ve kurumlar “kul hakkı”na büyük önem vermeliler... Devletin kaynaklarını elinde tutan hükümet de bu hususta ziyadesiyle hassas olmalı, değil mi?

x   x   x

Devletin imkân ve kaynaklarında, o ülkede yaşayan bütün insanların hakkı vardır. “Dindar” bir iktidar, bu kaynakları halkın her bireyine “eşit” dağıtmakla yükümlüdür.

Sizce eşit dağıtıyor mu?

x   x   x

“KUL HAKKI YİYEN BİR DEVLET VE HÜKÜMET”

İnternette konuyu araştırken; forum.memurlar.net adresinde, ismini şifreli yazan bir vatandaşın, yukarıdaki başlık altında aşağıdakli yakınmasını gördüm:

“Ailem beni binbir zorluklarla okuttu... Ailenden memleketinden uzakta istanbulda zorluklarla, masrafla 2+4=6 yıl üniversite oku, öğretmenlik diploması al, sonra başının caresine bak... En çok annemin bana üzülmesine kahroluyorum. Ailem giymeyip, yemeyip, içmeyip okuttu. 31 yaşındayım 23 yıl hep okullarda okudum, mezun olalı 5 yıl oldu hala bekliyoruz bizi bu duruma düşüren ve yüz üstü bırakan ve caresiz bir kuyuya atıp çırpınışımızı seyreten devlete ve hükümete hakkımı helal etmiyorum...”

Demek ki hükümet, tahsil ettirdiklerine iş bulmak, atama da yapmak zorunda... Eğer bir öğretmeni 5 sene işsiz bırakıyorsa, elbette burada, başlıkta olduğu gibi “kul hakkı” yenmesi söz konusudur.

x   x   x

İktidar olmak tabii ki ağır bir yükümlülüğü sırtlamak demektir. Yukarıdaki yakınma, milyonlarca olaydan sadece bir tanesidir.

Ülkeyi yönetenler, “Kul hakkı” konusunda, Mahkeme-i Kübra’da nasıl hesap verecekler acaba?

Düşünün ki, milyonlarca vatandaşın hakkı olan kaynaklar, sizin elinizin altında... Kimine az, kimine çok veriyorsunuz...

Memlekette, Kişi Başına Düşen Milli Gelir(KBMG)’in 15 bin dolar olduğunu iktidar organları kendileri söylüyor.

Peki, bunun dağılımı adil mi?

Her şeyi bir yana bırakalım...

Emekli aylıkları arasındaki uçurumda, bu iktidarın hiç payı yok mu?

Birileri 500-600 TL alırken, birilerinin 5.000-6.000 TL almaları reva mıdır? Hak mıdır? Adalet midir?

Gelir dağılımı bu kadar çarpıkken, iktidar, milletvekili aylıklarını daha da artırarak çarpıklığı biraz daha artırmadı mı?

Devletin kaynaklarını bu derece hakkaniyetsiz dağıtmak kul hakkına riayetsizlik olmuyor mu?

“Dindarlık, dindarlık” deyip duruyorsunuz... Dinin “kul hakkı”na ait hükümlerine de biraz girseniz ya!

Memleketteki iktisadî taksim, Başbakan’ın bir vakitler şiirlerini mikrofonda okuduğu iddia olunan, üstat Necip Fazıl’ın tasvir ettiği gibi:

Allahın on pulunu bekleye dursun on kul,
Bir kişi'ye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul...

Böyle bir ülkede yaşamak “ıstırap” haline gelmez mi?

Tarih: 09.02.2012 Okunma: 694

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?