ZİHNİYET DEVRİMİ...2...

Özgür DENİZ - 22.02.2012

Zihnilerimiz, işgal ve iğdiş edilmiş durumdadır. Saflığını kaybetmiş, kirlenmiş ve daralmıştır. Yorulmuş, bulanıklaşmış ve körleşmiştir. Dinlenmeye ve ayıklanmaya ihtiyacı vardır. Zihnimizi, bugüne kadar çöp kutusu gibi kullandık, artık boşaltmamız ve yeniden daha disiplinli ve sağlıklı olarak yüklememiz icap ediyor. Zihinlerimizde bir devrim gerekiyor. Zihinlerimizin özgürleşmesi gerekiyor. Zihnimizi kuşatan barikatların yarılması, zihnimizin sağlıklı işlemesi için şarttır. Zihinlerimiz kontrol altındadır ve yönlendirilmektedir. Zihnimizin yüklemesini ve formatlamasını biz yapmadık, bizim dışımızdaki iradeler yaptı. Bu yüzden de; neyi, niçin, nasıl ve kim için yapacağımızı bilmiyoruz. Zihnimizi esir alan kavramların ne olduğunu fehmedemiyoruz. Zihnimizi esir alan kavramlar üzerinde fikir yürütüldüğü zaman sarsılıyoruz, kızıyoruz ve olumsuz tepkiler veriyoruz. İşte bu, zihnimizin karışıklığına ve körleştiğine delalettir. Hatta kalıplaştığına da delalettir. Kalıplaşan ve nihayet doğmalaşan veriler sarsılınca, bizde sarsılıyoruz. Zihnimiz, irademiz dışında yüklenmiştir. Ya da zihinleri, kendi iradeleri dışında yüklenilenler tarafından yüklenmiştir. Bu yüzden, mutlaka, zihnimizi temizlememiz icap ediyor. Bütün verilerin silinmesi ve zihnimizin yeniden biçimlendirilmesi gerekiyor. Bugün, hayatı algılayışımızda sorun varsa, zihnimizde sorun var demektir; ki, vardır. Zihnimizi temizlememiz ve hayatı yeniden okumamız şarttır. Yeni bir düşünce tarzı oluşturmak elzemdir. Yaşadığımız altüst oluşların sebebi, zihin kirliliğidir. Tarihi vazifemizi doğru algılayamamamızın sebebi da budur. Kimlik ve din sorunlarımızın altında yatan sebepte budur. Derin korkularımız ve bu yüzden ayağa kalkmakta zorlanışımızda, zihnimizin işgaliyle bağlantılıdır.

 

Zihinlerimizi temizleyelim. Kim olduğumuzu öğrenelim. Nasıl olmaklığımızın bilincine varalım. Kavramlarımızı tespit edelim. Nihayet, bakış açımızı belirleyip, kendi düşünce tarzımızı oluşturalım. Başkalarının düşünceleri için birbirimizi yemeyelim. Bizim köklerimize düşman olanları yüceltmeyelim, onlara itibar kazandırıp kendimizi düşürmeyelim. Kendi medeniyetimizin kavramlarını hayatlaştıracağımız yerde, gidipte Batı uygarlığının kavramlarının kavgasını vermeyelim, hayatımızı onlara göre düzenleyecez diye kendimizi rezil etmeyelim. Bize, kimsiniz deseler, ne deriz? Türk’üz deriz değil mi? Hayatınıza yön veren nedir deseler ne deriz? Tabi ki, İslam deriz değil mi? İşte bizim bakış açımızı belirleyecek temeller bunlardır. Düşünce tarzımız, bu iki kadim olgu üzerinde şekillenecektir. Kavramlarımız, bu iki kadim olguya dair kavramlardır. İslam bir dindir. Ama tek başına bir anlam ifade etmez, soyut kalır. Ancak muhtevası ve tazammum ettiği erdemlerle, öğretilerle, ilkelerle somutlaşır. O erdemler, ilkeler ve öğretiler de, yaşanırlarsa bir anlam ifade ederler ve hayata yön verirler, geleceğe taşınırlar. Ama o öğretileri ve erdemleri de, bir yaşayanın olması gerekir. İnsansız bir İslam, anlamsız olurdu. Çünkü din, insan içindir. Din, hem fert bazında hem de millet bazında temsil edilir. İki temsil de birbirinden farklıdır. Dini, evrensel boyutta taşıyan ve temsil eden millettir ama ferdin temsili daha dar anlamdadır. Milletin temsili, bir bütünlük içinde temsildir. Ferdin temsili ise, bütünden bir parçanın temsili şeklindedir ve millet temsiline göre belirsiz kalır. Milletin temsili, temsil edilen şeyi görünür kılar ama ferdin temsili, temsil edilen şeyin görünür olmasına fazla etkide bulunamaz.

Tarih: 22.02.2012 Okunma: 734

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

Osman Yıldız

05.12.2011 - 10:31

İsmail bey! Güzel ve bence eksik bir yazı yazmışsınız. Bir tarafta Kolestrol gerçeğini dile getirirken, diğer tarafta sunumu kolestrole benzeyen testleri neden insanların umursamadığını işlemişsiniz. Testlerin bir çoğu kolestrol benzeri tuzak. Hayat devam ediyor. Reklam yasağını kolay yoldan doktorlar testlerle geçiyorlar. Uyanık olmak lazım. Saygılarımla

Osman Yıldız

05.12.2011 - 10:31

İsmail bey! Güzel ve bence eksik bir yazı yazmışsınız. Bir tarafta Kolestrol gerçeğini dile getirirken, diğer tarafta sunumu kolestrole benzeyen testleri neden insanların umursamadığını işlemişsiniz. Testlerin bir çoğu kolestrol benzeri tuzak. Hayat devam ediyor. Reklam yasağını kolay yoldan doktorlar testlerle geçiyorlar. Uyanık olmak lazım. Saygılarımla