MİLLİYET
Geçen
hafta Kanal Türk’teki 2x2 programında Mümtaz’er Türköne ile tartışmıştık..
Siyaset
Bilimi öğrencisi Gözde Umay’ın yarışma
programındaki ‘cehalet kokan’ cevabı tam da bunun üzerine geldi..
Gençlerin ülke sorunlarıyla, siyasetle ilgilenmediğini, bambaşka gündemleri
olduğunu söylemiştim..
Türköne itiraz etmişti; bizim üniversiteye gel de gör..
* * *
‘Cehalet kokan’ cevabı dedik hükmü verdik..
Gözde kızımız ne yapmış?
Meclis’in diğer adının parlamento olduğunu bilememiş..
Canım ne var bunda denecek, bilmesi şart mı diye itiraz eden olacaktır..
Ama bir dakika.. Kızımız siyaset bilimi öğrencisi..
Hadi şaşırdı, heyecandan kafası karıştı diyelim..
Diyelim demesine de yarışmadan sonra söylediklerine ne diyeceğiz?
Gözde kızımız demiş ki; gazete okumaya bile bu yıl başladım..
Bravo diyelim mi?
İşte benim altını çizdiğim konu buydu..
Okumayan, okumayı sevmeyen, gazeteden, kitaptan uzak duran bir nesil yetişti..
(Gazete satışları, dergi satışları, kitap
satışları ortada.. Sosyal bilimler fakültelerinin ağırlıkta olduğu kentlerde
bile gazete satılmıyor.. Çocuk siyasal bilimlere gidiyor, iletişim fakültesine
gidiyor, medyada çalışmak istiyor ama günde bir gazeteye bile bakmıyor..
Okumayı geçtim, bakmıyor.. Sakın internetten izliyorlar demeyin!)
Biliyorum bugünün meselesi değil..
Dedim ya..
12 Eylül
ürünü..
* * *
Ama her şeyi 12 Eylül’ün üstüne atmak kolaycılık olur.. Aradan 32 yıl geçmiş
hâlâ mı apolitik gençlik..
O günler geride kaldığına göre, demokrasi geldiğine göre, siyaset belirleyici
olduğuna göre ilgi alaka olmalı..
Ama olmuyor; siyaset ilgi çekmiyor..
Neden mi?
Boğaziçi’nden Prof. Dr. Nükhet Sirmen bu durumu çok güzel açıklamış..
Gözde kızımızın hali sorulunca şöyle demiş; “Bunlar hep konuşuluyor, gençlik
gündemi, siyaseti takip etmiyor, cahil yetiştiriliyor... Siyaseti takip edenler
zaten gözaltında! Bu gibi örnekler gençliği cehaletle suçlamamız için yeterli
veriler değil. Çocuklar gündemi takip ederse başlarına ne geleceği belli
değil.. Çocukları apolitik yetiştirmek için elimizden geleni yapıyoruz, sonuç
böyle olunca daha ne istiyoruz ki..”
* * *
Haksız mı?
Mesela, hem demokrasinin ileri düzeye geçtiğini iddia ediyoruz.. Özgürlük
alanının ilerlemesinden bahsediyoruz hem de en küçük protesto eylemine katılan
öğrenciyi..
Ya okuldan uzaklaştırmakla tehdit ediyoruz..
Ya da örgüt üyesi olmakla yaftalamaya kalkıyoruz..
Hal bu olunca da..
Demokrasi denen kavram lafta oluyor.. Demokrasi lafta olunca da demokrasinin en
önemli kurumu olan parlamentonun işlevi de bilinmiyor..
Zincirleme yani..