“ZORUNLU EĞİTİM” PALAVRASI

İsmail Hakkı CENGİZ - 05.04.2012

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


Yazıhaneden içeriye iki kız girdi... Başörtüleri işçi kadınlarınki gibi bağlanmıştı.

Daha büyük olanı, “Abi, biz evlere temizliğe gidiyoruz. Sizin ve müşterilerinizin de ihtiyacı olduğu zaman bize haber verin!” dedi.

“Oturun bakalım” dedim.

İsim ve telefonlarını kaydederken, biraz laflamak istedim.

“Eğitiminiz ne?” diye sordum.

“Eğitimimiz yok.” Dediler.

“Nasıl yani?”

“Okula gitmedik.”

“Hiç mi gitmediniz?”

“Hiç gitmedik.

“Niye?”

“Babalarımız yollamadı.”

“Kaç doğumlusunuz?”

Biri, 1985, diğeri, 1990 doğumlu olduğunu söyledi.

Evli ve çocuklu olabilecekleri aklıma bile gelmemişti.

Kendileri söylediler: “Biz okuyamadık ama çocuklarımızı okutacağız.”

“Çocuklarınız kaç yaşında?” diye sordum.

1985 doğumlu olanı “11 yaşında”, 1990 doğumlu olan “4 yaşında” dedi.

Hesap edin... Birincisi, en fazla 15; diğeri, en fazla 17 yaşında evlenmiş olmalı...

x   x   x

Okul çağındaki 450 bin çocuk okula gidemiyor. 450 bin kocaman bir rakam... Fakat ruhsuz, duygusuz, “mânâ”sız... İstatistikte herhangi bir haneyi dolduran sayı kalabalığı... Okuyup geçiyoruz.

İşte, o ruhsuz 450 bin rakamının içinden “2”si, ete kemiğe bürünmüş biçimde karşımda...

Osman Bey, dünkü yazısında, “Her çocuğun algısını dünyaya geldiğinde beyaz bir kâğıda benzetelim” diyor.

Elbette öyle... Peki, hiç okula gitmeyen bu “beyaz kâğıt”ların hali, yıllar geçtikçe nice olur dersiniz?

x   x   x

Bu çocuklar caddelerdeki levhaları, apartman isimlerini, gazete manşetlerini, televizyonlardaki alt yazıları okuyamıyorlar.

Bigisayar kullanamıyorlar, haklarında yazdığım şu yazıyı göremeyecekler bile.

Bir “e-postaları” yok, herhalde hiç olmayacak.

Bu çocuklar hiç “okula kayıt heyecanı” yaşamadı,

Okul üniforması giyme zevkini tatmadı,

Okul arkadaşlığı nedir, bilmiyorlar,

Hiçbir zaman “öğretmen, doktor, mühendis, polis, hemşire olacağım” diyemediler.

Ya Rabbi, ne acı, ne acıklı bir durum!

x   x   x

Hani “mecburî eğitim” 8 seneydi?

Hani bu süre, şimdi 12 yıla çıkarılıyordu?

Bunun için kavga-dövüş ediliyor, kıyamet koparılıyordu!

İstersen 40 yıla çıkar!

Bütün çocukların okula gitmesini sağlayamadıktan sonra neye yarar?

x   x   x

Allah’ın hikmeti!

“Zorunlu eğitim” tartışmaları tam da zirve yapmışken;

Muş’ta, Hakkari’de, Bolu’da, Tekirdağ’da değil, İstanbul’un “orta yerinde”, Şişli’de, (anne olmalarına rağmen kadın diyemiyorum) gencecik iki kız  çıkar, “biz hiç eğitim almadık” deyiverir...

O kupkuru 450 bin rakamını, yüzlerce defa okuduğun, bildiğin halde yine de yüreğin “cızzz” ediverir.

Bu memlekette, “fillerin hep tepiştiği, çimlerin ise her daim ezildiği” gerçeği bir kere daha yüzümüze tokat gibi çarpıverir.

Tarih: 05.04.2012 Okunma: 700

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

İsmail Hakkı Cengiz

29.01.2012 - 14:18

İyi ki varsınız, iyi ki bu hakikatleri yazdınız... Millet okusun da gözleri açılsın... Selâmlar...

teğmen

08.02.2012 - 18:58

AMAÇ UĞRUNA HERŞEY ARAÇ EDİLMİŞ MAALESEF... YAZINIZI BEĞENDİM. BAŞARILAR...

İsmail Hakkı Cengiz

29.01.2012 - 14:18

İyi ki varsınız, iyi ki bu hakikatleri yazdınız... Millet okusun da gözleri açılsın... Selâmlar...

teğmen

08.02.2012 - 18:58

AMAÇ UĞRUNA HERŞEY ARAÇ EDİLMİŞ MAALESEF... YAZINIZI BEĞENDİM. BAŞARILAR...