Milli eğitimdeki tartışmaların nedeni, eğitime laik-anti laik bakışımızdandır. Laikler, “kamu yönetimi laik, eğitim karma, din dersleri seçmeli” olsun derken, anti laikler, “kız-oğlan ayrı okusun, cemaat-tarikat-medrese tarzı işlesin” diyor.
Türkiye şartlarında laik olmayanların işi kolaydır. Çünkü dinden beslenirler, karşıtlarını dinsizlikle yaftalarlar. Laiklerin işi zordur. Çünkü hem zan altındadırlar, hem din sosyolojisi ve din psikolojisine terstirler.
Yeni milli eğitim yasasını bu tespitlere göre değerlendirelim.
1) Milli eğitimi düzeltmek için yasa çıkaranların, kavga ve hileleri kötü örnektir. Kötü örnekten iyi sonuç çıkmaz.
2) 4+4+4 yasa tasarısıyla daha fazla bilgi, daha fazla demokrasi, daha dindar gençlik, daha ideal toplum yetiştireceğiz diyenler samimi değillerdir. Bunların döneminde yetişenlerin bilgi ve becerilerinde düşüş vardır. Daha fazla demokrasi diyenler anti demokrattırlar, diktatör gibiler.
3) Eğitimcilerimizin azımsanamayacak kadarı cemaatçi-tarikatçıdır. Cemaat-tarikat hastası olanlar eğitimci olamaz. Cemaat-tarikat sisteminde biat kültürü vardır, biatin olduğu yerde özgür düşünce ve demokrasi olmaz. Bu yüzden, Eğitimi daha iyiye götüreceğiz diyenlerin önce mesleğine bağlı eğitimciler yetiştirmeleri gerekir.
4) Anti laiklerin düşünceleri melez, bakışları sığdır, kendileri gibi nesil yetiştirmek isterler. Bunlar, çocuklarımıza kendi TV kanallarından başka kanal seyrettirmezler, kendi gazetelerinden başka gazete okutmazlar. Tek göz ve tek kulakla yeterli eğitim-öğretim elde edilmez.
5) 4+4+4 düşüncesinde planlama yoktur. Planlamasız eğitim ekonomik çöküşü getirir. Hangi alanda ne kadar eleman yetiştirmemiz gerekirin hesabını yapmalıyız, bu yok. Her yer “İmam-Hatip, Kuran Kursu” olsa ne çıkar, sanayimiz ve topraklarımız boş kaldıktan sonra.
6) “Hafızlık (sırf ezbercilik)" temeline dayanan, eski asırların fıkıh şartlarını günümüze aynen uyarlamaya kalkan bir eğitim ve öğretim bizi ezberci yapar, bilimsel düşünce ve bilimden uzaklaştırır.
7) İmam-Hatip, Kuran Kursu dayatması samimiyetin ifadesi değil, sömürünün hortlamasıdır. “Dini bilginin yetersizliği kötü, dindar nesil iyi” ise, niye sadece İmam-Hatip Lisesi ve Kuran Kurslarına giden çocukların dinlerini düşünüyorsunuz? Bunlara din lazım da diğer yerlerdeki çocuklara din lazım değil mi, okullara giden çocuklarımız başkalarının mı?
8) Milli eğitim denince aklımıza, gençlere vatan ve millet sevgisini, bağımsızlık ilkesini, milli iradenin kutsiyetini aşılayan bir eğitim sistemi gelir. Milli eğitimi düzenlemeye kalkanlar vatan ve millet gerçeğinden gocunan, milli iradeyi yabancı iradelerin emrine veren, bağımsızlığımızı yaralayan kişilerdir. Böyle bir ekibin çocuklarımıza milli eğitim vermesi imkânsızdır.
9) 12 yıllıkçıların eğitim modeli parçalayıcıdır; kitapları, planları, üniteleri, konuları parçalıdır. Bunlar çok ulus, çok hukuk, alt-üst kimlik tezleriyle esastan bölücüdürler.
10) 4+4+4’çüler, dini gerekçelerle karma eğitime karşılar, kız-oğlan, kadın erkek ayırımı yapıyorlar. Hz Muhammed bu ayırımı yapmadığından, bunların gerekçeleri tutarsızdır, uydurma din oluşturuyorlar.