TÜRK EVLADI, ASLA ATEİST OLAMAZ...2...

Özgür DENİZ - 07.04.2012

Ateizm, dinsizlik olması hasebiyle, akılsızlar ve insan olmayanlar için geçerlidir. Kimse kusura bakmasın bu bir geçektir. Zira din, akıl sahiplerine yani insanlara hitap eder. Akılsızlar ve insan olmayanlar dinden muaftırlar. Ya da şeytanlaşmış tipler, bilirler ama bildikleri halde inkâr ederler. Yani dini inkâr edenler; ya akıldan mahrumdurlar, ya insanlıktan uzaktırlar ya da şeytanidirler. Bu bir hakaret değildir. Saf hakikattir. Ve hayat bizi asla yalanlayamaz bu konuda. Zira din, zekâyı koşul kılar, zekâ olmadığı takdirde, dinin yaşanılabilir olması kabil değildir. Din de, bu hakikati deklare eder. Birileri gücenecek, gocunacak diye, gerçeği kılıflayamayız, kimse kusura bakmasın. Hakikat çelik gibidir, onu eğip bükmeye yürek ve güç gerek.  Düşüncenin ve vicdanın sesini yok edebilir misin? Edemezsin ve edemediğin takdirde de Allah’ı yok sayamazsın. Zorlamayla Allah yok olmaz. Çünkü Allah, senin düşüncendedir ve vicdanındadır. Düşüncesinin ve vicdanının sesini inkâr edenden daha ahmak kim olabilir? Allah, kendini inkâr edemeyeceğin şekilde, senin içindedir. Bu yüzden de; ‘’kendini bilen Allah’ı bilir’’ dememişler midir? Kur’an-ı namusluca okuyun ve kendinizi tefekkür edin, bu yüce gerçeği algılamanız ve anlamanız kaçınılmazdır.

 

Ayrıca, ateistler, ancak teorik düzeyde, böyle bir fikre inandıkları varsayımıyla yaşarlar. Ama bu düşünceyi pratiğe aktarmakta zorlanırlar. Ateizm, pratiğe, ahlaksızlık düzeyinde aktarılabilir ancak. Haddizatında ateizm diye bir şey de yoktur. Ateizm, ahlaksızlığın teorik zeminde ki ifadesidir. Yani, ahlaksızlık, ateizm adı altında ideolojik kılıfa büründürülmüştür. Böylece, Allahsız ideolojilere, geçiş zemini var edilmiştir. İnsan, istese de, istemese de, Allah’ı, içinden söküp atamaz. Ama örtmeye ve böylece yok saymaya çalışır, velâkin onu da beceremez. Ansızın Allah deyiverir. Bu tür durumlara, hayatın içinde rastladığımız mutlak gerçektir. Bu gerçeği anımsattınız mı da, bahaneleri hazırdır; bu fevri bir durumdur, bilinç dışı bir durumdur. Zaten bizim de, böyle bir durumu ifade ettiğimizi algılamaya zekâları yetmez bunların. İster istemez denen durumda budur ama anlamazlar. İsteğe bağlı olsaydı, inkâr edebilmenin de anlamı olurdu o zaman ve iman anlamsızlaşırdı. Ama Allah, bu fırsatı ve sorumluluktan kaçma yolunu, insana vermemiştir. Yani Allah, kuluna, adeta; sen varsan, Ben’de varım ve sen, Bensiz var değilsin. Senin varlığın, Ben’im varlığıma bağlıdır. Ben, bütün varlığın, ilk varıyım der. Maddenin, görünen yüzüne takılıp kalanlar, bu yüce sırrı ve büyük hakikati keşfedemezler.

 

Allah’ı, Ebu Cehil misali bilerek inkâr edenlerin durumuna gelince, onlar aslında Allah’ın var olduğunu bilmektedirler ama çıkarları için inkâr etmektedirler. Geçim kaynakları, varoluş sebepleri, devasa güçleri ahlaksızlık olduğu için ve ahlaksızlığı da ancak Allah’ı inkâr ettirerek yayabileceklerini bildikleri için şeytanlaşmaktadırlar. Ateizmi, teorik düzeyde yaşatmaya çalışanlar, şeytanlaşmış baronlardır. Ahlaksızlığı açıktan savunamadıkları için böyle bir kavram oyununa yeltenmektedirler. Ahlaksızlık dendiği zaman, bu insanlara itici gelecektir ama ateizm dendiği zaman, insanlar bunu bir şey sanmaktadırlar. Ne derin cehalet. Ateizm, devasa bir rant kapısıdır. Nice ideolojinin, temel taşıdır. Küresel gayelerin kotarılması, ateizm sayesinde gerçekleşmektedir. İnsanlar, ateistleştikçe, ahlaksızlaşmaktadırlar ve ahlaksızlaştıkça da benliklerini yitirmektedirler, böylece kolayca oltaya takılmaktadırlar. Şeytani baronlar, Allah’ı bilirler ama inkâr ederler. Eğer Allah’ın varlığını kabul ederlerse, sömürü çarkı darmadağın olur. Ateizm, bir hastalıktır. Ruhu harap eden, beyni felç eden bir hastalıktır.

 

Söylediklerimi rastgele söylüyor değilim. Belli bir bilinç temelinde ve derin tefekkür sayesinde söylüyorum. İnsanı, doğayı, varlığı, maddeyi namusluca düşünün, Allah var diye haykıracaksınız. Çünkü bütün mevcudat, Allah’ın varlığını ve gücünü ispat etmektedir. Bütün filozoflar bile, Allah’ın varlığını kabul etmişler ama bunu ya maddeye ya doğaya atfetmişlerdir. Ya da direkt olarak Allah demişlerdir. Allah, bütün varlığın, zorunlu ilk nedenidir. Ama Kendisi nedensizdir. Allah, ancak, beyin ve ruh devre dışı kaldığı zaman inkâr edilebilir ki, o zaman, zaten sen diye bir şey yoktur. Sen olmayınca da Allah düşüncesi anlamsızdır. Zira Allah, senle vardır. Evet, sen, Allah’ın varlığının sonucusun ve Allah sensizde vardır, sen Allahsız olamazsın ama senin varlığınla Allah’ın varlığı bir canlılık kazanmaktadır. Sen yoksan, düşünce yoktur, ruh yoktur ve dolayısıyla Allah’ın varlığı senin için bu dünya bazında bir şey ifade etmez olmaktadır. Öyleyse, sen var olduğun müddetçe, var olmanın zorunlu sebebi olan Allah’ın varlığını inkâr etmen kabil-i mümkün değildir. Kendini inkâr edenden daha ahmak kim olabilir ve zekâya başka nasıl hakaret edilebilir?

Tarih: 07.04.2012 Okunma: 670

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?