Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Beyin yaklaşık
olarak iki yumruk büyüklüğünde ve
O kâinat bize zenginlik, huzur ve mutluluk getirebilir.
Eğer onu tanırsak, işlevlerini ve kullanmasını bilirsek…
Beynin içinde, bir şehri tekrar tekrar kurmaya yetecek kadar atom enerjisi var.
Beynimizdeki nöronların yani sinir hücrelerinin sayısı yüz milyarlarca… Öğrenme; bu nöronların birbiriyle irtibata geçmesiyle sağlanıyor. Her nöronun birbiriyle iletişime geçmesi mümkün. Bu ise yüz milyar üzeri yüz milyarlık bir bilgi potansiyeli demektir ki; ortaya çıkacak rakamı bilgisayarlarla bile hesaplamak ve ifade edebilmek, neredeyse imkânsızdır.
Beyin hücrelerinin arasındaki iletişlimin oluşması işlevine “sinaps” adı verilmektedir. Beyinde oluşan elektrik darbesi, iki beyin hücresi arasında kimyasal iletiler gönderir ve böylece “düşünce” iletilmiş olur. Bunun nasıl gerçekleştiği bilinmemektedir.
* * *
Beyin
Hakkındaki Bazı Yanlış İnanış Ve Bilgiler
İnsanın, 21 yaşından sonra günde ortalama 10.000 beyin hücresini yitirdiğine inanılıyor. Gerçekse; öğrenme yoluyla beyin çalıştırıldığında, hücre kaybetmek bir yana, beyin içinde daha da gelişmiş bağlantılar oluşuyor.
Diğer bir yanlış inanış, yaş ilerledikçe genel zihinsel becerilerin gittikçe daha büyük bir hızla gerilediği yönünde! Böyle bir şey yok; tabii eğer insanlar yaşlandıkça kendilerini bırakmazlarsa…
Güzel
Türkçemizde, bu yanlış inanışları çürütecek çok anlamlı bir kavram var: “Bilge.” “Bilge” deyince aklımıza ne
geliyor? Ak sakallı ihtiyarlar, değil mi? Yukarıdaki negatif inançlar doğru
olsaydı, “bilge” dediğimiz kişilerin hepsi de ihtiyarladıkça, birer bunak
olacaklardı. Oysaki bilge olmuşlardır. Bu, bize şunu gösteriyor: Öğrenmeyi
sürdürürsen, beyin fonksiyonları artarak devam ediyor ve bilge oluyorsun…
Öğrenmeyi bırakırsan, beyin tembelleşiyor ve bunamaya doğru yol alıyorsun.
“Zekâ ve Yetenek” adlı dizinin yazarlarından Peter Lauster, bu konuda şöyle
diyor: “Araştırdığınız şey, en sağlam
sermayeniz, beyninizdir; her gün ilgisizlikten ötürü biraz daha aptal veya
eğitim sayesinde biraz daha zekî olabilirsiniz.”
* * *
Beynin bütün potansiyelini kullanabilecek insan yok. Ortalama olarak beyin potansiyelimizin yüzde birinden daha azını kullanabildiğimiz, hesaplanıyor. Büyük dâhilerin bile, beyin kapasitelerinin ancak yüzde üç kadarını kullanabildikleri değerlendiriliyor.
* * *
Beynin
Sağ Ve Sol Tarafları
İki yumruk büyüklüğünde olduğunu belirttiğimiz beynin, bir yumruk büyüklüğündeki her bir yarısına, sağ ve sol yarımküre veya “lob” denilmektedir. Temel beyin işlevleri bu iki yarımküre arasında bölüştürülmüştür.
Buna göre sağ tarafın; sanat, bütünü görme, sezgi ve duygular, hayal gücü, renk, resim, sentez işlevlerini yerine getirdiği ve zamanla sınırlı olmadığı tespit edilmiştir.
Sol tarafın ise; sayılar, sözcükler, çizgiler, analiz, listeleme, mantık, düzenleme işlevlerini yerine getirdiği ve zamanla sınırlı olduğu anlaşılmıştır.
Bu bilgiler,
beynimizi en etkin şekilde kullanabilmemiz için çok önemli. İnsanoğlu
genellikle beyninin sol tarafının işlevlerine ağırlık vererek sağ tarafı atıl
bırakıyor. Sağ beyin kapasitemizden ne
kadar fazla yararlanabilirsek zamanı ve mevcut şartları aşabilme, hedeflerimize
ulaşabilme konusundaki gücümüz o kadar artacaktır.
* * *
Sağlam
Kafa Sağlam Vücutta Bulunur
İnsan bedeni
eğitildikçe, bu bedenin içinde bulunan beyin de gelişiyor.
Tam bir fiziksel ve beyin sağlığına ulaşma
konusunda önem taşıyan faktörler şunlar:
Genel Fizikî Kondisyon: Beyin bütün beden ağırlığının yüzde 2’si kadarını oluşturduğu halde, aldığımız oksijenin yüzde 40’ı doğruca kan dolaşımıyla birlikte beyne gider. Kondisyona sahip bir insan, kondisyonsuz bir insanın iki katı oksijen işleyebilir. Buna ek olarak, sağlıklı bir insanın ciğerleri, bedendeki zehirleri çok daha büyük bir etkinlikle dışarı atabilmektedir.
İyi bir fizikî güce sahip olmak için; kalp
atışlarımızı 120 civarına çıkaran ve bunun 30 dakika sürmesini sağlayan bir
etkinliği her gün yapmamız gereklidir.
Beslenme: Kabuklu gıdalar ve bütün tahıllar zengin bir beyin gıdasıdır. Sağlıklı ve etken bir beyin için taze besinler ve çok çeşitli gıdalar alınmalıdır.
Uyuşturucudan Uzak Durmak: Daha akıllı
olmak için her türlü uyuşturucu, alkol ve sigaradan uzak durmak lâzım.
Uyku Ve Dinlenme: İnsanların en yaratıcı oldukları durumlar dinlenme, rahatlama ve yalnızlıktır.
Uyku; beynin günlük faaliyetlerini bütünleştirdiği, düzenlediği, dosyaladığı ve sorunları çözdüğü bir dönemdir. Derin bir uykudan mahrum olan beden hep yorgun olacak, zihin kendisini toparlamakta güçlük çekecek, rüyalar vasıtasıyla gevşeyemeyen sinirlerimiz de hep gergin kalacaktır. Günde en az 7 saat derin bir uyku uyunabilmeli, uyku problemi varsa mutlaka çözülmelidir. Aksi halde hayatımız cehenneme döner.
* * *
Yukarıda beyin hakkında çok özet bilgileri paylaştık. Şimdi, bu “1.5 kilogramlık kâinatın” insanı zengin, huzurlu ve mutlu edip etmeyeceğini inceleyelim.
* * *
Zihin
Ve Zekâ
Vikipedi’de
zihinle ilgili şu bilgiler var: Zihin
bilinç akışı olarak tanımlanabilir. İnsan beyninin bilinçli süreçlerin tümünü
içerir.
Zihnin popüler kullanımı çoğunlukla düşünüş
ile eşanlamlıdır: ‘kafamızın içinde yürüttüğümüz’ kendimiz ile özel
konuşmalardır. Bunun için biz "zihin yorarız" veya "(bir şeyi)
zihnimize yerleştiririz." Bu bağlamda zihnin öz niteliklerinin biri,
sahibinden başka hiç kimsenin erişemediği bir özel alan olmasıdır. Hiç kimse
bizim ‘zihnimi okuyamaz’.
Bir başka kaynak, zihin’i akademik fonksiyonlar, olarak tanımlamış.
Ben de şöyle tanımlıyorum: “Beyin” kelimesini iki anlamda kullanıyoruz. Hem ağırlığı olan, gözle görülen maddî nesne, hem de o maddî nesnenin düşünce yeteneği gibi manevi işlevleri. İşte bu manevî işlevlere ben “zihin” adı verilir, diyorum.
Zekâ ise; en kısa ve yaygın tanımıyla, öğrenme ve problem çözme yeteneğidir.
* * *
Olumlu
Zihinsel Tutum
Doğuştan gelen yeteneklerin dışında, zekâ seviyesini ve verimliliğini en fazla, bizim zihinsel tutumumuz belirliyor.
Zihinsel tutumumuzun hem beden hem de beyin gücüyle doğrudan ilişkisi var. Korku, karasızlık, aldırmazlık, katılık ve olumsuzluk içeren bir tutum gerginliğe, hastalığa, zihnî becerilerin bozulmasına ve zekânın körelmesine yol açıyor.
Açık fikirli, kendini adamış, esnek, cesaretli, meraklı ve olumlu bir zihinsel tutumsa daha sağlıklı ve rahat bir bedenle, daha atik ve günlük hayata sürekli karşılaşılan problemlerle daha kolay başa çıkabilen bir beyin yaratacaktır. Bu alanda yapılan araştırmalar, böyle bir zihinsel tutumun beyin hücreleri arasında daha gelişmiş ince bağlantılar oluşturacağını göstermiştir.
* * *
Zenginlik,
Huzur, Mutluluk
İnsanoğlu, ömür boyu, tatmin olmanın peşinde koşar. Doyuma ulaştığı ölçüde mutlu olduğunu hisseder.
İnsanoğlu zengin olma arzusundadır. Çünkü peşinde koştuğu tatmin, huzur ve mutluluğu zenginliğin sağlayacağı zannındadır.
Parayla saadet olur-olmaz tartışması bu yazının konusu değildir. Onun için mevzunun o tarafına değinmeyeceğim.
Sayfalar dolusu marifetlerini saydığımız, nöron zengini beyin, bize zenginlik sağlar mı sağlamaz mı?
Ne desem, bilmem ki?
Bana sağlamadı.
Size aktardığım, yukarıdaki bilgileri en az 10 yıl önce edindiğim halde, bu bilgiler bana ekonomik zenginlik getirmedi.
Zengin olmayı çok istedim mi?
En azından şimdiki halimden daha müreffeh olmayı istedim. Olmadı.
Fakat bu
bilgilerin bana zenginlik getirmemesi hiç kimseye getirmeyecek anlamına gelmez.
Siz öyle bir zihinsel tutum takınır,
zekânızı öyle bir yönlendirirsiniz ki; bakmışınız bir süre sonra Allah, “yürü
ya kulum” demiş.
* * *
Zenginlik bir yana; beyni tanımak, daha olumlu zihinsel tutum huzur ve mutluluk getirdi mi?
Tereddütsüz, evet.
Son 10 yılda çok zor dönemlerim oldu. Eğer zihnimi kullanmayı bilmesem, olumlu zihinsel tutum takınma alışkanlığım olmasaydı, şimdi şu satırları size ulaştıracak gücüm, birikimim, hatta sağlığım olmayabilirdi.
Bu bilgilerle tabii ki, yılın 365 günü, günün 24 saati hiç üzülmeden, sinirlenmeden, gerilmeden, bunalmadan, şen şakrak geçmiyor. İnsan, bu duyguların hepsini yaşıyor. Olumlu zihinsel tutumun faydası bütün bu olumsuz duygular ruhunuzu ve zihninizi işgal ettiğinde, onları kontrol edebilme yeteneği veriyor size. Paniğe kapılmıyorsunuz, aşırı tepki vermeden atlatmaya çalışıyorsunuz. Üzüntünüz, öfkeniz, gerginliğiniz daha kısa sürüyor.
Çok derin problemler bile uykularınızı kaçıramıyor.
Daha küçük şeylerden huzur duyuyorsunuz.
Daha basit şeyler sizi mutlu edebiliyor.
Zengin olamadığınızı takmıyorsunuz.
Allah’ın bu çok büyük nimeti ve lütfu, mükemmel organımız beynimizi kullanalım. En etkili ve verimli kullanmanın yollarını bulalım. İnanıyorum ki, bu muazzam organ ne istiyorsak bizi ona ulaştıracaktır.
Onu kullanmamak ne büyük günah, ne büyük
israf!
* * *
Önceki
anketimizin sonuçları:
Yaylada Veya Sahilde Tatil Yapar mısınız?
1. Her yıl en az 10 gün tatil yaparım:37
2. Ortalama beş yılda bir en az 10 gün tatil yaparım:28
3. En son 10 yıl kadar önce tatil yaptım:9
4. Tatil kim, ben kim:56
Ankete ilginiz için çok teşekkür
ederiz.
Sol sütundaki yeni anketimize
katılır mısınız?
Not: Müsaadenizle, yazılarıma 10 gün kadar
ara vereceğim! Selâmlarımla…
Önceki Yazılar