Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Ramazan geldiği zaman, sabah ezanı vakti değişiyor.
Sabah namazına kalkın veya kalkmayın, uykunuz biraz hafifse ve sabah ezanını işitip saatinize bakıyorsanız, bu farkı net olarak gözlemleyebilirsiniz.
Bir hafta öncesine kadar, sabah ezanı kaçta okunuyordu?
Batı illerinde; saat 05:00 civarında!
Diyanet’in takvimlerinde “imsak vakti” kaçı gösteriyordu?
04:10 civarını...
Demek ki Ramazan’dan evvel, namaza davet saati; imsaktan 45-50 dakika sonrasıdır.
Bunun bir izahı var mı?
Var.
Nedir?
Sabah namazı vakti; imsakla güneş arasındaki vakittir.
Güneş kaçta doğuyor?
Yine Diyanet takvimine göre; saat 06:00 civarında... Dolayısıyla, Müslümanlar, 45 dakika daha fazla istirahat edebilisinler diye, sabah ezanının 05:00 civarında okunmasında bir mahzur yoktur.
Güzel!
x x x
RAMAZAN AYI GİRİNCE
Sabah ezanı; Diyanet’in takviminde gösterdiği İMSAK vaktine çekiliyor. Yani 45 dakika geri alınıyor.
Sebep?
Sebep, herhalde, ezanla birlikte, “sahur vakti”nin de sona erdiğini ilân etmek. Sahur vakti bittiğine, hazır ezan da okunduğuna göre; Müslümanlar daha fazla beklemeden sabah namazını da eda etsinler!
Edebilirler mi?
Edemezler! Çünkü; “derin hocalar” diyorlar ki; “Evet, sabah ezanı imsak vaktinde okunuyor ama siz sabah namazını kılmak için yine de 45-50 dakika daha bekleyin!”
Niye bekliyoruz?
Çünkü namaz vakti henüz girmemiş oluyor!
Peki, namaz vakti girmedi de niçin imsak vakti tamamlandı, yeme-içme kesildi?
Cevap yok!
x x x
KUR’AN’I KERİM NE DİYOR?
“Tan yerinin beyaz ipliği siyah ipliğinden sizce seçilinceye kadar yiyin için; sonra da orucu gece oluncaya değin tamamlayın.” (Bakara 183, diniyazilar.com, Haluk Gümüştabak)
Diyanet takvimine göre; oruca başlama vakti olan 04:15 civarında bir bakın bakalım; beyaz iplikten siyah ipliği seçebilecek misiniz?
O saatlerde tan yerinin ağardığına dair hiçbir emare olmuyor. Ancak bir saat sonra çok hafif değişiklikler, o da dikkatle bakınca anlaşılıyor.
Demek ki, Diyanet’in milleti oruca başlattığı saat, Kur’an’ın işaret ettiği saat değil.
Nitekim haddizatında, tutucu görüşleriyle tanıdığımız, ilahiyatçı Prof. Dr. Abdülaziz bayındır; “Müslümanlara 70 dakika fazla oruç tutturluluyor.” diyor.
Bunu 30 yıllık çalışmalarına ve bir ekiple kutuplarda ve dünyanın her yerindeki, yaz-kış yaptıkları araştırmalara dayandırıyor.
Bize, Bayındır Hoca’nın hesabı doğru gibi geliyor.
Diyanet ve bütün din âlimleri, önyargıları bir kenara koyup; uzaydan karıncanın bacağını görebilen dijital teknolojinin bilimsel verilerini esas alarak, gerçek “vakit”leri ortaya koymalı ve ümmete ilân etmelidir.
x x x
DİLENCİ
Bir şehirde dilenci gördün mü, orada hırsızlar, yankesiciler, dinsizler, kanlı katiller de vardır.
Eflatun
x x x
GÜNÜN ÇİZGİSİ, YENİÇAĞ’dan
Not: Resim gözükmüyorsa firefox’tan açmayı deneyin.