Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Bu memlekette, kendimi bildim bileli, “kayıt dışı ekonomi”den şikayet edilir.
Demek ki en az yarım asırlık mesele!
Bu meseleyi, 10 yıllık tek parti iktidarı büyük ölçüde çözmüş.
AKP’ye en sert muhalefeti yapan Aydınlık Gazetesi yazarlarından Yıldırım Koç, 31 Temmuz tarihli makalesinde, “AKP’nin 10 yıllık iktidarı döneminde, zorunlu sigortalı işçi sayısı; 5,2 milyondan 11,5 milyona yükseldi.” bilgisini veriyor.
Bu müthiş bir rakam...
Sigortalı işçi sayısı, 10 sene içinde, iki kattan daha fazla artmış. Başka bir ifadeyle artış; 6 milyondan daha fazla...
Bunun bir bölümü, nüfus ve ekonomideki büyümenin getirdiği artış olsa da, asıl büyük kesimi sigortasız çalışan işçilerin sigortalı hale getirilmesinin sonucudur.
Her iki halde de bu çok büyük bir başarıdır.
Bu, daha önce “sağlık, emeklilik, kıdem tazminatı, sendikalılaşma” gibi pek çok haktan mahrum olan milyonlarca işçinin haklarına kavuşması demektir.
Bu, elbette aileleriyle birlikte, 10 milyonu aşan bir kesimin memnun edilmesi, hatta iktidara şükran hisleriyle dolması demektir.
Bu memnuniyet ve minnet hisleri de tabii ki sandığa yansıyacaktır, yansımıştır.
AKP’nin siyasî başarısında bu gibi çalışmalarının da bulunduğu hesaba katılmalıdır.
x x x
Bu, o kadar muazzam bir hizmet ve başarıdır ki; etkileri sadece 6 milyon kişinin kayıt altına alınmasıyla sınırlı değildir. Böyle bir kayıt altına alma, muhakkak ekonominin kayıt dışı diğer bölümlerini de etkileyecek muhteşem bir gelişmedir.
Elbette bu harikulade gelişme, her türlü takdirin üzerindedir.
Ekonomideki uzun süreli istikrarın, belki de en önemli sebebi bu kadar büyük bir kitlenin kayıt altına alınması ve haklarına kavuşturulmuş olmasıdır.
x x x
HİZMET MUTLAKA TAKDİR EDİLİR
Bu haber bir hususu daha gözler önüne seriyor:
İktidar yanlıları, muhalefete sıkça, “Yahu, bu AK Parti’nin ve Erdoğan’ın yaptığı hiç mi iyi bişey yok?” diye soruyorlar.
Elbette vardır. Ve iyi yapılan, memleket hayrına olan hizmetler en sert muhalefet tarafından bile görülür, takdir edilir.
Bir Aydınlık gazetesi yazarının bile gördüğü ve AKP’nin hakkını teslim ettiği gibi...
Keşke hep böyle güzel gelişmeler olduğunu görsek-duysak da, daima onları dile getirsek.
Bu bizi memnun eder. Kimse olumsuzlukları yazmak, kötümser-karamsar gözükmek istemez, bundan memnuniyet duymaz. Hele benim gibi “iyimser” yaradılışlı biri hep iyileri, güzellikleri görmek ister.
x x x
TÜRKİYE EKONOMİSİ NASIL?
Zaman zaman ekonomideki aksaklıkları dile getiriyoruz.
Bilhassa, gelir dağılımının çoooook adaletsiz olduğununu vurguluyoruz. Bu adaletsizlik devam ediyor.
Bununla beraber, genel iktisadî verilerin gayet iyi olduğunu söylemek bir vicdan borcu...
Bazı sektörlerde yavaşlamalar olsa da, çoğunda büyüme var.
Vatandaşın geniş çaplı şikayetleri yok.
Kabul etmeliyiz ki, Türkiye ekonomisi en canlı devirlerinden birini, bir “altın dönem”i yaşıyor.
x x x
SUNNİ DEĞİL SÜNNÎ
Gerek televizyonlarda, gerekse gazete ve internette; İslâm’ın ana mezheplerinden birisinden bahsedilirken “sunni” ibaresi kullanılıyor. İbare diyorum, çünkü onun bile doğru şekli “sun’î”dir. Bu terimi, ne yazık ki çok kıdemli bir bayan dış politika yazarının bile TV’de kullandığına şahit oldum.
“Sun’î”, yapay demektir, herhangi bir mezhep ismiyle alakası yoktur.
Doğrusu “Sünnî” dir.
“Sünnet” ehli anlamında...
x x x
GÜNÜN ÇİZGİSİ, AKŞAM’dan
Not: Resim gözükmüyorsa firefox’tan açmayı deneyin.