Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Böyle bir soruya can-ı gönülden, kesin bir “imân”la “EVET” diyebilmeyi ne kadar isterdim!
Neyse ki...
Ben söyleyemesem de, çok şükür, söyleyenler var!
Yandaşın mutaassıp kanadı, neredeyse, yürekten gelen bir “imânla” söylüyor:
İsrail yenildi!
Peki, inandırmak için ortaya deliller koyuyorlar mı?
Koyuyorlar!
Koyuyorlar da, bu deliller ne derece sağlam?
Birlikte bakalım:
Öne sürülen ilk “kanıt”, “ABD seçimlerinde, Netanyahu Romney’i desteklemişti. Obama’nın kazanmasıyla, Romney’le birlikte İsrail de kaybetti.” hükmü!(Alper Tan, kanalahaber.com, 04/12)
Evet, Netanyahu’nun Romney’i desteklediği doğru... Fakat Amerika’daki Yahudi seçmenin %69’unun oylarını Obama’ya vermesini nasıl yorumlayacağız?
Bu vaziyette, İsrail’in Obama’yı istemediğinden emin olabilir miyiz? Nitekim, Obama, İsrail’i desteklemek konusunda en ufak bir gevşeklik, tereddüt gösteriyor mu?
x x x
İkinci delil olarak, Alper Tan, “İsrail’in önceden ilân ettiği kara harekâtından vaz geçirildiği”ni öne sürüyor.
O günlerin gazetelerine bakarsanız, İsrail’in “önceden ilân olunan” değil, “gazze’den saldırılar durmazsa” bir “kara harekâtı” başlatacağı tehdidinde bulunduğunu görürsünüz.
Tan, olmayan harekâtın geri bıraktırıldığını iddia ediyor ama bütün dünyanın gördüğü gerçekleri görmüyor: 10 günlük “füze savaşında” İsrail kaç füze gönderdi, Hamas kaç füzeyle karşılık verdi?
Elbette bakılması gereken diğer bir ölçü, her iki tarafın isabeti ve kaybı ne kadar oldu?
Üstünlük, hiç mukayese kabul etmeyecek şekilde İsrail lehine değil miydi?
x x x
Tan, üçüncü kanıt olarak, “11 ülkenin dışişleri bakanları Gazze’ye çıkarma yaparak Telaviv’e meydan okudu.” diyor.
Biz savaş esnasında 11 Dışişleri Bakanı sayamadık. Gazze’ye, birkaç Bakan’ın gittiyse de, onların “meydan okuduklarını” değil, orada ağladıklarını bütün dünya gördü.
Burada, asıl sorulması gereken husus, Gazze’de bir şey değişti mi, Filistinlilerin hayatı kolaylaştı mı, ambargo kaldırıldı, hatta hafifledi mi, Gazze’deki kafes kırıldı mı?
Eğer İsrail yenilmiş olsaydı, bu suallere “evet” cevabı verilmeliydi, değil mi?
Peki, bunlara “evet” demeye imkân var mı?
Alper Tan, bu “delil”leri ileri sürdükten sonra, sadece, “İsrail yenildi” demekle de kalmıyor, “1948’den beri uğradığı en büyük hezimettir” diyor.
Tan, hızını alamıyor, “Bu daha başlangıçtır” diyerek, İsrail’i daha büyük yenilgilerin beklediği müjdesini veriyor!
Lâkin bundan sonra gelen “Önümüzdeki günler ve özellikle de Ocak ayında yapılacak seçimlerden sonra çok daha sıkıntılı günler gelebilir.” Şeklindeki “yumuşak” ifadesi, öncekiler kadar “kat’i” bir “imân” içermiyor. Nedense, bir açık kapı bırakıyor?
Buna rağmen, Tan’ın ağzından bal damlıyor.
İsrail’in yenildiğine dair söylediklerinin gerçekleşmesini yürekten temenni ediyoruz.
Çünkü gördüğümüz kadarıyla, Amerika, dağ gibi arkasında durmaktadır ve bu da İsrail’i şımartmaktadır. İran’a karşı bir çılgınlığa kalkışacak, dünyayı yakacak diye kaygı duyuyoruz.
x x x
GÜNÜN ÇİZGİSİ, YENİ ASYA’dan, 06 Aralık
NOT: Resim gözükmüyorsa, firefox’tan açmayı deneyin.