DÜNYA NÜFUSU YARIYA İNMELİ

İsmail Hakkı CENGİZ - 06.01.2013

 Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


Dünya, bugünkü haliyle 7 milyar insana dar geliyor...

Evlatlarını besleyemiyor...

Evet, Allah herkesin “rızkını” verir...

Ama dünyayı bize teslim ettiği gibi koruyabilseydik verirdi.

İnsan, dünyanın anasını belledi... Doğal halini devam ettirebilseydik, 7 değil, belki 17 milyar insanı bile besleyebilirdi.

Lâkin artık imkânsız!

İşte ortada:

1 milyardan fazla insan açlığın pençesinde, her gün 4 bin çocuk açlıktan ölüyor...

Sanmayın ki geriye kalan 6 milyar ademoğlu refah içinde...

Hayır, o 6 milyarın da en az yarısı yoksullukla cebelleşiyor...

Sağlıklı konutlarda yaşayamıyor... Temiz suya ulaşamıyor...

Sağlıklı doğal alan ve ortamlardan uzak...

Havanın, suyun ve toprakların kirlenmesi bütün insanları tehdit ediyor.

Bu tehdit, bugün bile ürkütücü bir tehlikeyken ve buna karşı etkili tedbirler alınmazken...

“Dünya nüfusu artmalı, istikbal için genç nüfus lâzım” demek, aslında, gelecek kuşakları daha büyük tehditlerin ortasına itmek demek!

x   x   x

EN KORKUNÇ TAHRİP YAĞMUR ORMANLARINA

Yerküre, her şeyiyle, her yeriyle bir bütün...

Japonya veya Avustralya’daki bir doğal felaket, misâl, bir orman yangını, bütün insanlığın zenginliğinden, sağlığından bir parça götürüyor.

Dünyanın her yerindeki ve özellikle Türkiye’deki doğanın parça parça katledilmesini ara ara yazıyoruz. Bu doğa katliamı, Türkiye’de ve dünyada sürüyor.

Fakat bütün insanlık için en büyük katliam “Yağmur Ormanları”nda yapıldı.

Yağmur Ormanları, Ekvator’dan itibaren 23 derece kuzey ve 27 derece güney enlemleri arsındaki toplam 50 derecelik bir alanı kapsıyor.

Daha iyi anlamak için, Türkiye’yi sınırlayan enlemleri hatırlayalım: 36-42 derece enlemler arası. Demek Türkiye, 6 derecelik bir enlem şeridi içinde...

Yağmur Ormanları, 50 derecelik şeridi kapsadığına göre; demek ki, Türkiye’nin 8 katı genişliğindeki bir şerit...

İnce dikkat; Türkiye’nin 8 kat büyüklüğü değil, yerküreyi, Türkiye’nin 8 katı genişiliğinde saran çok daha büyük bir alandan söz ediyoruz.

İşte bu saha; “altın”, “petrol” ...Vs. aramak için tahrip edildi.

“Yağmur ormanları, yıllık en az 1750-2000 mm yağışa dayalı, yüksek yağış miktarı ile karakterize ormanlardır.” (Wikipedi)

Şimdi, dünya o yüksek yağıştan mahrum...

Tabii kayıp sadece yağışlar değil, o yağışların azalması veya bitmesiyle, arzın iklimi de değişti. Bu değişim, küresel ısınmanın ve kuraklığın en önemli tetikleyicilerinden birisi oldu.

Bu Yağmur Ormanları kuşağı; Brezilya ile açlık ve susuzluktan insanların kırıldığı Orta ve Güney Afrika bölgelerini içine alıyordu.

Hem dünyayı bu kadar tahrip et, hem de “Allah, her doğanın rızkını verir” diye, nüfus artışını teşvik et...

Allah buna razı olur mu?

x   x   x

Tabii “Nüfus yarıya inmeli” derken, insanları atom silahlarıyla öldürelim demiyoruz.

Etkili bir nüfus planlamasıyla bu iş, 40-50 sene içinde yavaş yavaş gerçekleştirilebilir.

x   x   x

      5 Ocak 1975’te kaybettiğimiz, “Bayrak Şairi”, Arif Nihat ASYA’yı, ölümünün 38’nci yılında, aşağıdaki eseriyle anıyoruz. Ruhu şad olsun!

     UYUYOR MUSUN?

Bak şuram sıyrıldı diye kendini
Hala bebek bebek soyuyor musun?
Yazı yazar yahut resim yaparken
Yine ellerini boyuyor musun?
Dudağımdan öpen bir adın vardı
Ki hala öpüyor duyuyor musun?

Koşa koşa gelip ''yoruldum'' diye
Elini kalbine koyuyor musun?
''Daha pek erkendir biraz büyüsün''
Diyorlardı söyle: büyüyor musun?
Yoksa isyan edip parmaklarınla
En tatlı yaşını sayıyor musun?
Kuzular uyandı, kuşlar uyandı
Güller uyandı sen uyuyor musun?

yarı yosun,yarı zambak kokunu
Yine buğu buğu yayıyor musun?
Çocuk olmadığını orda görmüştüm
Hala trabzandan kayıyor musun?
İçinden köpükler gibi taştığın
O yarım şeyleri giyiyor musun?
Kuzular uyandı, kuşlar uyandı
Güller uyandı sen uyuyor musun?

     x   x   x

GÜNÜN ÇİZGİSİ, salom.com.tr'den


NOT: Resim gözükmüyorsa, firefox’tan açmayı deneyin

Tarih: 06.01.2013 Okunma: 720

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?