KURTULMAK MI İSTİYORSUN? DÜŞÜNECEKSİN!...10…

Özgür DENİZ - 06.01.2013

İnsan, yörüngesini bulmak, kendine bir hedef tayin etmek ve bir fikri benimsemek için, edindiği bilgileri kullanarak düşünür. Düşünmek, yaratıcıdır. Düşünmeden hareket etmek imkânsızdır. Bir şey meydana getirmek, bir proje üretmek ve sağlıklı kararlar alabilmek için mutlaka düşünürsün. Düşünmek içinde bilgi altyapısına sahip olmak gerekir. Düşünmek, ayıklayıcıdır. Düşündüğün zaman, olgulardan gelen bilgiler aracılığı ile kalbine ve beynine gelen sezgiler sayesinde iyi ile kötüyü ayıklayabilirsin. Düşünen insanın zihninde kelebekler uçuşur. Düşünen zihnin putları yoktur. Düşünen zihin sabit değildir ki, putlara takılıp kalsın. Düşünen zihnin önyargıları olmaz. Düşünen zihin, eninde sonunda yüksek hakikatin farkına varır. Mutlaka varır. Yani herkesçe kabul edilen, kabul edilmek zorunda kalınan, hayatın ve hiçbir şahsın yalanlayamadığı hakikatin. Düşünen zihin, hiçbir olguyu, fikri, müntesipleri aracılığı ile yargılamaz, tetkik ve tahlil etmez. Direkt olarak yargılar, tetkik ve tahlil eder. Eğer yalanlayamıyorsa, o fikir doğrudur ve doğru fikrin yaşanılması gerekir. Eğer yalanlayabiliyorsa, o fikir yanlıştır ve yanlış fikrin yaşanılması cehaletin belirtisidir. Haddizatında, insanoğlunun en mühim problemlerinden biridir bu. İnsanlar, fikirleri, ne hazin ki, müntesiplere göre tetkik ve tahlil etmekte ve buna göre intihap etmektedirler. Nihayetinde de, büyük yanılgıların, aldanışların kurbanları olmaktadırlar. Oysa fikirler, orijinlerine göre intihap edilmelidirler. Orijinine göre intihap etmediğiniz her şey, sizin için tehlikelidir ve zımnen sömürülmenize zemin hazırlıyorsunuzdur bu yolla.

 

Burada şöyle bir misal vermek sonsuz isabetli ve faydalı olacaktır eminim. İslam ile Komünizm üzerinde tezekkür edelim. Çünkü dünyada, öz olarak iki fikir vardır ve bunlar İslam ile Komünizmdir. Yani Tevhid ve Şirkin mümessili olan müşahhaslaşmış olgular. Diğerleri aradaki gri renklerdir. Siyonizm’i saymıyoruz, o, görünmez bir anadır, babadır. İslam haricinde bütün fikirler ona çalışır. Ondan gelir, ona gider. Şimdi bir şahıs bu iki yoldan birini intihap edeceği vakit, gidipte müntesiplerine bakmaz, bakamaz, bakmamalıdır. Bakarsa alıklık etmiş olur. Evet, alıklık etmiş olur. Çünkü ben, Ali’ye, Veli’ye göre İslam’ı intihap etmem. Edersem, bu, benim cehaletimin en sarih göstergesi olur. Çünkü hiçbir fikir, müntesiplerinin şahsında motomot yaşanmaz. Ve her fikir kendi orijinlerine göre kıyaslanır. Sen fikri kabul edersin ve yanlış değil doğru yaşarsın. Öyleyse doğru fikrin, yanlış müntesiplerine bakarak reddedilmesi cehalet belirtisidir. Doğru fikrin yanlış müntesibi olabileceği gibi, yanlış fikrin doğru müntesibi de olabilir. Binaenaleyh, fikrin kendisi önemlidir. Eğer fikrin orijininde bir bozukluk varsa, yanlış varsa, seni sen olmaktan çıkaran bir yönü varsa o zaman reddetmen normaldir. Burada Kur’an’dan bir ayet vermek istiyorum: ‘’Bir topluluğa karşı beslediğiniz duygu ve düşünceler, sizi, onlara karşı adaletsizliğe sevk etmesin.’’ Diyor Allah, tüm kullarına. Şimdi Müslüman olduğunu iddia edenlerin, bu ayete mugayir hareket etmeleri, bu ayetin hükmünü yok edebilir, bu ayetin büyüklüğünden, doğruluğundan kıymık koparabilir mi? Asla ve asla. Ayet çok sarih ve nettir. Hükmü sabittir ve değişmezdir. Burada biz, bu ayetin muhataplarına göre ayeti değil, ayetin kendisine göre muhataplarını sorgulamalıyız. Namuslu olan tavır budur. Gelelim Komünizme, bana Komünizmde bu ayetteki yüceliği barındıran tek bir ilke gösterebilir misiniz? Asla ve asla. Öyleyse bana, Komünizmde adalet var diyemez kimse. Komünizm, esaret zincirlerinin en ağırıdır, Komünist liderler, dünyanın, emsali görülmemiş zalimleridirler. Bunu ne hayat, ne beyinler ve ne de vicdanlar asla yalanlayamaz ve yalanlayamayacaktır da ilânihaye. Sana armağan edilen ve varlığına anlam kazandıran, vücudunun en önemli parçası olan kafanı kullan ey insanoğlu! Kafanı asla kiraya verme, kafana ipotek koydurma, kafanı birilerinin avuçlarına teslim etme.

 

Bu yazımda siz sevgili dostlarıma, Kur’an’ın ‘’Kişisel Gelişim İlkeleri’’ olarakta bakabileceğimiz ayetlerinden bir demet sunmak istiyorum. Aslında bizim, bu yönde de çok kusurumuz vardır. Şimdi, ‘’Kişisel Gelişim’’ üzerine yazılmış kitapları alırız, ayıla bayıla okuruz, yazarına sitayişler düzeriz. Her yerde de bahsederiz. Ama ne hazindir ki, cebimizde ki Güneşi fark edemeyecek kadar körüzdür, alığızdır. Kaynak bizden olunca hor bakarız, gâvurdan olunca yüceltiriz, payeler vermekte gecikmeyiz. İşte bizler bu kadar zavallıyız. Kendimize, özümüze bu kadar yabancıyız, düşmanız. Milletimize düşman olur, başka milletlere taparız. Devletimize düşman olur, başka devletlerin mandası olmaya bayılırız. Dinimize küfrederiz, başkalarının dinlerini yüceltiriz. Kendi tarihimize, ecdadımıza, töremize hor bakarız, bunlarla alay ederiz. Ama başkalarının tarihlerine, ecdadına, töresine saygıda kusur etmeyiz. Sonra da belalar yağmur gibi yamaya başladı mı, bu belalar da nereden çıktı diye geri zekâlıca cazgırlık yaparız. Çözümü yanlış adreslerde ararız. Basitiz, sığız, cahiliz, zalimiz, nankörüz. Ama bunu açıkça ifade edene de kızmakta gecikmeyiz. Yani ayrıca küstahız. Siz sevgili dostlarımı şerefimle temin ederim ki; Dale Carneıge’nin galiba ‘’Dost Kazanma Sanatı’’ isimli kitabı olacak, üç defa okudum ve son okuyuşumda maddeler halinde özet çıkardım. 30 tane madde çıkardım ve 30 maddenin karşısına 30 tane Hadis koydum. Adam, sanki Hadis’leri ezberlemiş ve her bir Hadis’in açılımından bir kitap meydana getirmiş. Olay budur, gerisini siz düşünün. Kendimize, özümüze dönebilsek; kendimizden, özümüzden utanmasak, ne yüce ve görkemli güzelliklerle karşılaşacağız ama bir türlü yanaşmıyoruz. Cehaletin kör kuyusunda ömür çürütüyoruz. Neyse, siz sevgili dostlarımı, yegâne yüce ve emsalsiz hakikatten damlalarla baş başa bırakıyorum inşaallah. Buyurunuz!

 

Kur'an'ı Kerim'de, birer kişisel gelişim ilkesi, umdesi olarak algılayabileceğimiz, anlayabileceğimiz, idrak edebileceğimiz ayetlerinden bazıları:


İsra 37: Kibirli olma alçakgönüllü davran.
Müddesir 1-5: Kendini fazla abartma.
Tekvir 25-27: Her şeyin üstesinden gelemeyeceğini asla unutma.
Bakara 156: Çaresizlik tuzağına düşme. Her zaman bir umut ışığı olduğunu aklından çıkarma.
Beled 5-6: Her şeye hâkim olmak için uğraşıp hayatı yaşanmaz hale çevirme.
Hucurat 10: Büyüklük kompleksine kapılıp insanları ezerek arkadaşlarını kendinden uzaklaştırma.
Muhammed 7: İyiliği karşılık beklemeden yap.
Rum 21: Tek başına mutlu olunamayacağını bil. Çevrenin mutluluğu için gayret göster.
Vakıa 83-87: Ölümden korkmak yerine ölüm gerçeğiyle yüzleş.
Bakara 263: Yaptığın iyilikleri unut. Anlatarak onları kıymetsizleştirme.
Furkan 63: Sana yapılen kötülüğün karşılığını vermek yerine. Öfkenin dinmesini bekle.
İnşirah 1-3: Seni huzursuz edecek işlerden uzak dur. İhtirasını törpüle.
Maun 4-5: Eleştirinin keskin bir bıçak olduğunu unutma. Söyleyeceklerini iyi tart.
Mücadele 7: Hiçbir sırrın sonsuza kadar gizli kalamayacağını unutma.
Rahman 7-9: Çıkarcı olma. Adil davran.
Tekasür 1-2: Kibrine yenilip hep daha fazlasını isteyerek hayatını zehir etme.
Tevbe 40: En zor zamanda bile kesinlikle ümitsizliğe kapılma.
Fatır 19-22: Senden iyi durumda olanlara bakıp üzüleceğine senden zor durumda olanları görüp rahatla.

Fecr 27-28: En sevdiğin şeyleri başkalarıyla paylaşmanın keyfine var.
Hakka 33-35: Hayatının vazgeçilmezleri olsun. Onları küçük çıkarlar için asla feda etme.
Haşr 10: Muhatabına güvenmek istiyorsan önce sen güvenilir ol.
Kalem 1-2: Yazdıklarının ve yaptıklarının peşini bırakmayacağını unutma. Gücünü insanların yararına kullan.
Münafıkun 4: Bencil olma tebrik etmeyi bil.
Saff 2: Yalandan uzak dur.
Yusuf 32-33: Modern hayatın çarpıklaştırdığı kadın-erkek ilişkilerinin hayatını esir almasına izin verme.
Ankebut 41: İyi bir dostun paha biçilmez olduğunu aklından çıkarma.
Al-I İmran 92: İyilik yapma arzunu şarta bağlama. Vermek almaktan daha büyük bir ihtiyaçtır asla unutma.
En'am 50: Önyargılarla hayatı kendine zehir etme.
En'am 60: Bildiklerinle açıklayamadığın şeyler hayatının kâbusu olmasın.
Felak 1-5: Korkuların tutsağı olarak yaşamaktan vazgeç.
Hacc 46: Kendini hep daha iyiye ulaşmak zorunda olduğuna koşullama.
İbrahim 42: Merhametli olmaktan asla vazgeçme.
İsra 23: Anne ve babana ‘off' bile deme.
Nisa 149: Kendini sürekli övmekten uzak dur.
Yunus 12: Vazgeçilmez olmadığını Kabul et.
Enfal 56: Sözünüzde durmamanın utanç verici olduğunu aklından çıkarma.
Furkan 43: Heveslerini kendine ilah edinme.
Necm 3: İnanma duygunu diri tut.
Nisa 58: Karar verirken vicdanının sesini duymazlıktan gelme

 

 

Hayata ve vicdanına vur. Eğer hayata yalanlatabiliyorsan ve vicdanın yalanlayabiliyorsa inanma ve yaşama. Fakat hayata yalanlatamıyorsan ve vicdanın ıskat oluyorsa, susuyorsa inan ve yaşa. Sonra dünya ve insanlık kirleniyor diye cazgırlık yapma. Sen temizlen ki, temizleyebilecek gücün olsun ve dünya ve insanlık kirlerinden arınıp, temizlenebilsin. Yaşamayanlara bakma, sen yaşa ve doğru yoldan şaşma! Büyük insanlık ailesi içine doğmuş olsan da, içinde bulunduğun ve üyesi olduğun insanlık ailesinden sorumlu olsan da; hakikatte tek doğdun, tek yaşayacaksın, tek öleceksin ve tek hesaba çekileceksin asla unutma!

Tarih: 06.01.2013 Okunma: 683

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

öd

05.07.2012 - 23:44

Allah razı olsun üstad güzel duygu dilek ve dualar için. dualarınıza yürekten iştirak ediyor ve amin diyorum. huzurlu güzel ve dua yüklü geceler diliyorum cümle güzel insanlara, şereflice vatanı milleti ümmeti dini ve devleti ve insanlık için çalışanlara.... ahlak ve adalet için dövüşenlere...

öd

05.07.2012 - 23:44

Allah razı olsun üstad güzel duygu dilek ve dualar için. dualarınıza yürekten iştirak ediyor ve amin diyorum. huzurlu güzel ve dua yüklü geceler diliyorum cümle güzel insanlara, şereflice vatanı milleti ümmeti dini ve devleti ve insanlık için çalışanlara.... ahlak ve adalet için dövüşenlere...