“ İnsanlık için su bir hayat ve kavga nedenidir” başlıklı yazımızı “Anamur-Kıbrıs hattında bu gelişmeler yaşanırken sessiz sedasız bir çalışma daha yürütülüyor.” cümlesi ile tamamlamıştık. Bilindiği gibi KKTC’ye su götürme projesinin en önemli ayağı olan Alaköprü Barajında çalışmalar hızla ilerliyor. Baraj gölünde birikecek suyun bir kısmı denizaltıda 250 metre derinlikte inşa edilecek borularla Kıbrıs’a ulaşırken, geri kalan kısmı da hidroelektrik santralinde ve tarımsal sulama amaçlı kullanılacak.
Bir süre önce bir dostum, Anamur’da kullanılmaya başlanan ilk sulama kanalının Rum Beyleri tarafından yaptırıldığını, bu beylerden birinin mezarının Köprübaşı köyünde bulunduğunu söylemişti. Ama Anamur ve Bozyazı’nın hayatını değiştiren asıl sulama sisteminin yapılışı bundan altmış yıl öncelerine dayanır. Anamur ve Bozyazı’da hizmete giren beton sulama kanalları ve kanaletlerin geçtiği yerler hızla değişmeye ve gelişmeye başlamış, su sıkıntısı çeken köyler ve araziler tenhalaşmış, boşalmıştır.
Anamur ve Bozyazı’nın gelir seviyesinin yüksek olmasından söz edilir. Bu durum biraz da suyun, iklim şartlarının ve coğrafi konumun sağladığı avantajların bir sonucu olsa gerek. Aslında Anamur e çevresi turizm açısından da çok önemli potansiyele sahiptir. Nedense doksanlı yıllardan itibaren tercih, başta muz ve çilek olmak üzere turfanda meyve ve sebze üretiminden yana kullanılmıştır. O nedenle Anamur, Bozyazı ve çevresi için sulama sistemlerinin önemi bir kat daha artmış ve herkesin ortak sorunu haline gelmiştir.
Anamur ve Bozyazı’da DSİ tarafından yapılan sulama kanalları artık sulama birlikleri tarafından işletilmekte ve her yıl kırılan, dökülen, yıkılan bölümlerinin tamiri için büyük masraflar edilmektedir. Belki birkaç senenin masrafları ile kapalı devre sulama sistemini tesis etmek bile mümkün olabilir. Elbette mevcut sulama kanalarının işletilmesi veya yeni tesis edilecek kapalı devre su sisteminin vatandaşa bir külfeti olacak ve suyu kullananlar bedelini ödeyecek. Bu durum ileride nasıl bir sonuca doğru gidecek şimdiden kestirmek zor. Ancak büyük küçük bütün su kaynaklarının özelleştirilerek, şirketlerin ticari malı haline gelmesi uzak bir ihtimal değildir. İşte asıl o zaman kıyamet kopacak, kavgalar başlayacaktır. Bilim adamları bundan sonraki savaşların su yüzünden çıkacağını söyleyip duruyorlar.
Bundan önce yayınlanan birçok yazımızda Anamur ve Bozyazı için kapalı devre sulama sisteminin gereğinden söz ettik. Anamur-Kocaçayın suyu Kıbrıs’ta pazarlık masasında görüşülürken neden suyun asıl sahibi Anamurluların görüşünün alınmadığını sorduk. Ama bu konuda etkili ve yetkili makamlardan ne olumlu ne olumsuz bir cevap alamadık. Şimdi tekrar sormak istiyorum. Sizler Anamur’un suyunu Kıbrıs’a verme kararı alırken, Kıbrıs görüşmelerinde Anamur’un suyu pazarlık konusu yapılırken kimlere sordunuz? Halkın olumlu ya da olumsuz görüşünü aldınız mı?
O halde kullanılmakta olan sulama istemi ekonomik anlamda ömrünü tamamladığına göre KKTC’ye su akmaya ve Geçitkale Barajında toplanmaya başlarken, Anamur ve Bozyazı’nın kapalı devre sulama sistemi projesi de tamamlanmalıdır. Böyle bir gelişmeye, Anamur ve Bozyazı’da yaşayan herkesin sıcak yaklaşacağı ve Kıbrıs’a su götürme konusundaki rahatsızlıklar ortadan kalkacaktır.
Anamur ve Bozyazı için düşünülen sulama sistemi için toplantılar yapıldığı ve fikir birliğine varıldığı söyleniyor. Bu konuda aksi bir düşüncenin ortaya çıkması da zaten düşünülemez. Bize göre sulama sistemi konusu Anamur’un il olmasından, belki yoldan çok daha önemlidir.
Bakalım başta iktidar partisinin yerel temsilcileri, diğer partiler ve ilgili oda ve kurumlar nasıl bir sınav verecekler? Gidip hükümetten istediklerini alabilecekler mi? Bekleyip göreceğiz.