Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Biraz bunaltıcı sıcaklardan, biraz da o günlerdeki “Suriye’de düşen uçak” tartışmalarına odaklandığımızdan olacak, atlamışız...
Geçiştirilmiş...
Tabii bir başka sebep de işimize öyle geldiğinden, haberi görmemeyi tercih etmiş olmalıyız!
O günlerde, Esad, “düştü düşüyor”, “gitti gidiyordu”...
Hal böyle olunca, ona 2 sene daha “süre” vermek kimin haddineydi?
Elbette böyle bir haber ciddiye alınmayacaktı!
Alınmamış!
Şimdi, aradan 8 aya yakın süre geçmiş... Yani verilen sürenin üçte1’i dolmuş bile... Demek ki haber gayet ciddi... Doğru istihbarata dayanıyormuş.
O vakit, bu haberi hatırlamaya, üstünde tartışmaya değer...
Haber, İngiltere’nin Independent Gazetesi’nin deneyimli muhabiri Robert Fisk’e ait...
Fisk’in ifşa ettiği, ABD-AB-Rusya arasında yapılan anlaşmaya göre;
“Rusya’ya, Suriye’nin Tartus kentindeki askeri üssünün devamlılığı garanti edilecek. Bu anlaşma sayesinde Suriye’de istikrar sağlanırken aynı zamanda da Suriye’de bir yeri olmuş olacak.
Anlaşmada, ABD ve Batı’nın payına düşen ise: Petrol.
‘Batı’ya petrol taşıyacak iki petrol hattı rotası gündemde... Bunlardan ilki Katar ve Suudi Arabistan’dan Ürdün ve Suriye üzerinden Akdeniz’e... Diğeri ise İran’dan Irak, Suriye ve Akdeniz üzerinden Avrupa’ya petrol taşıyacak.’
Petrol konusunda Rusya’ya bel bağlamak istemeyen Batılı ülkeler, Esad’ın iki sene daha iktidarda kalması ile bu rotaları garanti altına alacaklar”
Görüldüğü gibi; söz konusu planda herkes kazanmış oluyor...
Bununla beraber; “antlaşma”da iki tezat göze çarpıyor:
Birincisi; İran petrolünün de Batı’ya akışından söz ediyor olması... Malûm, Batı, İran’a ambargo uyguluyor. Bu ambargo varken, üstelik, bu kadar kısa vadede, İran petrolünü nasıl alacaklar?
İkincisi; hem Rusya’yla işbirliği yapılıyor, hem de “petrol konusunda Rusya’ya bağımlı olmak istemeyen Batılı ülkeler”den bahsediliyor. Bu da diğer bir çelişki...
Bu tezatlar olmakla birlikte, son aylarda, Batı’nın, Esad’ın gitmesi konusunda çok iştahlı gözükmemesi...
Silahlı “muhalifler”in, Esad’la görüşmeye hazır olduklarını bildirmeleri...
En mühimi, gitti gidecek gözüyle bakılan Esad’ın, vaziyetini bir sene evveline göre nispeten tahkim etmiş olması, Fisk’in bahsettiği “antlaşma”nın yapıldığı ihtimalini kuvvetlendiriyor.
x x x
‘STRATEJİK DERİNLİK’ BUNU DA GÖREMEMİŞ
Haddizatında, büyük güçlerin, “dünyayı paylaşma” mevzuunda antlaşmalar yaptığı sır değil...
Bunları biz atlayabiliriz, kamuoyu duymayabilir fakat Dışişleri’nin haberdar olmaması düşünülebilir mi?
Düşünülemez ama Davutoğlu atlamış işte!
Belki de ciddiye almadı...
Çünkü o günlerde, Esad’a ömür biçiyor, “süresi haftalarla sınırlı” demeçleri veriyordu.
Ki, Cumhuriyet tarihinin en başarılı Dışişleri Bakanı olduğuna inanılıyor!
İnanın!
x x x
GÜNÜN ÇİZGİSİ, LEMAN’dan, 30 OCAK
NOT: Resim gözükmüyorsa, firefox’tan açmayı deneyin