Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Evet, adaletsizliği en fazla artıran husus bu, “küresel vicdan”dan yoksun oluşumuz.
“Somali’de her gece rüyasında bebeği için bir bardak süt gören anneler” sözü çok çarpıcı, insanın içini burkuyor...
Sonra şu sözleri
müthiş: “Üzerimize giydiğimiz elbise, Bangladeş’te 5 yaşındaki bir çocuğun umutlarıyla
dokunduysa; aracımıza koyduğumuz benzin, Libya’da bir masumun kanıyla karıştıysa; çocuklarımıza verdiğimiz çikolata, Afrika’nın nehirlerine zehir kattıysa; giydiğimiz palto, bir hayvan türünün
yok olmasına sebep olduysa; evimizdeki mobilya yağmur ormanlarını yağmaladıysa;
bu döngüden, böyle bir küreselleşmeden, rahatsız olmak, bunu sorgulamak
zorundayız.
İnsanlar, güzel kokular sürünme yarışına girerken, atmosfer deliniyor; insanlar
hırsla hız yapma peşinde koşarken, buzullar eriyor. Büyüme ve kalkınma
dediğimiz süreç böyle devam ederse, ortada yaşanabilir bir dünya kalmayacak.”
Ve meşhur Kızılderili atasözüyle yaptığı sonuç: “Bütün ağaçlar kesildiğinde, bütün hayvanlar avlandığında, bütün sular kirlendiğinde, hava solunamaz hale geldiğinde, işte o zaman paranın yenilebilir bir şey olmadığını anlayacaksınız”.
Sayın Başbakan, BM Orman Forumu’nda yaptığı yukarıdaki konuşmasıyla yerkürenin en önemli meselesine dikkat çekiyor.
Söylediklerine tamamen katıldığımı belirtirken, ayrıca ülkem ve dünyanın geleceği için son derece iyimserlik aşıladığını da söylemem gerek!
Bu konulardan arasıra bahsediyoruz.
Ş,mdi, üstüne basarak tekrar vurguluyoruz; “yaşanlabilir bir dünya kalmıyor”!
İnsanoğlu en evvel, ve her şeyden evvel bu “çevre” sorununu çözmek zorundadır. Yoksa gelecek kuşaklarca hiç de “hayır”la anılmayacağız.
x x x
Erdoğan’ın yukarıdaki sözlerini dinleyince, ülkedeki doğa tahribatından haberi olmadığı izlenimi edindim.
Sadece çevremdeki bazı korkunç tahribatı, kirlenmeyi, zehirlenmeyi hatırlatayım:
1. Kazdağları’nda altın madeni işletmesi: Çanakkale ile Balıkesir arasındaki geniş bir bölgede, önümüzdeki 20 yılı kapsayan bir madencilik faaliyeti var. Bu süre sonunda sayısı belirsiz ağaç kesilmiş, topraklar kirlenmiş ve çoraklaşmış, hava ve sular zehirlenmiş olacak.
2. Çaldağ’daki nikel madeni işletmesi: Turgutlu yakınlarındaki
ormanlık alanda, 4 sene önce başlayan, birinci maddedeki zararların verilmeye
başlandığı, İzmir körfezine kadar
havayı, suyu ve toprağı kirleten madencilik faaliyeti.
3. Efemçukuru altın madeni işletmesi: İzmir’in hemen yanıbaşındaki bölge... Daha geçen hafta gidip
gördüğümüz, 3-4 sene öncesinden başlayan, yukarıda zikredilen zararları veren
madencilik alanı.
Buralar, hemen İzmir’in çevresindeki, bildiğim, gördüğüm tahrip alanları. Ülkenin her yerinde böyle vahşi madencilik, doğa tahribi, çevre kirletilmesi faaliyetleri vardır. Bunlara derhal tedbir alınması lâzım.
Başbakan’ın Orman Forumu’ndaki konuşması bizleri umutlandırdı. Hayal kırıklığına uğramayacağımızı ümit ediyoruz.