Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
“Suriye’nin Dostları” adı altında İstanbul’da pek çok “dost” bir araya geldi.
Tabii böyle bir toplantıdan beklenen, “Suriye konusu”nda yeni ve etkili kararlar alınmasıydı...
Lâkin öyle pek “yeni” denilebilecek bişey yok...
“İsyancılar”a silah dışı yardım konusunda karar kılınmış...
İstanbul’daki buluşmaya asıl damga vuran, ABD Dışişleri Bakanı Kerry’nin bir isteği oldu:
“Başbakan Erdoğan, Gazze ziyaretini ertelesin... Başkan Obama da bunu talep ediyor”.
Bilindiği gibi, Erdoğan’ın gazze’ye ziyaretine, hem İsrail, hem de Filistin karşı çıkıyor. Hadi onlar bölge ülkeleri, zaten, Gazze Filistin’e bağlı... Onları anlıyoruz. Fakat Amerika’ya ne oluyor?
x x x
Kerry devam ediyor: “Tabii ki Başbakan istediği yere istediği zaman gitmekte serbestir”.
Hımmm... Demek serbest!
Birisi size, “serbestsiniz” falan diyorsa, onu diyen sizin üzerinizde “inisiyatif” sahibidir. Yani bibakıma patronunuzdur. Bugün “serbestsin” diyen, yarın “yasaklısın” diyebilir.
Nitekim, Millî Gazete, “Emir yüksek yerden, bakalım Erdoğan ne yapacak?” diye manşet attı (22 Nisan)! Amerika, bizim, “sözünü dinlediğimiz büyüğümüz” mü?
Anlayacağız!
Gerçi, Kerry, “Başbakan da bu konuda düşünceli ve hassas hareket etti.” diyerek, sözlerinin dinleneceği sinyalini verdi.
x x x
Kerry şunları da söylüyor:
“Barış sürecini başlatmak istediğimiz için tarafların mümkün olduğu kadar dışarının müdahalesi olmadan görüşmesi taraftarıyız.”
Bu cümledeki “barış süreci” tamlaması ziyade ilgi çekici!
Demek ki Türkiye’de yaşanmakta olan “barış süreci”ne paralel bir “süreç” de Ordadoğu’da yaşanıyor.
Ne güzel!
Hem ülkeye, hem bölgeye “barış” geliyor...
Sonra bu barış, daha da genişleyip dünyaya yayılır, inşallah!
Böylece, “Yurtta barış, dünyada barış” gerçekleşir!
x x x
Lâkin anlayamadığımız, bu Ortadoğu barış sürecinde, Erdoğan’ın ziyaretinin niçin “sakıncalı” görüldüğüdür?
Kendi ülkesinde, yarım asırlık bir meseleyi “barış”la noktalamak üzere olan,
“Barış süreci”ni başarıyla sürdürdüğü, Kerry tarafından da “süreci hayranlıkla izliyoruz” sözleriyle kabul edilen,
Ortadoğu’da “barış güvercini” sayılan Erdoğan’ın bölgeye ziyareti niçin arzu edilmiyor?
Anlamak mümkün değil...
Diğer anlaşılmayan husus ise; bölgede “barış” havaları eserken Suriye’de neden “savaş”a devam denildiği...
Bir bölge ülkesi olan Suriye’de de niçin bir “barış süreci”nin başlatılmadığıdır!