Ruhumuzun derinliklerindeki bir güç, bir bilge bize
şunu söyler:
Evreni
dengede tutan güç “adalet”tir.
Bir haksızlığa, bir adaletsizliğe şahit olduğumuz
zaman bize öyle gelir ki; sanki dünyanın sonu gelmiş, sanki kıyamet kopacaktır.
Bir insanı en çok huzursuz eden, onu isyan ettiren, ruhunda fırtınalar
kopmasına sebep olan husus adaletsizliktir.
Onun için “Adalet
mülkün temeli” olarak kabul edilir.
Adalet her şeyin, hayatın, devletin, toplumun temelidir.
Bütün bunların, bütün faaliyetlerin merkezinde olan “adalet duygusu”nun insanın hamurunda olmaması düşünülemez bile.
Fakat toplum hayatı dallanıp budaklandıkça,
karmaşıklaştıkça insanın yaratılırken getirdiği bu duygunun aşındığını
görüyoruz. İnsan, adalet ilkesine karşı
hassasiyetini kaybedebiliyor. Tabiî o zaman da hem bireyde hem de toplumda
yozlaşma başlıyor.
Adalet
bilincinin olmadığı kişide,
işletmede, ülkede ve hattâ dünyada bütün ilişkiler, bütün hayat bir karmaşadan
öteye gidemez.
Kaliteli bir hayat için, insanlığın daha iyiye yol
alması için kişilere “adalet bilinci”
mutlaka kazandırılmalıdır.
Bunun için; öncelikle,
insanlara; hiç kimse duymasa, görmese, fark etmese bile yapılan bir haksızlığın
insanlığa karşı işlenmiş büyük bir suç olduğunu öğreten bir eğitim
verilmelidir.
Hiçbir sahada ve safhada adaletsizliğe taviz
verilmemeli, işletmedeki, kurumdaki, ailedeki ve ülkedeki her haksızlık
kararlılık ve sertlikle karşılık görmeli, adaletsizliğe tahammül ve müsamaha
edilemeyeceği çok çarpıcı bir biçimde vurgulanmalıdır.
Şirket başkanı ve devlet başkanından aşağıya doğru
bütün amirler adaletin sembolü
olduklarını göstermelidirler.
Kişinin liderlik özelliklerini öne çıkaran eğitim
programlarına ve ekip çalışmasına ağırlık verilmelidir.
Ülke, hattâ dünya üzerinde adîl bir manevî iklimin
hâkim olabilmesi için kişi, kurum ve ülkeler işbirliği yapmalıdır.
***
Şu anda “Dünyaya
adalet isteyenlerin sitesi”nde bulunuyorsunuz.
Bu sitenin kurucusu ve yazarı Sayın Osman Yıldız’ın köşesinin adına muhakkak dikkat etmişsinizdir;
“Dünya’ya Adalet İstiyorum”.
Bu siteyi, bendeniz kendisiyle tanışmadan evvel
yayımlamaya ve makalelerini yazmaya başlamış.
Kendisini tanıdıktan sonra gördüm ki, köşesinin adı ve
sitenin öz tanıtımı “laf olsun” diye değil, bilinçli bir şekilde seçilmiş.
Osman Bey,
hakikaten, dünyaya adalet gelsin diye çırpınıyor.
Bir lider-yönetici olarak da, şahsen “Adaletin Sembolü”dür.
Kendisiyle ve ekibiyle kısa bir süre mesai yapmış
olmaktan ve aynı sitede yazmaktan, aynı amaçlar için mücadele etmekten onur
duyuyorum.
Dualarım onunla…
***
Üstatlardan
ZAFERİN ADI; AĞUSTOS
"Malazgirt"
ovası, Ağustos ve son cuma,
Kaç
kat düşman vardı, yürek kalktı hücuma,
At
nalı mühürdü, vurulmuştu yurduma,
Çorum'a,
Konya'ya, Bursa'ya, Erzurum'a...
Cephe
Çanakkale, iman dolu kıtalar,
Boğazın
yolunu tutuyordu "Ata"lar,
Zafer
müjdesiydi, o gün "Anafartalar",
"Conkbayırı"
sondu, düşmanlar uçurum'a...
Türk’ü
boğazlamak, düşmanın tek emeli,
"Büyük
Zafer" oldu, Türkiye'min temeli,
Milletime
helal bu zaferler demeli,
Ne
çok "Ağustos" var, anlatacak yavruma...
26.04.2005
Ekrem Şama
www.ekremsama.com
Tarih:30.08.2008 Okunma: 663
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.
Ekrem Şama
18.07.2008 - 11:06
Batılı hayat tarzı.
Yemek, yatak ve tuvalet arasında geçen bir hayat.
Toplum mühendislerinin hayalindeki halk yığınları:
TOPLUM MÜHENDİSLERİ
Şu toplum mühendislerinin zoruna bak,//
Çizdikleri toplum; obur, ishal, yatalak.//
İdealmiş düşünceymiş, bunlar gereksiz,//
Üç şey öğretilmeli; sofra, klozet, yatak.
Ama çalışmak olgusu da unutulmamalı.O konuda bize fark atıyorlar.
Tebrikler.
Adem Şahin
18.07.2008 - 17:23
Konuşmanın ve yazmanın Dünya'yı nasıl da değiştirdiğini görüyoruz. Ancak konuşma da konuşanı,yazan da yazanı bazen güzelleştiryor bazende değiştiriyor ve sonra da tartışmayı önümüze getiriyor. Tartışılacak bir konu tam da önümüze gelmiş.Tozlu raflardaki kitapları, dergileri karştırdığımız da buna benzer daha karşımıza neler çıkar. Ama eksik tarfımızın bir yanı da böyle ileriyi görüp ortaya birşeyleri koyanların kahaliye alınmayışı ne yazık ki acıdır.
Okan DELİBAŞ
19.07.2008 - 02:09
Bizim korktuğumuzda buydu amerikancılık özenişi ne yazık ki Türk toplumunun gençliğini esir almış durumda bu amerikancılık özentileri nasıl yok edilebilir cevabı ise rock, rap vb gibi müzik türleri ve giyiniş tarzları olmaması gerekir buda imkansız bişey çünkü artık toplumumuz bununla ilgili her türlü aksesuarı üretmekte ve tüketmekte kimi için ekmek parası kimi için zevk...
özgür deniz
19.07.2008 - 12:21
Batılı olamayız. Ancak, Batı’nın sömürgesi ve kölesi olabiliriz..........evet en öz gerçek.......çünkü bizim yüreğimiz batı kültürünü kaldırmaz,,kusar........YEGANE YEGANE YEGANE ÇÖZÜM'''''''''''ALLAH AHLAKI İLE AHLAKLANMAK''''''''gerisi fasaryadır......yüreğinize sağlık üstad...saygı selam dua umut muhabbet........biz yaşayamasakta,,zorlansakta,,istemesekte kurtuluş bu ulvi,ekmel ahlaktadır......yeterki bedbin ve nankör olmayalım......topluma kendimizi tercih etmeyelim.......
elebk
22.07.2008 - 13:15
O kredi kartları zaten felaketleri sınırlayan, bir taraftan...Bu yazınızı geçen yine okumuştum bu arada tekrardan teknik sorunları hatırlakta fayda var. Elinize sağlık.
Ekrem Şama
18.07.2008 - 11:06
Batılı hayat tarzı.
Yemek, yatak ve tuvalet arasında geçen bir hayat.
Toplum mühendislerinin hayalindeki halk yığınları:
TOPLUM MÜHENDİSLERİ
Şu toplum mühendislerinin zoruna bak,//
Çizdikleri toplum; obur, ishal, yatalak.//
İdealmiş düşünceymiş, bunlar gereksiz,//
Üç şey öğretilmeli; sofra, klozet, yatak.
Ama çalışmak olgusu da unutulmamalı.O konuda bize fark atıyorlar.
Tebrikler.
Adem Şahin
18.07.2008 - 17:23
Konuşmanın ve yazmanın Dünya'yı nasıl da değiştirdiğini görüyoruz. Ancak konuşma da konuşanı,yazan da yazanı bazen güzelleştiryor bazende değiştiriyor ve sonra da tartışmayı önümüze getiriyor. Tartışılacak bir konu tam da önümüze gelmiş.Tozlu raflardaki kitapları, dergileri karştırdığımız da buna benzer daha karşımıza neler çıkar. Ama eksik tarfımızın bir yanı da böyle ileriyi görüp ortaya birşeyleri koyanların kahaliye alınmayışı ne yazık ki acıdır.
Okan DELİBAŞ
19.07.2008 - 02:09
Bizim korktuğumuzda buydu amerikancılık özenişi ne yazık ki Türk toplumunun gençliğini esir almış durumda bu amerikancılık özentileri nasıl yok edilebilir cevabı ise rock, rap vb gibi müzik türleri ve giyiniş tarzları olmaması gerekir buda imkansız bişey çünkü artık toplumumuz bununla ilgili her türlü aksesuarı üretmekte ve tüketmekte kimi için ekmek parası kimi için zevk...
özgür deniz
19.07.2008 - 12:21
Batılı olamayız. Ancak, Batı’nın sömürgesi ve kölesi olabiliriz..........evet en öz gerçek.......çünkü bizim yüreğimiz batı kültürünü kaldırmaz,,kusar........YEGANE YEGANE YEGANE ÇÖZÜM'''''''''''ALLAH AHLAKI İLE AHLAKLANMAK''''''''gerisi fasaryadır......yüreğinize sağlık üstad...saygı selam dua umut muhabbet........biz yaşayamasakta,,zorlansakta,,istemesekte kurtuluş bu ulvi,ekmel ahlaktadır......yeterki bedbin ve nankör olmayalım......topluma kendimizi tercih etmeyelim.......
elebk
22.07.2008 - 13:15
O kredi kartları zaten felaketleri sınırlayan, bir taraftan...Bu yazınızı geçen yine okumuştum bu arada tekrardan teknik sorunları hatırlakta fayda var. Elinize sağlık.