Adalet Bilinci

İsmail Hakkı CENGİZ - 30.08.2008

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.

 


Ruhumuzun derinliklerindeki bir güç, bir bilge bize şunu söyler:

Evreni dengede tutan güç “adalet”tir.

Bir haksızlığa, bir adaletsizliğe şahit olduğumuz zaman bize öyle gelir ki; sanki dünyanın sonu gelmiş, sanki kıyamet kopacaktır. Bir insanı en çok huzursuz eden, onu isyan ettiren, ruhunda fırtınalar kopmasına sebep olan husus adaletsizliktir.

Onun için “Adalet mülkün temeli” olarak kabul edilir.

Adalet her şeyin, hayatın, devletin, toplumun temelidir. Bütün bunların, bütün faaliyetlerin merkezinde olan “adalet duygusu”nun insanın hamurunda olmaması düşünülemez bile.

Fakat toplum hayatı dallanıp budaklandıkça, karmaşıklaştıkça insanın yaratılırken getirdiği bu duygunun aşındığını görüyoruz. İnsan, adalet ilkesine karşı hassasiyetini kaybedebiliyor. Tabiî o zaman da hem bireyde hem de toplumda yozlaşma başlıyor.

Adalet bilincinin olmadığı kişide, işletmede, ülkede ve hattâ dünyada bütün ilişkiler, bütün hayat bir karmaşadan öteye gidemez.

Kaliteli bir hayat için, insanlığın daha iyiye yol alması için kişilere “adalet bilinci” mutlaka kazandırılmalıdır.

Bunun için; öncelikle, insanlara; hiç kimse duymasa, görmese, fark etmese bile yapılan bir haksızlığın insanlığa karşı işlenmiş büyük bir suç olduğunu öğreten bir eğitim verilmelidir.

Hiçbir sahada ve safhada adaletsizliğe taviz verilmemeli, işletmedeki, kurumdaki, ailedeki ve ülkedeki her haksızlık kararlılık ve sertlikle karşılık görmeli, adaletsizliğe tahammül ve müsamaha edilemeyeceği çok çarpıcı bir biçimde vurgulanmalıdır.

Şirket başkanı ve devlet başkanından aşağıya doğru bütün amirler adaletin sembolü olduklarını göstermelidirler.

Kişinin liderlik özelliklerini öne çıkaran eğitim programlarına ve ekip çalışmasına ağırlık verilmelidir.

Ülke, hattâ dünya üzerinde adîl bir manevî iklimin hâkim olabilmesi için kişi, kurum ve ülkeler işbirliği yapmalıdır.

*                 *                 *

Şu anda “Dünyaya adalet isteyenlerin sitesi”nde bulunuyorsunuz.

Bu sitenin kurucusu ve yazarı Sayın Osman Yıldız’ın köşesinin adına muhakkak dikkat etmişsinizdir; “Dünya’ya Adalet İstiyorum”.

Bu siteyi, bendeniz kendisiyle tanışmadan evvel yayımlamaya ve makalelerini yazmaya başlamış.

Kendisini tanıdıktan sonra gördüm ki, köşesinin adı ve sitenin öz tanıtımı “laf olsun” diye değil, bilinçli bir şekilde seçilmiş.

Osman Bey, hakikaten, dünyaya adalet gelsin diye çırpınıyor.

Bir lider-yönetici olarak da, şahsen “Adaletin Sembolü”dür.

Kendisiyle ve ekibiyle kısa bir süre mesai yapmış olmaktan ve aynı sitede yazmaktan, aynı amaçlar için mücadele etmekten onur duyuyorum.

Dualarım onunla…

*                 *                 *

 

Üstatlardan

ZAFERİN ADI; AĞUSTOS

"Malazgirt" ovası, Ağustos ve son cuma,

Kaç kat düşman vardı, yürek kalktı hücuma,

At nalı mühürdü, vurulmuştu yurduma,

Çorum'a, Konya'ya, Bursa'ya, Erzurum'a... 

 

Cephe Çanakkale, iman dolu kıtalar,

Boğazın yolunu tutuyordu "Ata"lar,

Zafer müjdesiydi, o gün "Anafartalar",

"Conkbayırı" sondu, düşmanlar uçurum'a... 

 

Türk’ü boğazlamak, düşmanın tek emeli,

"Büyük Zafer" oldu, Türkiye'min temeli,

Milletime helal bu zaferler demeli,

Ne çok "Ağustos" var, anlatacak yavruma... 

 

26.04.2005 Ekrem Şama

www.ekremsama.com

Tarih: 30.08.2008 Okunma: 663

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

Ekrem Şama

18.07.2008 - 11:06

Batılı hayat tarzı. Yemek, yatak ve tuvalet arasında geçen bir hayat. Toplum mühendislerinin hayalindeki halk yığınları: TOPLUM MÜHENDİSLERİ Şu toplum mühendislerinin zoruna bak,// Çizdikleri toplum; obur, ishal, yatalak.// İdealmiş düşünceymiş, bunlar gereksiz,// Üç şey öğretilmeli; sofra, klozet, yatak. Ama çalışmak olgusu da unutulmamalı.O konuda bize fark atıyorlar. Tebrikler.

Adem Şahin

18.07.2008 - 17:23

Konuşmanın ve yazmanın Dünya'yı nasıl da değiştirdiğini görüyoruz. Ancak konuşma da konuşanı,yazan da yazanı bazen güzelleştiryor bazende değiştiriyor ve sonra da tartışmayı önümüze getiriyor. Tartışılacak bir konu tam da önümüze gelmiş.Tozlu raflardaki kitapları, dergileri karştırdığımız da buna benzer daha karşımıza neler çıkar. Ama eksik tarfımızın bir yanı da böyle ileriyi görüp ortaya birşeyleri koyanların kahaliye alınmayışı ne yazık ki acıdır.

Okan DELİBAŞ

19.07.2008 - 02:09

Bizim korktuğumuzda buydu amerikancılık özenişi ne yazık ki Türk toplumunun gençliğini esir almış durumda bu amerikancılık özentileri nasıl yok edilebilir cevabı ise rock, rap vb gibi müzik türleri ve giyiniş tarzları olmaması gerekir buda imkansız bişey çünkü artık toplumumuz bununla ilgili her türlü aksesuarı üretmekte ve tüketmekte kimi için ekmek parası kimi için zevk...

özgür deniz

19.07.2008 - 12:21

Batılı olamayız. Ancak, Batı’nın sömürgesi ve kölesi olabiliriz..........evet en öz gerçek.......çünkü bizim yüreğimiz batı kültürünü kaldırmaz,,kusar........YEGANE YEGANE YEGANE ÇÖZÜM'''''''''''ALLAH AHLAKI İLE AHLAKLANMAK''''''''gerisi fasaryadır......yüreğinize sağlık üstad...saygı selam dua umut muhabbet........biz yaşayamasakta,,zorlansakta,,istemesekte kurtuluş bu ulvi,ekmel ahlaktadır......yeterki bedbin ve nankör olmayalım......topluma kendimizi tercih etmeyelim.......

elebk

22.07.2008 - 13:15

O kredi kartları zaten felaketleri sınırlayan, bir taraftan...Bu yazınızı geçen yine okumuştum bu arada tekrardan teknik sorunları hatırlakta fayda var. Elinize sağlık.

Ekrem Şama

18.07.2008 - 11:06

Batılı hayat tarzı. Yemek, yatak ve tuvalet arasında geçen bir hayat. Toplum mühendislerinin hayalindeki halk yığınları: TOPLUM MÜHENDİSLERİ Şu toplum mühendislerinin zoruna bak,// Çizdikleri toplum; obur, ishal, yatalak.// İdealmiş düşünceymiş, bunlar gereksiz,// Üç şey öğretilmeli; sofra, klozet, yatak. Ama çalışmak olgusu da unutulmamalı.O konuda bize fark atıyorlar. Tebrikler.

Adem Şahin

18.07.2008 - 17:23

Konuşmanın ve yazmanın Dünya'yı nasıl da değiştirdiğini görüyoruz. Ancak konuşma da konuşanı,yazan da yazanı bazen güzelleştiryor bazende değiştiriyor ve sonra da tartışmayı önümüze getiriyor. Tartışılacak bir konu tam da önümüze gelmiş.Tozlu raflardaki kitapları, dergileri karştırdığımız da buna benzer daha karşımıza neler çıkar. Ama eksik tarfımızın bir yanı da böyle ileriyi görüp ortaya birşeyleri koyanların kahaliye alınmayışı ne yazık ki acıdır.

Okan DELİBAŞ

19.07.2008 - 02:09

Bizim korktuğumuzda buydu amerikancılık özenişi ne yazık ki Türk toplumunun gençliğini esir almış durumda bu amerikancılık özentileri nasıl yok edilebilir cevabı ise rock, rap vb gibi müzik türleri ve giyiniş tarzları olmaması gerekir buda imkansız bişey çünkü artık toplumumuz bununla ilgili her türlü aksesuarı üretmekte ve tüketmekte kimi için ekmek parası kimi için zevk...

özgür deniz

19.07.2008 - 12:21

Batılı olamayız. Ancak, Batı’nın sömürgesi ve kölesi olabiliriz..........evet en öz gerçek.......çünkü bizim yüreğimiz batı kültürünü kaldırmaz,,kusar........YEGANE YEGANE YEGANE ÇÖZÜM'''''''''''ALLAH AHLAKI İLE AHLAKLANMAK''''''''gerisi fasaryadır......yüreğinize sağlık üstad...saygı selam dua umut muhabbet........biz yaşayamasakta,,zorlansakta,,istemesekte kurtuluş bu ulvi,ekmel ahlaktadır......yeterki bedbin ve nankör olmayalım......topluma kendimizi tercih etmeyelim.......

elebk

22.07.2008 - 13:15

O kredi kartları zaten felaketleri sınırlayan, bir taraftan...Bu yazınızı geçen yine okumuştum bu arada tekrardan teknik sorunları hatırlakta fayda var. Elinize sağlık.