Ne Kavgası?

İsmail Hakkı CENGİZ - 11.09.2008

 

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


CNN Türk’ün başında kim var?

Kayıtsız şartsız AKP ve Erdoğan taraftarı, aynı zamanda Milliyet’in ağır toplarından Taha Akyol!

CNN ve Milliyet kimin?

Aydın Doğan’ın!

*                   *                 *

Radikal Gazetesi kimlere emanet?

AKP’nin ve Erdoğan’ın en ateşli taraftarlarından İsmet Berkand genel yayın yönetmeni… Bu gazetede, bir-iki tane yarım ağız AKP muhalifi dışında Erdoğan ve AKP aleyhine yazabilen var mı?

Yok!

Peki, Radikal Gazetesi kimin?

Aydın Doğan’ın!

*                   *                 *

Hadi Uluengin, Cengiz Çandar, Mehmet Ali Birand gibi en koyu AKP ve Erdoğan taraftarları kimin gazetelerinde yazıyor, dolayısıyla kimden maaş alıyor?

Aydın Doğan’ın gazetelerinde ve Aydın Doğan’dan!

*                   *                 *

Kim, kiminle kavga ediyor, diyorlar?

Erdoğan, Doğan’la!

Allah Allah!

*                   *                 *

Biraz geriye gidelim…

2007 yılı başlarında, medyayı çok meşgul eden bir gündem maddesi vardı: Maliye Bakanlığınca, akaryakıt şirketlerine büyük cezalar gelmişti. En büyük ceza da 1 milyar YTL (eski parayla katrilyon) ile Doğan’ın Petrol Ofisi’ne kesilmişti.

Sonuç ne oldu?

Doğan’ın bu cezayı ödediğini duyan var mı?

*                            *                 *

Aynı yılın 22 Temmuz’unda genel seçimler yapıldı.

Seçimlerde, Doğan Medyası kimi destekledi?

Sorunun cevabına ışık tutacak yazıyı aşağıda sunuyorum. Radikal gazetesinin yazarı, Türk basınının üstatlarından ve benim de şahsen kalem namusuna güvendiğim bir usta gazeteci bakın, o günlerde neler diyordu:

 

Türk basını, şu anda tarihinin hiçbir döneminde görülmediği oranda iktidardan yana tavır belirlemiş durumda. Bunun tevil götürür bir yanı yok.

Ne imparatorluk yıllarında(ince dikkat gerek, İHC)  ne de Cumhuriyet döneminde basının böylesine taraftar olduğu bir devir yaşanmadı.

Atatürk'ten başlayın, İsmet Paşa, Menderes, Demirel, Ecevit, Erbakan, Türkeş, Çiller, Mesut Yılmaz. Aklınıza kim gelirse sayın, gazetelerin bu siyasilere yaklaşımını gözünüzün önüne getirin ve zihninizde oluşan tabloyu bugün Tayyip Erdoğan'a yaklaşımla kıyaslayın.

Atatürk'ün 'Köylü efendimizdir' sözü üzerine nasıl alaycı eleştirilerin hedefi, hatta karikatürlerin konusu olduğunu; 'Söylediklerinin doğru olduğuna inanıyorum ama sana güvenmiyorum' diyen Ziyad Ebuzziya'dan dolayı nasıl sıkıntılandığını; İsmet İnönü'ye hem Milli Şef'lik yıllarında hem de ahir ömründe yapılmayanın kalmadığını, Menderes ve Demirel hakkındaki yayınların hâlâ hafızalarda olduğunu düşünüyorum.

Keza gençler de çok yakın zamanda Bülent Ecevit'e başbakanlığı devam ederken 'ölü' muamelesi yapıldığını unutmuş olamazlar herhalde.

Bugün iktidar yanlısı bir tutum içinde olunduğunu söyler ve mecbur kalındığında 'muhalifmiş gibi' yapıldığını söylerken ölçüm budur.

Gazetenin tercihi birinci sayfasında yansır. Yazarların farklı eğilimleri yansıtıyor olmasının, hatta çoğunun birinci sayfanın genel havasına aykırı bir üslubu benimsemiş olmalarının bence fazla bir önemi yoktur. Partilere yakın hatta resmi yayın sayılabilecek organlarda dahi kimi yazarların eleştirel değerlendirmelerine yer verilebilir ve bu durum o gazetenin kimliğini değiştirmez.

Nitekim AKP'ye yakın, hatta sahiplik düzeyinde 'müştereklikten' söz edilebilecek kimi gazete ve TV kanallarında hükümet icraatına yönelik tenkitler yer almaktadır.

 Yukarda ifade etmeye çalıştığım tavır tek bir sebeple açıklanamaz elbette. Geçmişte yaşanan siyasi istikrarsızlığın zihinlere bıraktığı tortulardan tutun, medya dâhil her sektörde dışa açılmanın vaat ettiği ekonomik/sosyal ufkun cazibesine kadar pek çok etken sayılabilir.

Tabii kısa vadeli hesaplar da.

Gerisi laf-ı güzaf...” (23.05.2007, Avni Özgürel, Basın Kimden Yana)

*                        *                      *

Efendim…

Kim, kiminle kavga ediyor, dediniz?

Tarih: 11.09.2008 Okunma: 758

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?