Bu dünyada herkese yer var.
Gerçi, Bağdat’tan da döndü ama bugünlerde Bağdat’ın iradesini pek kâle alan yok!
Washington deyince akan sular duruyor!
Bizimkiler, Barzani’yle birlikte kendi kendilerine gelin güvey oluyorlar…
Kuzeyden çıkan petrolün Akdeniz’e, oradan da Avrupa’ya ulaşması konusunda, Merkezî Irak’ı devre dışı bırakarak anlaşmaya oturuyorlar…
“Bölgesel Yönetim”in ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanları, konuyu 3 saat görüşüyor… Bu sürenin sonunda, “imza atılmadı” açıklaması yapılıyor!
Buna rağmen, hem Bağdat’tan, hem de ABD’den, “kendi kendinize petrol anlaşması yapmayın!” uyarısı geliyor.
“İmza atılmadığı”na göre; zaten “anlaşma” da yok demektir…
Derken, ajanslara bir haber düşüyor: “Kuzey Irak’la Türkiye arasında petrol anlaşması imzalandı.”
Haber, “Dünyayı aldatmışlar (Cumhuriyet)” diye değerlendiriliyor.
Yalanlanmadığına göre imza atılmış olsa gerek! Muhtemelen, Irak ve ABD de bunu öğrendi.
Peki, anlaşma, ABD ve Irak’a rağmen hayata geçirilebilir mi?
Zor!
Çünkü haberi yalanlamayan Türk ve Kürt tarafı, Bağdat ve Washington’dan gelen uyarılara da “itiraz” etmiyor… “Siz karışamazsınız… İki bağımsız ülkenin arasındaki anlaşmadır” diyemiyorlar…
Nasıl desinler?
Birisi, adı üstünde “bölgesel yönetim”… Yani bağlı olduğu bir “merkez” var… Uluslar arası anlaşma yapabilmesi için Bağdat’ın resmî izni ve işbirliği şart!
Türkiye’nin ise, Amerika’ya hiçbir bağı, bağlılığı, “angajman”ı olmasa bile, Amerika, Irak’taki işgalci güç (askerlerini çekse de), dolayısıyla kendini, Irak tarafı olarak görüyor.
ABD’nin bu uyarısıyla ilginç bir duruma da şahit oluyoruz:
1991’den beri adım adım bağımsızlaştırdığı, Irak’tan koparmaya çalıştığı, “devletleşme”sini desteklediği “bölgesel yönetim”e “ağır ol!” mesajı vermesi… Hatta bu uyarıyla Irak’ın toprak bütünlüğüne sahip çıkması… Komşu’nun “toprak bütünlüğü”ne bizden fazla hassasiyet göstermesi…
O bölmeye çalışırken, bizim “kırmızı çizgi” ilân ettiğimiz, sonra, kendimizin çiğnediği ve artık hiç önemsemediğimiz “komşunun toprak bütünlüğü”ne sahip çıkıyor olması!
Hayret!
Demek ki menfaatleri, şimdilik, Irak’ın toprak bütünlüğünde!
Belki de “şimdilik” değil, artık “dengeler tamamen değiştiğinden”, ABD’nin bu hassasiyeti “kalıcı”dır!
Hal böyle olunca, “Bölgesel Yönetim”le imzalanan anlaşma, başlı başına “yanlış hesap”!
Peki, bu anlaşma doğru ve uygulanır hale getirilebilir mi?
Tabii!
Merkezî hükümeti de anlaşmaya ortak ederek!
x x x
BÜYÜK MİLLET OLMAK
Gerçek büyük bir millet, insanlıkta ikinci dereceden bir rol oynamayı hiçbir zaman kabul edemez, birinci dereceye bile razı değildir; kesinlikle tek olmayı ister.
DOSTOYEVSKİ