Biz bu yazıya başlamadan CHP ve
AKP’nin Anamur adayları henüz netleşmemiş, Başkan Türe ve yeni MHP yönetimi
ısınma turlarına çoktan başlamışlardı. Ama durun bu defa adaylardan ve
seçimlerden söz etmeyelim. Belediyeler, belediyecilikten ve halkın
belediyelerden beklentilerden söz edelim.
Belediyecelik
nedir: bir kentte yaşayan halkın rahat huzurlu ve sağlıklı bir şekilde
yaşayabilmesi için; öncelikle kentin mimari yapısının düzenlenmesi, alt yapı unsurlarının
hizmete hazır bulundurulması, cadde, sokak ve kaldırımlarının bakımı, kent
temizliğinin sağlanması, ulaşım ve park düzenlemesi, kültürel ve sosyal
etkinliklerle halkın bilinçlenmesini ve gelişmesini sağlamak ve engellilerin
engelsiz yaşayacağı bir kent düzenlemesi yapmak şeklinde sıralayabiliriz. Belki
bunlara kentte yaşayan insanların yaşamının kolaylığı, sağlığı ve çağdaşlaşması
adına yapılması gereken genel anlamda teknik bilgi ve beceri isteyen, aynı
zamanda sanatsal ve eğitimsel bakışlarla desteklenerek yapılması gereken
hizmetler de eklenebilir. Kısacası belediyecilik donanımlı bir ekip hizmetidir.
Beş sene sonra memlekete
yine seçim havasına girdi. Cadde ve sokaklara gelişigüzel sıralanmış afiş
panolarına bakıyoruz. Yıllardır bütün partilerde, sadece tek bir insan resmi
yani aday adayımızın resmini görürüz. Ama niçin? Çalışma ekibinde kimler yer
alacak, kimler başkan yardımcısı veya kimler meclis üyesi göremezsiniz. Bu
nedenle aday veya aday adayı “yaptım”, “yapacağım” şeklinde tekil ifadeler
kullanır. Her ne kadar geri planda çalışma arkadaşları olsa da onlar bu
durumdan rahatsızlık duymazlar. Ve böylece özünde tek adamcılığı yatmış olmuyor
muyuz?
Biri çıkar ben buraya adayım
der ve kendi kafa yapısına göre etrafına “adamlarını” alır. Olması gereken;
görülen bir eksiklik karşısında tabandan yükselen sesle birlikte bir ekip
kurulması ve kurulan bu ekip içerisinden başkan, başkan yardımcıları ve meclis
üyelerinin seçilmesidir. Elbette böyle yapanlar da var. Ancak; ekip niçin
görünmez bunun ardındaki korkular nedir kimlere hangi sözler veriliyor ki
çalışacak ve gerçek görev yapacak ekip tanıtılmaz, anlaşılacak şey değil. Eğer
baştan açık ve şeffaf olamıyorsak yönetim esnasında nasıl demokrat ve şeffaf
olacağız.
Mevcut durumdan ve
uygulamadan memnun olanlara sözümüz yok. Ancak bizim gibi düşünen insanların
büyük çoğunluğunun özlemi; yaşadığı kentin daha yaşanılabilir bir kent düzeni
içerisinde birlikte yaşamadır. Gerçekten amaç bu ise; niçin; farklı siyasi
kulvarlarda ayrı kent yönetimine talip olunur. Niçin; bir kentte birlikte
yaşayacak olan kent yönetimi bakımından aynı düşüncelere sahip insanlar
ayrılarak kentleri rantçı, çıkarcı, hak hukuk tanımaz, kuldan utanmaz yapılara
teslim etmekteyiz. Söyler misiniz bizi bir araya getirmeyen zor olan ne?
Bireysel hırs ve çıkarlarımız mı? Amaç; çağdaş ve modern bir kent için hizmet
ise niçin aynı düşünceye sahip insanlar fedakârlıklar yaparak bir araya gelip
güçlü bir ekip kurmazlar?
Tabanda yaygınlaşmış şu
algıları kırabiliyor muyuz? ”Ya bunların hepsi çıkarcı, bunların hepsi nasıl
yiyeceğiz bunun peşinde” gibi oluşan yargıları kırıp, “Bu ekip kesinlikle
kentimizi en iyi yönetecek ekiptir, bu ekip çıkarı ve rantı düşünmez,
çıkarcılığa ve rantçılığa izin vermez, bizlerin hakkını ve yaşam kalitemizi en
iyi bu ekip savunur ve yapar” dedirtebildiğimiz anda güçlü bir halk desteğini
arkanıza almışsınızdır demek
Yaşadığınız kentte
bulunduğunuz hizmet alanında, yıllar boyu unutulmayacak hep arkanızdan gururla
konuşulacak tarihe onurlu bir imza mı atmak istersiniz… Yoksa maddi çıkarlara
yenilerek ”bu da kesesini doldurdu, bu da akrabalarını, yandaşlarını işe soktu
köşeyi döndü yaramaz adamın tekiydi” gibi anılmak mı istersiniz? Karar sizin
değerli adaylar, aday adayları, meclis üyeleri. Ya bu kentin talan edilmesine bir
katkı siz sunarsınız, Ya da bu kenti kentdaşlık duygusuyla yöneterek tarihe
imza atarsınız.
Soruyorum; kaç tane
başkanlığa ve meclis üyeliğine aday adayı arkadaşımız bir tekneye binip
denizden, dağdan yaşadığı kentte şöyle uzun uzun bakıp nerelere neler yapılması
konusunda kendini geliştirdi… Kaç tane aday adayımız ve meclis üyesi adayımız
bir tekerlekli sandalyeye binip bir gününü sandalyede geçirerek o
insanlarımızın yaşamını algılama adına farkındalık yarattı. Karar
sizin.