AB: SUÇLULUĞUN KABULÜ

İsmail Hakkı CENGİZ - 25.01.2014

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


Kendimizi başkalarının aynasından,

Uzaktakilerin bakış açısından görmek bazen daha gerçekçi, daha isabetli olabilir mi?

Diyoruz ki “Türkiye toz duman”…

O toz duman içinde, bazı hakikatleri gözden kaçırmamız  kaçınılmaz olabilir.

Hal böyle olunca, uzaktakiler bazen yaşananları daha gerçekçi görebilirler…

Biz Avrupa’yla, Avrupa da bizimle yakından ilgili…

Avrupa Birliğine girsek de girmesek de hedefimiz “Avrupalılaşmak”, Avrupa’nın siyasî ve insanî değerlerine sahip olmak…

Avrupalının ekonomik gücüne ulaşmak… Ülke olarak, birey olarak…

Öte yandan, AB ülkesi değiliz fakat “Avrupa Konseyi” üyesiyiz…

Avrupa ile anlaşmalarımız, sözleşmelerimiz var ve bunlar bizi bağlıyor. Hem de öyle bağlıyor ki, meselâ, yargı kararları en sonunda Avrupa’ya gidiyor, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) son karar merciimiz oluyor… O kararlara da uymak zorundayız.

Demem o ki Avrupa bizim için önemli, Avrupalının hakkımızda düşündükleri de önemli, hatta bazen bağlayıcı…

Peki, Avrupalı, memleketi sar(s)an yolsuzluk ve rüşvet olayları hakkında ne düşünüyor?

Euronews Televizyonu, Türkiye’de 5 yıl görev yapmış olan, eski AB büyükelçisi Marc Pierini’ye sormuş:

“ Türkiye’de yönetim ciddi bir krizle karşı karşıya… Yolsuzluk suçlamasına hedef olan Başbakan Erdoğan, polis, yargı ve kamu sektöründe ciddi bir temizlik yaptı. Avrupa Türkiye’de olup bitenler hakkında ne düşünüyor?” (21/01/2014)

Marc Pierini’nin cevabı:

“Siz 2 bin polisin ve çok sayıda savcının yerini değiştirirseniz, yasaları, polisle ilgili kuralları, interneti, mali polisin işleyişini değiştirirseniz, bu bir savunma önlemidir ve adeta suçluluğun kabulü anlamına gelir. Alınan önlemler, hukuk devletinden geriye dönüş anlamına geliyor.”

Görüldüğü gibi,  eski büyükelçinin açıklamalarında,

“Darbe girişimi”,

“Faiz lobisi”,

“Hükümete karşı komplo”,

Hele hele “paralel devlet” falan yok.

Böyle şeyleri dünyada kimseye anlatamazsınız…

İnsanlar saydamlık arar…

Suçlamalarınız karşısında somut deliller arar.

Eğer açık bir toplum, şeffaf, hesap verebilir bir yönetim değilseniz dünya kamuoyunda inandırıcılığınız olmaz.

Delil yoksa iddialarınız havada kalır…

Yaptığınız “icraatlar” da “suçluluğun kabulü” olarak algılanır.

 

x   x   x

MUHTAÇ

Nur ateşe, ateş göğe, gökler yere muhtaç,

Yerlerdeki ahengi-nizam göklere muhtaç,

Dağlar yücelikten övünüp kibirlenir çok,

Yükseklik için dağ dediğin – düzlere muhtaç.

Bahtiyar VAHAPZADE

 

x   x   x

GÜNÜN ÇİZGİSİ, LEMAN’dan, 15 OCAK


Tarih: 25.01.2014 Okunma: 724

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?