Bir maç kazanmak ne kadar kolay ve ne kadar zor olabilir. Tenis size bu iki duyguyu da ayni maç içinde bile birçok kere yaşatır. Her ne şekilde olursa olsun kazanmayı alışkanlık haline getirmek istiyorsanız ufak farkların size büyük kazançlar getireceğini unutmayın ve bu yazıyı okumaya devam edin.
Ebetteki aşağıdaki altın kurallar kazanmak için tek başına yetmez ama kazanmaya daha yakın olan taraf olmanıza kesinlikle yardım yetecektir.
1-Bilmediğin ürünü kullanma.
Birçok profesyonel sporcu her maç ya da turnuva öncesi meşgul olduğu benzersiz ve sistematik rutin davranış şekillerini asla değiştirmez. Ama genelde profesyonel olmayan sporcular tavsiye üzerine birçok değişik ürünü bazen kozmetik amaçlı, bazen de performans amaçlı maçta kullanmaya çalışır ve aslında ne kadar büyük bir hata yaptığını o sırada anlasa da iş işten çoktan geçmiştir artık. Size tavsiyelerimizin ilk sırasında bu yer almaktadır. Antrenmanda denemediğiniz hiçbir ürünü maçta asla kullanmayınız. Bu kıyafetinizdeki çorabınızdan, ayakkabınızdan, şortunuzdan tutunda maç öncesinde ya da sırasında içeceğiniz sporcu ürünlerine ya da raketinizde kullandığınız telden gribinize hatta ve hatta raketinizin tansiyonuna kadar geçerlidir. Unutmayın ki küçük detaylar büyük farklar yaratır.
2-Her maç öncesi ekipmanını kendin hazırla.
Dikkat ederseniz sporcu rutinleri içinde yer alan konulardan biride kendi ekipmanınızı önceden hazırlamaktı. Unutmayalım ki tenis hem fiziksel hem de mental bir spordur. Maç öncesinde düzgün hazırlanmamış ve kontrol edilmemiş bir çanta maç sırasında size yetemeyeceği için aklinizin dağılmasına ve hatta ve hatta sinirlenmenize bile yol açabilir. Oyun sırasında raketinizin gribini değiştirmek ya da bir adet sporcu çikolatası ya da muz aramak ve bulamamak, havlunuzun olmaması ya da daha da önemlisi yedek ikiz raketinizin olmaması gibi durumlar hem fiziksel hem de mental düşüş yasamanıza sebep olur ki buda toparlanması zor bir surecin başlaması demektir.
3-Fiziksel olarak iyi ısın.
Fiziksel yaptığın bütün aktivitelerde ısınma çok önemlidir. Hele müsabakada fiziksel ve zihinsel bir savaşa çıkıyorsan. Birçok profesyonel oyuncu maçtan önceki fiziksel ısınmasını 30 dakika civarında yapar. İyi ısınmış kaslar ve eklemler maç içindeki mücadele gücünüzü iki katına çıkaracak ve sakatlanma riskinizi çok azaltacaktır. Aynı şekilde maç öncesi 5 dakikalık ısınma sürenizi de iyi kullanın.
4-Kortta ısınırken rakibini incele.
Ve iste o an geldi, korttasın. Artık rakibin karşındadır. Bu zaman kadar yaptığın hazırlıkları gösterme zamanı. İyi bir fiziksel ısınma vuruş ısınması yaptıysan artık sen maç için hazırsın demektir. Peki, rakibin ne kadar hazır? Vuruşlara ne kadar hâkim 5 dakikalık kort içi ısınma surenizde bütün bunları etüt edebilirsiniz eğer tabi iyi ısınmış ve kendinizle uğraşmıyorsanız. Bu kısa surede eğer rakibin her iki tarafına da alçak veya yüksek toplar atarak veya farklı spinli vuruşlar deneyerek küçükte olsa fikir sahibi olabilirsiniz. Buda sizin maç içindeki stratejinizi taktiksel yapınızı etkileyen en büyük etken olacaktır.
5-Rakibini asla küçümseme.
Yukarıda bahsettiğim ısınma ve etüt sırasında rakibin vuruşları çokta düzgün değilse ve tekniksel anlamda yeterli durmuyorsa, oyuncu maçın başından ben bu maçı alırım der. Emin olun ki maç disiplininizi rakibin oyununa göre esnetirseniz bir bakmışsınız maçı kaybetmişsiniz. En zor oyuncular bazen gerçekten tekniksel alamda düşük ama fiziksel ve mental anlamda yüksek oyunculardır. Siz oyun disiplininden kopmadan, nasılsa ben bu maçı kazanırım demeden maçı kazanmanın yoluna bakmak zorundasınız, yoksa sonuç hüsran olabilir.
6-Kendinle uğraşma, rakiple ve oyunla uğraş.
İyi hazırlanamadığınız bir antrenman dönemi geçirdiyseniz ve kendinizi yeterince iyi ve yeterli hissetmiyorsanız maç içerisinde rakiple değil devamlı kendinizle uğraşırsınız. Esasen uğraşmanız gereken kişi kortun diğer tarafında duruyordur. Kendinle uğraştığınız sürece stratejinizi taktiksel hedeflerinizi uygulayamazsınız. Rakibin yanına birde sizle mücadele eden kendinizi koydunuz mu o maçı kazanma şansınız hiç yoktur. Bu sebepten dolayı maça çıktığınız andan itibaren tek düşünceniz o rakibi nasıl yeneceğiniz olmalıdır.
7-Tenis hata oyunudur, kendine kızma.
Oyun içinde yaptığımız kötü vuruşlar yüzünden birçok zaman kendimize çok kızarız. Peki ya iyi vuruşlar? İyi vuruşlardan sonrada ayni oranda över miyiz kendimizi? Tenis bir hata ve özgüven oyunudur. Öncelikle bunu unutmadan oynamalıyız. Dünyanın en iyi tenisçileri bile o gün yaptıkları ya da az yaptıkları basit hatalarla oyunu kazanıp kazanmayacaklarını belirlerler. Bakın az basit hata dedim çünkü teniste hatasız oynamak diye bir şey mümkün değildir, bunu bilin ve oyunda kendinize kızmak yerine oyunda ne yapacağınızı planlayarak devam etmeyi deneyin. Yaptığınız güzel sayı getiren vuruşlardan sonra mutlaka bir dışavurumda bulunun ve kendinize özgüven aşılayın.
8-Yapabileceklerinin dışına çıkma.
Her oyuncu güzel vuruşlar yapmak ister. Güzel ve zor pozisyonda sayı
getiren bir vuruştan daha keyif veren bir şey yoktur. Birçoğumuz maç
içinde zor olan vuruşları yapıp havalı bir şekilde sayı almak isteriz.
Fakat söz konusu maç kazanmak olduğunda bunları yapma lüksünüz bazen hiç
olmaz. Antrenmanda denemediğiniz bir vuruşu asla maçta denememelisiniz,
hele ki skor olarak gerideyseniz. Tabii ki, eğer havalı kaybeden olmak
istemiyorsanız…
Teniskurdu