ADI KONULMAMIŞ BİR SAVAŞ!

Neslihan KORUTÜRK - 23.06.2014

Bu dünyada herkese yer var.

 


Euronews’in bildirdiği, Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliği’nin raporuna göre; “Mülteci sayısı, II. Dünya Savaşı’ndan beri ilk defa 50 milyonu aştı.”

Görüldüğü gibi, mülteci sayısı, 2’nci Dünya Savaşı’yla mukayese ediliyor…

3’ncü Dünya Savaşı içinde olduğumuza dair bundan daha kesin bir kanıt olabilir mi?

x   x   x

Adı “1’nci” ve “2’nci Dünya” olan savaşlara baktığımız vakit, haddizatında, dünyadaki bütün ülkelerin harbe iştirak etmediklerini görüyoruz…

Meselâ; Birinciye Amerika Kıt’ası, İkinciye Türkiye ve Ortadoğu ülkeleri ve tabii daha pek çok devlet katılmamıştı…

Demek ki “Dünya Savaşı” denilince bütün dünyada harp olması gerekmiyor… Kaldı ki, şu andaki çatışmaların, geçmiş iki dünya savaşından daha geniş bir coğrafyaya yayılmış olduğu da bir vakıa…

Ortadoğu, neredeyse, tamamıyla harbin içinde…

Afganistan, Pakistan, Çin’in Şincan Eyaleti…

Ukrayna’daki iç çatışma…

Afrika’nın neredeyse tamamı…

x   x   x

AB, Amerika ve Rusya savaşın dışında gibi gözüküyor… Lâkin Fransa’nın Afrika ülkesi Mali’de, ABD’nin Afganistan’da, Rusya’nın Kırım’da doğrudan savaşın içinde olduğundan başka, hemen hepsi dolaylı olarak savaşların içindeler… Bölgesel çatışmalarda, şu veya bu tarafı tutuyor, maddî ve manevi destek veriyor, hatta bazen kışkırtıyorlar…

x   x   x

TÜRKİYE’NİN DURUMU

Türkiye, 3’ncü Dünya Savaşı’nın en fazla etkilediği ülkelerden biri…

BM’nin raporuna göre; “mülteci kamplarındaki Suriyeli göçmen sayısı 1 milyonun üzerinde”! Kamplarda yer bulamayan veya kalmak istemeyen ama memleketin her yerine yayılmış “mültecileri” de ekleyin bu sayıya!

Acaba, 2’nci Dünya Savaşı’nda, bunun yüzde 1’i kadar mülteci gelmiş miydi?

Ayrıca, Türkiye, Reyhanlı ve Cilvegözü’nde meydana gelen patlamalar, sınırları içine düşen mermiler dolayısıyla, zaman zaman savaşın yayıldığı, savaşa kurban veren bir ülke konumunda bulunuyor. Ki, 2’nci Dünya Savaşı’nda kimsenin burnu kanamamıştı.

x   x   x  

MÜLTECİ SAYISI HIZLA ARTIYOR

İşin daha ürkütücü yanı, çatışmaların azalma değil, çoğalma eğiliminde olması… Dolayısıyla mülteci sayısı da her geçen yıl süratle artıyor… 2013’te, öncekilere ilaveten 6,5 milyon insan daha “mülteci” konumuna düşmüş.

Mülteci problemi en çok çatışma yaşanan ülkelerin komşularını etkiliyor… Fakat elbette Avrupa ülkeleri de bu göç dalgasından nasibini alıyor… On binlerce mülteci, bilhassa deniz yoluyla daha güvenli olan Avrupa ve Kuzey Amerika ülkelerine ulaşmaya çalışıyor… Bilindiği gibi, bu yolculukların büyük çoğunluğu facialarla sonuçlanıyor. Yola çıkanların bikısmı da “mutlu son”a ulaşıp, “Avrupa’ya göçen” mülteci statüsüne kavuşuyor. AB, bu “göç dalgası”nı en büyük problemlerinden biri sayıp, tedbir almaya çalışıyor.

Hâlbuki çare; sorunu kökten halletmek… Savaşları durdurmak, silah üretimine son vermek…

Aksi halde açlık ve sefalet daha da yayılacak, kimsede huzur kalmayacak!

Tarih: 23.06.2014 Okunma: 771

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?