Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
KİM DAHA DİNDAR, MÜSLÜMANLAR MI, HIRİSTİYANLAR MI?
Bize göre, İslam hak din, gerisi hep batıl!
Hal böyle olunca, en mantıklı, en doğru, en makul, en gelişmiş ve geliştiren din İslam olmalı…
Ayrıca, bu dinin mensupları da en huzurlu, insanî ilişkileri en güzel fertler ve cemiyetler olmalı…
Fakat öyle mi? Öyle olmadığını herkes biliyor, herkes görüyor…
“Kâfir” memleketlerini gezen Mehmet Akif, herhalde onun için, “dinleri var Müslümanlığa benzemez ama iş ve ilişkileri var Müslümanca” der!
Simgeler üzerinden baktığımızda da Hıristiyanlar daha dindar gibi gözüküyorlar!
İslam’ın simgesi ne? Hilal… Kaç Müslüman hilali yakasında, boynunda, kıyafetlerinde taşır?
Hıristiyanlığın simgesi ise Haç… Haçın ne kadar yaygın olarak taşındığını sadece spor karşılaşmalarındaki oyuncuların boyunlarına bakarak gözlemleyebilirsiniz.
Müslüman, ellerini semaya açarak dua eder; maçlarda ellerini havaya açan Müslüman sporcu gördünüz mü?
Hıristiyan ise haç çıkarak dua eder… Bir de onları gözleyin; hemen her sporcu oyuna başlarken ve sahadan ayrılırken haç çıkarıyor.
x x x
KİBİRLİLİK GÜNAHI
Salı akşamı (02 Temmuz), TV2’de bir Amerikan filmi vardı…
80’lik bir kadın, 50 yaşlarındaki yeğenine, evini satmak zorunda olduğunu, bunun da ona ağır geldiğini, acı verdiğini söylüyor ve ekliyor: “Babam, ‘günahlarımızın cezasını çekiyoruz’ derdi”
Bayan yeğeni soruyor; “Hangi günahlarımızın?”
“Kibirlilik günahımızın… Çok zengindik, bitmez tükenmez mal ve mülklerimiz vardı. Babam, vaktiyle bundan gurura kapıldığını, büyüklendiğini, hiç bitmeyecekmiş gibi geldiğini, söylerdi… İşte bu günahın cezasını çekiyoruz.”
Şu bir Hıristiyan ama görüyorsunuz, bizim Kutsal Kitabımızın ısrarla men ettiği, Dede Korkut’un önsözünde, “Tekebbürlük eyleyeni Tanrı sevmez” diye ikaz ettiği bir günahtan bahsediyor… Öyle bir günahı işlemenin ve sonucunun şuurunda olduğunu gösteriyor.
Bizim vaazlarda, dinî programlarda, ramazan mesellerinde hiç “kibirlilik günahı” konu ediliyor mu?
Hâlbuki bu günah ne kadar yaygın! Belki her gün hepimiz işliyoruz.
Bundan korunmak ve kurtulmak o kadar zor ki, “secde”nin bu büyük günahtan korunmak için var olduğunu ve emredildiğini düşünüyorum.
Kur’an’ın ifadesiyle, “burunları yukarı”da olanların burnunu sürtmek, topraktan geldiğini, toprakla bir olduğunu sürekli hatırlatmak için emredilmiş olsa gerek!
Lâkin “kibirlilik günahı”ndan korunabilmek için secdeye o şuurla varmak lâzım… Secdeye bir “borç ödeme”, “borçtan kurtulma” zihniyetiyle gidersen “kibirlilik günahı”ndan korunmak aklına bile gelmeyebilir. Hatta “borcumu ödedim” diye gurura kapılabilir, çevreye namaz kıldığını, “dindar” olduğunu göstermek gibi yeni bir “kibirlilik günahı”na bile batabilirsin!
Bu büyük günahtan korunmak zorun zoru…
Etrafınıza şöyle bir bakın bakalım, bu günahı işlemeyen kaç kişi?
Hangi dindarlık!
x x x
GÜNÜN ÇİZGİSİ, TWITTER’dan