Dağcılık sporuna gönül vermiş bir devre arkadaşım var; Ufuk Arıdıcı!
Ne zaman net’i açsam, tırmandığı dağların, vadilerin güzelliğini paylaşmış buluyorum…
Birkaç defa bana da o tırmanışlara katılmamı tavsiye etti… Benim spordaki ilgi alanım farklı olduğundan o tırmanışlara katılamadım. Geçen, Ata’yı anma tırmanışı olduğunu yazmış. Baktım, program Bornova’dan başlıyor… Neredeyse bizim evin yanından… Artık, buna da katılmamak olmaz!
9 Kasım sabahı saat 07:00’de çıktık yola… Saat 9’a doğru, tırmanışın başlayacağı Kemalpaşa’nın Yukarı Kızılca köyüne vardık…
Köydeki kahveler ve meydan gittikçe kalabalıklaşırken, yağmur da atıştırmaya başladı…
Saat 09:30 civarında yürüyüşe geçtik…
Yağmur hızlanmaya başladı… Lâkin durmak yok, tırmanışa devam…
Burada, teçhizattan bahsetmem lâzım: Bot şeklinde uygun bir ayakkabı gerekiyor… Spor ayakkabısıyla da tırmanış mümkün ama ayakkabıya yazık oluyor. Yağmurluk şart… Yedek giysiler, havlu, içecek, başta meyve, enerji verecek yiyecekler bulundurmak lâzım.
En mühimi, azimli; zorlukların üstesinden gelecek bir ruh hali içinde olmalısınız.
Yağmur altında, saatte beş dakika mola vererek 2 buçuk saat tırmandık. Oldukça dar ve sarp patikalardan geçtiğimiz oldu. Eşimle sade ikimiz olsak yarı yoldan dönerdik. Grup psikolojisiyle, gruptan kopmadan tepeye kadar tırmandık.
İşte işin en zevkli yanı burası… Tırmanırken de manzarayı görüyor, doğayla bütünleştiğini hissediyorsun ama tepeye ulaşmak başka…
Tepede, neredeyse tufan vardı… Ama sığınacak bir yer bulunuyor… Oradaki manzaranın, başarı duygusunun, paylaşımın zevki bambaşka… Orada ayvanın, mandalinanın, kurabiyenin, leblebi-üzümün tadı bile bambaşka…
Tırmanmaya başladığından itibaren “beton”la alâkan kesiliyor… Türkiye’nin, dünyanın ve hayatın betondan ibaret olmadığını fark ediyorsun. Bir heyecan, bir coşku duyuyorsun!
x x x
BU SPORU HERKES YAPABİLİR Mİ?
Mahmutdağ’a tırmananlar oldukça kalabalıktı… Çevremde gördüklerimin ortalama yaşı 60 civarıydı… Çevrede gençleri gördüm ama daha ihtiyarları, 80’likleri de gördüm.
Bizim grupta çeşitli rahatsızlıklarından, hatta diz ağrısından şikâyetçi olanlar vardı. Buna rağmen, yıllardır tırmanıyorlar. Demek diz ağrısı bile dağcılığa engel teşkil etmiyor.
Görüldüğü gibi, “dağcılık” uygun teçhizatla herkesin yapabileceği bir spor...
Mahmutdağ yürüyüşüne İzmir dışından, Manisa’dan, Aydın’dan gelenler; üniversiteliler, esnaf, memur, emekli Vs. oldukça geniş kesimlerden kalabalık bir katılım vardı.
Bu arada, Türkiye Dağcılık Federasyonu Başkanı Alaattin Karaca ile tanıştık; … Yürüyüşe Manisa’dan, gençlerle katılmış, internetten öğrendiğime göre, 1949 doğumlu…
Sözün özü; dağcılığı herkes yapabilir… O dağları-bayırları görmek, arada sırada oralara tırmanmak, o coşkuyu yaşamak lâzım… Allah’ın en büyük nimetleri oralar…
x x x
TEŞEKKÜR
Ufuk Kardeşim'e ve değerli eşi Sezgin Hanım'a teşekkür ederiz. Onların teşvik ve yardımı olmasa bu güzellikleri yaşayamazdık.