DİLİNİ SÜRGÜN EDEN SERMAYE! Hilmi ÇAKIR

GENEL HABERLER Misafir Yazar - 12.11.2014


         Milli sermaye olarak adlandırdığımız sermaye, ne kadar millidir? Sonuçta, bir İmparatorluğun külleri arasından  kurtarılmış bir ülkeyiz. Osmanlı’da, sermayenin kaynağı, büyük çoğunlukla, azınlık tabir edilen kişilerin elinde olduğunu bilmeyen var mı? Türk ve Müslüman’san eğer, cepheden cepheye savaşa gideceksin. Sağ kalıp geriye dönme şansın olduysa;  babadan kalma, kerpiçten  yapılmış bir ocak evde, çoluk çocuğun nafakasını çıkarmak için yaşam mücadelesi vereceksin. Sermaye nerede?  Kim kaybetmiş bulacaksın. Anadolu’nun hali bu!..

Dragos, Royal Towers, Dap Royal Center, My World Europa, Mashattan,Novus Residence, Almondhill, Orange Garden, Port Recidense,Astrumtowers,Barglyia,Selenium,Country,TheMandarines, Green Valley, Homes,Spradon, Dragos Drive34,Casa Grande vs. Bu saydığım ve daha yüzlerce sayabileceğimiz kelimeler sizin için ne anlam ifade ediyor? Yalın olarak bakıldığında, hepsi bize yabancı birer kelimeden ibaret.Ama, İş öyle değil!. Bu kelimelerin yazıldığı tabelaların hepsi, milyarlarca lirayı temsil ediyor.

Yukarıdakilerin tamamı birer  inşaat projesi!. Peki, bu projeler Amerika’da mı, İngiltere’de  mi? Öyle olsa, bizi hiç ilgilendirmez. Adını ne koyarlarsa koysunlar. Ne yazık ki, bu isimler bizim ülkemizde,bizim toprağımızda. TC. vatandaşı olarak, hiç gocunmadan, hiçbir tepki vermeden, gidip, paşa-paşa bu projelerden, elimizde avucumuzda ne varsa, hepsini yatırıp, kalan borca da, banka kredisi çekerek, firmaya, sıfır riskle inşaatını tamamlamasını sağlayan içimizden birileri değil mi? Ben, sen, o!...

Bu firmaların, Amerika, İngiltere, Kanada’da ki firmalarla özel bir analaşmaları mı var? Onlar da kendi ülkelerinde, yaptığı inşaat projelerinin ismini Akasya, Begonya, Çiğdem, Sakarya gibi isimler koyarak  halkın Türkçe öğrenmelerini mi sağlıyorlar(?) Ne gezer, öyle bir durum olsa şapka çıkarırım. Kompleksli yetişen  bir toplumda görülebilecek, acı bir gerçek…

      Bu projeleri yapanlar için bir sorun yok. Sat ve terk et. Gerisini, varını yoğunu verip bir ofis veya daire alanlar düşünsün. Bir taksiye binse,adres tarifinde projenin adını söyleyemez. Bir yerlere not ettiyse taksiciye gösterir, anlarsa taksici, sorun yok. Başka bir adres gitme şanssızlığını da yaşayabilirler…

 Bir akrabasına evini tarif edecek, ama nasıl? İngilizce bilmediği için, dili dönmeyecek, karşı taraf anlamayacak, tekrar tekrar soracak. En sonunda, harfleri heceleyerek, bir yerlere not ettirip bu işten kurtulacak. Velhasıl, burada yaşadığınız sürece, sorunla karışılacaksınız.Projeyi yapanlar, adını koyanlar nerede? Herhalde onların kulağı çok çınlıyordur(!) Eğitimciler bu eksikliği tespit etmişler ki(!) şimdi anaokullarında İngilizce öğretmeye başlamışlar(!). Oldu mu böyle olacak canım.(!) Çocuk annesinden bana”milk!”(süt), bread(ekmek) ver diyecek. Onların dedelerinin ismi,  Jony veya Tony miydi acaba? 

Son zamanda, çok kullanılmaya başlanan “Navigasyon” adında,uydudan yönlendirilen adres bulma sisteminin, cep telofanlarında ve araçlarda yaygınlaşmaya başlamıştır.Artık, adres sormayı da yavaş yavaş ortadan kaldıracak bu sistem. Bir müddet sonra, birine bir adres sorduğunuz zaman, belki de; şu soruyla muhatap olacaksınız.” Navigasyonun yok mu kardeşim?  Bana güvenerek mi geldin buraya!” diye cevap alırsanız hiç şaşırmayın. Bu sistemde, adrese ulaşmak kolay, ne verirsen onu algılıyor cihaz. Türkçe mi, Arapça mı, İngilizce mi, onun için hiç fark etmez. Onun dili, verdiğin dil. Bizim proje sahibi sermayedarlarımız, bugünleri uzaktan gördüğü için, hangi dil olursa olsun, sonunda para olsun(!). Bu milletin bir yerlerine koyacak olan müttehitler bu ülkede yaşamıyor mu?..

World Atlantis, Via/Port Outlet , Tepe Nautilus, Pendorya, Palladium, Neomarin, Fabulist, Brandium, Bauhaus, Airport , Aqua , Arissa, Astoria , Atirus, Atrium , Autopia , Beylicium , Capacity, Carousel, City's, Deposite, FoxCity , FlyInn, Historia , IKEA, Mall of, Maxi, MetroCity , MetroPort, Olivium, Paradise , Pelican Mall, Perlavista, Sapphire , Starcity, Torium , Town Center, Uptown , Veneris, Verdemolino, Wedding World , White Hill bu kelimeleri durup dururken neden sıraladık?..

Yukarıda bir kısmını saydığım, ışıklı büyük tabelalarda yazılı kelimeleri görmeyen var mı? Kör olsanız gözünüzün içine sokarlar, yine görmek zorunda kalırsınız. Nerede bir köşe başı, yol kavşağı, yeşil alan varsa, saç levhalarla kapatılıp, bir müddet sonra ,tabelaların dikildiği, adına alışveriş merkezi (AVM) dedikleri, hapishane görünümlü binaları görürsünüz. Bir çok uluslararası firmanın da yer aldığı, adına fast-food dedikleri, hızlı tüketim yerlerinin olduğu yerlerdir buraları. Millet olarak çok sevdik, biz bu mekanları. Onun için, bıkmadan, usanmadan, yenileri geliyor arkadan.

İstanbul’da, şu an faaliyette olanların, bir kısmının adını yazdım. Daha adını bilmediğimiz ve yapımı devam eden ne kadarı var bilmiyoruz. Acaba, bu alışveriş merkezlerinden, yabancılar da  istifade ediyor diye, kolayca bulabilmeleri için mi(!), bu isimleri koymuş olabilirler? Yoksa, bilmediğimiz bir yasa veya teamül mü var? Alış veriş merkezi yapacaksan ismi mutlaka yabancı olacak diye!

Toplum duyarlı bir toplum olsa, bir hafta, o AVM denen yere, sadece isminden dolayı boykot etse, o sermaye sahibi bir dakika tutmaz o tabelayı. Bütün iş toplumda. Bizde nerede öyle bir toplum bilinci! Basının rolü de burada yadsınamaz. Sermayen milli değilse, dilini ayakta tutamazsın. Bir müddet sonra toplum  da alışır. Zaten alıştırdılar. Çünkü o kelimeler bugün en çok kullanılan ve tekrar edilen hale geldi. Esnafın sinek avlıyor. AVM dedikleri yerler, tıklım tıklım!. Hafatlık hava durum raporları bile, dikkatli dinlerseniz, hafta sonunu çoğunlukla yağmurlu, kapalı, fırtınalı kelimeleri sık sık kullanılır hale geldi.Amaç, toplumu, hafta sonunuda AVM’lere kapatmak. İçimde böyle bir kuşku var. Lütfen sizde bir dikkat edin, bana hak vereceksiniz.

Türk dili, hem batıdan hem de doğudan darbeler alıyor. Türkçe karanlık günler yaşıyor. Daha dün, Şırnak Belediye Meclisi, çözüm süreci altında, şehrin tüm cadde ve mahalle isimlerini Kürtçe isimler ile değiştirme kararı almıştır. Batıda ise; yapılanların bir kısmını aktarmaya çalıştım. Bu güzel dilimizin, Malta sürgünleri gibi, sürgün olayı bir çok sektörde acımasız bir şekilde devam ediyor. Toplum olarak, bu konuda duyarlı ve tepkili olmak zorundayız. Eğer, bu tepkiyi bugün veremez isek, bir gün adımızın değiştirilmesine kadar bu iş uzayacaktır.

Dilini sürgün ederek, bu vatana ihanet derecesinde saygısızlık yapanlar, vasiyetlerini hazırlarken, bir şeyi unutmasınlar!.  Mezar taşlarının,  sağlıklarında hizmet ettikleri dilden, yazdırılmasını da vasiyetlerine ilave ettirsinler.

Hilmi ÇAKIR

10.11.2014

Tarih: 12.11.2014 Okunma: 809

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?