Türk Toplumu, Orta Asya’dan binlerce kilometre yolu, uçakla, gemiyle gelmedi. At sırtında ve azık torbasıyla geldi. Ne yatı, ne katı ne de şatafatı vardı. Hedefi, Yokluktan, kuraklıktan kurtulmaktı. Bunca yolu, meşakkatle geldi ve yeni bir yurt edindi. Pes eden akrabaları ,Hazar Gölü civarında kaldı. Uzun soluklu, atı sağlam olan, uzağı hedefleyenler, Anadolu’ya ulaştı. Ne pahasına? Her türlü tehlikeyi göze alıp, yollarda sevdiklerinle vedalaşarak!..
Azerbaycan’da bulunduğum süre içinde, oradaki soydaşlarımız soruyordu. Biz, sizinle nereden akraba ve soydaş oluyoruz? Kısaca onlara cevabım, yukarıda bahsettiğim gibi oluyordu ve mantıklı buluyorlardı. Hatta şunu söylüyordum. Biz, size olan borcumuzu ödemeye geldik deyince, ne borcu diyorlardı? Orta Asya’dan birlikte yola çıkan atalarımız, bu topraklarda kalan atalarınızın verdikleri azıkla, Anadolu’ya ulaşabilmiştir.Eğer, onlar o gün için, o yardımı yapmasalardı, Anadolu bizim için hayal olurdu. Biz de, şimdi onların yaptığı o yardımın bedelini ödemeye geldik deyince, çok mutlu oluyorlardı.Milletler arasında da, böyle uzun yolculuklar olabiliyor!..
Yaşamı boyunca, gönüllü, gönülsüz birçok yükün altında ezilir insanoğlu. Bazen, ağırlığından beli bükülür, doğrulunca yine yükün altına girer. Atlarla, insanoğlunun yaşamı çakışır. İyi yük taşıdığınız sürece, makbul olursunuz. Sırtınızdan, belirli yükleri atmak istediğinizde, en yakınınızdan bile şiddetli tepki alabilirsiniz. Onun için, yükü nerede ve ne zaman, sırtınızdan atacağınızın hesabını iyi yapmak zorundasınız. Yoksa ,kırk yıllık emeğiniz terazi gibi bir anda sıfırlanabilir. Aman dikkat bizden söylemesi!..
Taşımanız gereken yüklerin haricinde, birçok yükü de, zaman içinde farkında olmadan yüklenmişsinizdir. Etrafınızda hiç kimse sizi uyarmamıştır. Nasıl olsa, yükü çeken birileri var, kimse sesini çıkartmaz. Paşa paşa taşırsınız, alışmışsınız bir kere!. Ne zamana kadar? Ayağınız tökezleninceye kadar. Tökezleyince birileri farkına varır. Benim yükümü de, uzun yıllar taşımış ama, biz kıymetini anlayamamışız diye hayıflanırlar. Çoktan iş işten geçmiş olur. Yeni bir taşıyıcı bulunur mu bilemem!..
Bu yükü, deve yükü zannetmeyin. Yükün maddi, manevi ve fiziksel boyutları farklıdır. Buna biraz da sorumluluk demek daha doğru olur sanırım. Herkesin taşıdığı ve üstlendiği yükün cinsi ve miktarı değişiktir. Biri birine yakın gibi gözükebilir ama, mutlaka farklılık vardır. Mukayese yaparken, dikkatli olmak lazım. Yaşam, iki kapılı bir hanın, bir kapısından girip öbür kapısından terki diyar etmektir. İki kapı arasındaki, yakınlık ve uzaklığı kader, şans ve yaşam biçimi belirler.
Sağlıklı ve uzun yaşamın sırrı işte burada yatıyor. Sırtında 50 kg.lık un çuvalı ile, koşma şansınız var mı? Tabi ki yok. Un çuvalları, bir yaşa kadar taşınır. O yaştan sonra, hala un çuvalı taşımayı tercih edenler için, yaşamın iki kapısı bir birine çok yaklaşır. Ne oldu, nasıl oldu, derken ikinci kapı görülmüştür...
İnsan, sadece gardırobunda eskimiş kıyafetleri, ayakkabıları, bavulları ile vedalaşmamalıdır. Zihninde, eskimiş, çağ gerisinde kalmış, zaman aşımına uğramış, bilgi birikimiyle de vedalaşabilmelidir, zor da olsa. Hafıza da, yenilerine yer açmak gereklidir. Hani, zaman zaman birilerinden söz ederken, “bırak şunu ya, o ortaçağdan kalmadır!” şeklinde hazır cevap alırsınız ya…
Telefon , adres defteri ve bilgisayarınız zaman zaman güncellenmelidir. Bir müddet önce, sizin için çok gerekli bir bilgi, kısa sürede önemsiz konuma gelebiliyor bu çağda. Bunlar sizin için ağırlık teşkil etmektedir. Yolun sürekli açık tutulabilmesi için, bu temizlikler yapılmalıdır. Arşiv medeniyettir demişler. Arşivi çok iyi kullanmak, arşivlemeyi de bilmek lazımdır. Yoksa, ağırlıklardan adım atamaz, uzağı hedefleyemezsiniz!..
Bazı arkadaşlıklar kalıcıdır. Yol arkadaşlığı da bunların başındadır. Yola çıktığınız arkadaşları iyi seçtiyseniz, en uzun yolculuklar, en ağır yükler bile vız gelir. Yorulduğunuzu anlamazsınız, yol biraz daha uzasa, belki de hiç bitmese dersiniz. İşte böyle bir yol arkadaşı bulursanız yaşam sizin için güzeldir. Burada en önemli konu; yola çıktıklarınızı, yolda bulduklarınızla hiçbir zaman değişmemeniz gereklidir. Eğer, böyle bir yanlışa düşerseniz, gerçek dostlarınızı ve yola çıktığınız arkadaşlarınızı kaybedersiniz. iki kapılı hanın, ikinci kapısının, çok uzaklarda olması dileği ile, hayırlı yolculuklar.
Hilmi ÇAKIR
22.11.2014