TÜRKEŞ DÖNEMİNDEKİ MHP VE ŞİMDİKİ MHP

Neslihan KORUTÜRK - 25.09.2008

 

Yetmişli yıllardaki MHP’yi hatırlıyorum.

TBMM’ndeki temsilci sayısı 1 elin parmaklarını geçmezdi.

MHP, 1973 seçimlerinde 3 milletvekili çıkarabilmişti.

Yüce Meclisteki, toplam 450 milletvekilinin sadece 3’ü MHP’ye aitti. Fakat MHP’nin bu rakamla hiç orantılı olmayan bir ağırlığı vardı. Bütün siyasi faaliyetlerde hesaba katılması gereken partiydi.

Bu güç nereden kaynaklanıyordu?

Tabii ki liderinden, liderin kişiliğinden, teşkilatçılığından ve duruşundan!

TBMM’deki üç kişi etkili bir siyaset yapıyor, tek kanallı televizyonda her gün liderin ve partinin sesini duyabiliyorduk.

İlk defa, 1977 seçimlerinde 17 milletvekili çıkararak, mecliste bir grup kurabilmişlerdi. Tabii ki ondan sonra, siyasetteki etkisi ve ağırlığı fazlasıyla arttı.

***

Malum, 1980 darbesinden sonra 7 senelik bir yasak dönemi yaşadık. O yasak döneminde bile MHP ve lideri Türkeş daima ülkenin gündemindeydi.

Yasağın 1987’de kalkmasıyla girilen seçimlerde MHP (MÇP) yüzde 2,7’lik oyuyla baraja takıldı ve meclise üye sokamadı. TBMM’nde temsilcisi olmamasına rağmen, 4 sene boyunca Türkeş her gün sesini duyurmayı, siyaseti etkilemeyi, teşkilatı canlı tutmayı ve geliştirmeyi başarmıştı.

MHP, 1991 seçimlerine REFAH partisiyle ortak liste oluşturarak girdi ve MHP kontenjanlarından 19 milletvekilini parlamentoya soktu.

Özellikle 1987 sonrasında 70 yaşının üzerindeki bir Türkeş’in liderliğindeki MHP son derece dinamik, etkili siyaset ve yapıcı muhalefetin adresiydi.

Partinin lideri veya önde gelen bir yöneticisi her gün ya bir faaliyette yahut da ülkenin meselelerinden biriyle ilgili olarak basının karşısında olurdu.

MHP o yıllarda sadece gündemi takip eden değil, gündemi de oluşturan bir siyasi hareketti.

1999 seçimlerine geldiğimiz zaman artık Türkeş hayatta değildi. O seçimlerde MHP siyasi tarihinin en büyük başarısını yakalamış 140’a yakın milletvekili kazanmıştı. Artık MHP koalisyonun ikinci büyük ortağı ve ağır toplar (!) da önemli bakanlıkların başındaydı.

O muazzam fırsat, Türkeş’in büyük mirası, mirasyediler elinde heba edildi. 4 yıla yakın süren iktidar ortaklığında, “şu da MHP’nin eseridir” denilebilecek bir icraata imza atılamadı.

Ve geçen yılki seçimler… Barajı geçen üçüncü parti olarak MHP 69 milletvekilliği kazandı.

Aradan bir seneden fazla zaman geçti.

***

Ortada Bir MHP Var Mı?

Evet, Yüce Mecliste oldukça kalabalık sayılabilecek bir grup var. Parti, Türkiye çapında en geniş ve genç örgütlenmeye sahip…

Fakat ortada, gündemi belirleyen, gündemi etkileyen değil, gündemi bile takip eden bir MHP yok!

***

Devamlı olarak, partilerin kısaltmalarını kullandığımızdan, neredeyse asıl isimlerini unutacağız…

Neydi MHP’nin açılımı?

Milliyetçi Hareket Partisi!

Siz bu partide bir “hareket” görüyor musunuz?

İktidarın başı, bu yiğitleri “yavru muhalefet” falan diye tahkir ediyor, aşağılıyor; hazretler duymuyor bile!

Tek başına Kamer Genç, 69 kişilik MHP grubundan daha ses getirici muhalefet yapıyor.

Demek ki, nicelik, yani sayı pek o kadar da önemli değil… Önemli olan nitelik!

Bu lider ve çevresindekiler Türkeş’in mirasına ve partinin mazisine yakışmıyorlar.

Bu uyuşuklar ya ayrılıp partinin önünü açsınlar yahut da partinin adını değiştirsinler.

Meselâ…

“Bahçeci Rehavet Partisi” yakışır bunlara!

***

Uysa Da Uymasa Da

 

Türkiye’yi Türklerden Temizleyecekler

 

HER YER HAPİSHANE

Türkiye'nin Türkler için bir hapishaneye dönüştürüldüğünü artık görmelisiniz.

Avrupalı emperyalistler; Türkleri Avrupa'dan ve Anadolu'dan Orta Asya'ya doğru sürmek için yemin etmişler; yüzyıllarca Haçlı saldırıları düzenlemişlerdi.

Şimdi. Türk kimliğine yönelik içten bir saldırı ile işte o iş başarılmak isteniyor. Bugün yaşadıklarımızın tarihsel boyutunu öğrenmek istiyorsanız; benim 'Yabancı Kaynaklara Göre TÜRK KİMLİĞİ' isimli kitabımı mutlaka okuyun. Özellikle Kimlik Tartışmaları bölümünü. O zaman bu Ergenekon olayının arka planını da anlayacaksınız.
Bugün Türkiye Cumhuriyeti; cumhuriyeti kuran ve savunanlar için bir hapishaneye çevriliyorsa; bundan cumhuriyetin altının oyulduğunu anlarsınız...
Adaletin, siyasetin emrine verildiği bir ülkede demokrasiden söz etmek mümkün olmaz. Türkiye'nin geriye doğru itildiğini görmek istemeyenler, sadece Deniz Feneri işine baksınlar; ne demek istediğimi anlayacaklardır.

Rıza Zelyurt, Güneş, 24.9.2008

Tarih: 25.09.2008 Okunma: 794

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

Ekrem Şama

12.08.2008 - 15:27

Yazınızı ibretle okudum. Kum torbalarını bile birine zimmetleyip hesap sorarlar. Bu insanlar ve önceklier.... Msleğimden biliyorum. Küçük bir esnaf zorlanarak bir dükkan açsa, hemen hergün müfettişler, zabıtalar, yetkililer kol gezip göz açtırmazlar. Hergün gelip: -Vergi levhan nerede, -SSK bordrosunu astın mı, -Yangın tüpü nerede? -Açma ruhsatını ödedin mi? Zavallının eli cebinden hiç çıkmaz. Burada hergün insanlar ölüyor... Nerde tedbir., Nefrede insanın kıymeti. Şaşkınım. Ölenlere rahmet yakınlarına başsağlığı diliyorum. Bakanlarımızın ve Başbakanımızın da yaptığı galiba beninm yapabildiğimden farklı değil...

özgür deniz

13.08.2008 - 12:43

şiir anlatıyor her şeyi...saygıyla

elebik

14.08.2008 - 03:23

Çok doğru bir tesbittte bulunmuşsunuz...Dönüp dolaşıp konu hep aynı arsızlık ve duyarsızlığa değiyor...Yüreğinize sağlık

Ekrem Şama

12.08.2008 - 15:27

Yazınızı ibretle okudum. Kum torbalarını bile birine zimmetleyip hesap sorarlar. Bu insanlar ve önceklier.... Msleğimden biliyorum. Küçük bir esnaf zorlanarak bir dükkan açsa, hemen hergün müfettişler, zabıtalar, yetkililer kol gezip göz açtırmazlar. Hergün gelip: -Vergi levhan nerede, -SSK bordrosunu astın mı, -Yangın tüpü nerede? -Açma ruhsatını ödedin mi? Zavallının eli cebinden hiç çıkmaz. Burada hergün insanlar ölüyor... Nerde tedbir., Nefrede insanın kıymeti. Şaşkınım. Ölenlere rahmet yakınlarına başsağlığı diliyorum. Bakanlarımızın ve Başbakanımızın da yaptığı galiba beninm yapabildiğimden farklı değil...

özgür deniz

13.08.2008 - 12:43

şiir anlatıyor her şeyi...saygıyla

elebik

14.08.2008 - 03:23

Çok doğru bir tesbittte bulunmuşsunuz...Dönüp dolaşıp konu hep aynı arsızlık ve duyarsızlığa değiyor...Yüreğinize sağlık