PİSKOMETRE! Hilmi ÇAKIR

GENEL HABERLER Misafir Yazar - 08.02.2015


Bu da nereden çıktı demeyin. Her şeyin bir ölçü birimi ve aleti vardır. Onun için, bir yığın ölçü aleti var değil mi? Mezro, derece, saat, litre, metre, kantar, terazi vs. Bir terim de,  bizim hediyemiz olsun Türk Dil Kurumuna! Piskometre; psikolojik testlerin sonucunda kabul edilebilir tolerans aralıklarını  gösterir. Nasıl ki, kan tahlil sonucunu elimize aldığımızda, en sağda iki sütun var ve bu sütunlardan kan değerlerinde olması gereken seviyeleri görüyorsak, onun gibi bir şey…

Kişilik testlerinin sonuçları da, aynı kan tahlil sonucu gibi alt alta yazılacak,  toleranslar belirlenecek, kişinin psikolojik sağlık durumu ortaya çıkartılacaktır. Ne üzücü bir durum ki, tıp bu kadar ilerlemesine rağmen, bu çalışmayı yaygın kullanım alanına sokamamıştır. Her yere yöneticiler atanıyor/seçiliyor ama, ruh sağlıkları konusunda elde hiçbir  veri yok.Devlet sırrı gibi(!) Ne kadar hazin değil mi?..

Atmosfer basıncını ölçmeye yarayan cihaza  ne diyoruz? Barometre! Sıvıların yoğunluğunu ölçen alete ne diyoruz? Hidrometre! Nem ölçen cihaza ne diyoruz? Psikrometre vs. Yani, bir şeyleri ölçecekseniz sonuna bir metre takıştırın, başına  konuyu ekleyin, olsun size bir terim.

Bazı mesleklerde, sağlıklı olduğunuzu her yıl ispatlamak zorundasınızdır. Belirli bir program dâhilinde, birçok tıbbi ve psikolojik muayenelerden sonra, alacağınız raporu kurumunuza sunarsınız. Eğer, bir sıkıntı varsa, o kurumla yollarınız ayrılır. Bu işin doğası gereği budur.Yani fıtrat gibi bir şey(!) Çalışanlar buna hazırlıklıdır. Örneğin, pilotlar...

Yine, bazı belgelere sahip olabilmeniz için, sizden, o belgenin gerektirdiği sağlık şartlarını içeren rapor istenir. Örneğin; silah ruhsatı ve sürücü ehliyetine alabilmek için, eğer, servis aracı, panelvan ve ticari araç kullanıyorsanız her 5 yılda bir de, piskoteknik rapor alarak, ilgili kuruma ibraz etmek zorundasınız.

Bugün yönetici olabilmek için sizden tam teşekküllü bir hastaneden bir heyet raporu isteniyor mu? Kesinlikle böyle bir uygulama yapılmıyor. Yönetici demek; birçok insanın sorumluluğu demektir. Aldığınız bu sorumluluğu taşıyıp taşıyamayacağınız hiçbir şekilde sorgulanmıyor. Fiziki ve psikolojik durumunuz, bu iş için, uygun olup olmadığı gündeme bile gelmiyor. Bu, sadece bizim ülkemiz de mi, yoksa dünyada da böyle mi ?

Ekonominin siyasi baskılara maruz kalmaması için, Merkez Bankası gibi kuruluşlar özerk bir yapıya kavuşturulmuştur. İkide bir, hükümetten erken kalkan biri müdahale etmesin, çomak sokmasın diye!...Bu banka, ülke ve dünya ekonomisinin gidişatını çok yakından takip ederek, parasal politikaları belirlemektedir. Bu kurumun başındaki Başkan Erdem Başçı da, bir ekonomi dergisi tarafından 2014 yılının en başarılı bürokratı seçilmiştir.

Son dönemde, Merkez Bankası, her ortamda, temcit pilavı gibi ısıtılıp ısıtılıp konu faizlere getirilmekte ve şiddetli bir şekilde faiz indirimi konusunda baskılanmaktadır. Sonunda, bu baskılara karşı, belirli bir oranda faiz indirimi kararı geldi. Piyasalar bunu nasıl algıladı?. Başta dolar olmak üzere, tarihin zirvesini yaptı. Sayın Başçı’nın bu duruma verdiği tepki ne oldu? “KİTAPLARI YAKALIM!” deyiverdi. Gemileri yakmak gibi bir şey!... Bakalım bunun sonucu nereye götürecek bizi. Madde bağımlısı gibi, sıcak para bağımlısı olmuş bir ekonomi, sıcak paraya nasıl kavuşacak?...

Eğer bir toplum; sağlıklı , pozitif, yapıcı,birleştirici, sevecen yöneticiler tarafından yönetilirse, sorunlarına en kısa sürede elbirliği ile çözümü bulunur ve sonuca gidilir. En son, Fransa’da yaşanan terör saldırısında, yönetim ve halkın birlikte vermiş oldukları olumlu tepki ve eylemler kısa sürede sonuç vermiştir. Bu durum, bütün dünyaya örnek olmalıdır. Bizde böyle bir durum olsaydı. Bir grup kefen giyip sokağa çıkardı, bir grup da elinde pala ve satırla katilin peşine düşerdi belki de(!).. Reyhanlı katliamında hunharca öldürülen 52 vatandaşımız için, Fransa’da gördüğümüz tepkiyi gösterebildik mi? Avrupalı liderler koşarak ülkemize gelip, teröre tepki yürüyüşü yaptılar mı?..

Bugün, kişilerin fiziki sağlamlığı sadece kendi yaşamını etkiler. Kişinin psikolojisindeki bir eksiklik, bütün çevresini etkilediğine tanıklık etmeyenimiz var mı? Demek ki; fiziki sağlamlık toplumsal olarak değerlendirildiğinde, ikinci sıraya düşmektedir. O zaman, nerede yönetici olursa olsun, kişinin psikolojik yapısı çok önemli konuma gelmektedir. Yönettiği bireyleri ve toplumu doğrudan ilgilendirmektedir. Birçok çalışan insan, sabah işe gittiğinde, yönetici sıfatındaki kişiyi görmekten nefret ettiği aşikârdır. Bunun nedeni, çalışandan kaynaklandığı gibi, çoğunlukla yöneticiden kaynaklandığına tanıklık etmişizdir.

Hazır; Yeni Türkiye inşa edilirken, Yeni Anayasa taslağı bir yerlerde hazırlanırken, ülkenin her yerinde barış süreci rüzgârları eserken, şu taslak anayasaya, çok önemli bir madde de bizim hatıramız olsun. “Piskometrik test sonuçları, tolerans sınırlarını aşmışsa, hangi makamda olursa olsun, milli iradeye saygı gereği görevlerini bırakırlar. Toplumun huzuru ve sağlığı her şeyin üstündedir!” maddesi ile, toplumun geleceğine bir nebze katkı ile, kendimizi mutlu, gelecek kuşaklara da aydınlık bir ülke bırakmış olalım.

Hilmi ÇAKIR

7.2.2015

Tarih: 08.02.2015 Okunma: 809

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?