Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Dün (29 Mart), CHP, Türkiye’ye tam anlamıyla, “demokratik” bir seçim iklimi sağlayarak tarihî bir gün yaşattı… Milletvekili adaylarının çok büyük bir bölümü parti üyelerinin oylarıyla belirlendi.
Düşünün ki partinin Genel Başkanı da ancak partililerin oylarıyla milletvekili adayı olabildi. Hayal ötesi bir hadise!
Hâkikaten olağanüstü bir gelişme… Demokrasi hayatımızda olağanüstü bir gelişme… Siyasî hayatımızda olağanüstü bir gelişme…
Bunun hem CHP’de, hem 7 Haziran seçimlerinde yansımaları olacak… 7 Haziran’dan sonra ise hem TBMM’de, hem de “önseçim” yapmayan diğer partiler üzerinde etkileri olacak. Artık, kafalara, “önseçim” kavramı girdi… “Demokratım” diyen herkes en kısa sürede partileri için bunu isteyecek, demokrasi kültürünü geliştirecek.
Bendeniz, İzmir önseçimini, Bayraklı’daki Mustafa Kemal Lisesi’nde kurulan sandıklarda gözlemledim. Burası Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, gazeteciler Mustafa balbay, Atilla Sertel, Bornova’nın bundan önceki belediye başkanı Prof. Kamil Okyay Sındır’ın da aday olduğu 2. Bölgeye giriyor.
Yağmurlu bir Pazar günü olmasına rağmen ilgi muazzamdı, çok yoğun bir katılım vardı. Okulun içi, bahçesi, çevresindeki cadde ve sokaklarda bir demokrasi şenliği yaşanıyordu. 20 yaşındaki gençlerden 85’lik dedelere kadar her yaştan CHP’li bu şölenden nasibini almak için oradaydı.
x x x
ÖNSEÇİMLE PARTİ ÜYELİĞİ ÇOK ÖNEMLİ HALE GELİYOR
Bu “önseçim” hakikaten muhteşem bir siyasî hadise, hakikaten tarihî bir “devrim”!
Bikere, 12 Eylül 1980’den sonraki siyasî hayatımızda, küçük çaptaki bir-iki “önseçim”i saymazsak, bu olay, 35 yıllık siyasî hayatımızda bir ilk…
Öte yandan, 12 Eylül öncesi siyasî hayatımızda “önseçim” vardı ama orada bütün partililer oy kullanmıyorlardı… Hatırladığım kadarıyla, “delege” sistemiyle, son derece sınırlı sayıdaki parti üyesi “adaylar”ı belirliyordu. Hâlbuki şimdi, CHP’ye kayıtlı bütün üyeler oy kullanıyor, belirleyici oluyor.
Bu “aday belirleme yetkisi” partri üyelerini son derece işlevsel bir boyuta taşıyor. Partide “karar verici” bir “yetki” ve “otorite” sağlıyor. Fekalade “etkili” bir konuma getiriyor. Parti üyesi olmanın anlam ve önemini çok üst seviyelere yükseltiyor
Böyle bir “önseçim” parti üyeliğini çok daha ciddi hale getirerek, üyelerin siyaseti çok daha ciddiye almalarını, daha fazla sorumluluk duymalarını sağlayacaktır.
Bu şekilde bir “önseçim” yapınca, aday, Genel Merkezin veya Genel Başkan’ın adayı değil, teşkilatın, yani “halkın adayı” oluyor. Bu, elbette adayları çok daha fazla sahiplenmeyi, benimsemeyi ve başarıları için daha fazla çaba göstermeyi, gönülden desteklemeyi beraberinde getirecek, örgüt canla-başla çalışacaktır.
Bu “önseçim”, partililerin daha erkenden “seçim havası”na girmesini sağlayacaktır, sağlamıştır. Müspet bir partiiçi rekabete sahne olurken, partililer arsındaki dayanışmayı da artıracaktır.
x x x
ETKİSİNİ HEMEN GÖSTERDİ
Dün CHP 45 seçim çevresinde adaylarını belirledi ve İzmir 2. Bölge gibi CHP ağır toplarının aday olduğu bir-iki seçim çevresi dışında hep yeni adaylar öne çıktı.
Hatta Deniz Baykal gibi partinin eski genel başkanının aday olduğu Antalya’da, Baykal ancak üçüncü sıraya girebildi. Antalya’da ilk iki sırada kamuoyunun hiç tanımadığı isimler var.
Afyonkarahisar’da, mevcut milletvekili Ahmet Topbaş, ancak 6’ncı sıradan listeye girebildi ki ilin çıkardığı vekil sayısı 5. Yani Sayın hemşerimiz Topbaş liste dışı kaldı. Afyon’da ilk sıraya bir bayan aday seçildi: Avukat Burcu Kayıkçı. Facebook’taki sayfasından Şuhutlu olduğu anlaşılıyor. Hayırlı olsun.
İstanbul 2. Bölgede ise devre arkadaşımız Emekli Albay Dursun Çiçek’in ikinci sıradan listeye girdiği bildiriliyor. Çok sevindirici, tebrik ediyorum.
x x x
LİDER SULTASINDAN ŞİKÂYETÇİ OLANLARA ÇAĞRI
İçinde benim de bulunduğum pek çok vatandaş, on yıllardan beri “seçimlerin bir tiyatro” olduğundan şikâyetçiydik. Çünkü gerek genel seçimlerde, gerekse yerel seçimlerde bütün adayları parti genel başkanları belirliyor, seçmenlere onlardan birini onaylamak düşüyordu. Yani adaylar halkın adayları değildi.
İşte, şimdi CHP bunu değiştirdi… Genel Başkan dâhil, adayların seçimini parti üyelerinin vicdanına, hür iradelerine emanet etti. Onlar da sorumluluk anlayışı ve yoğun bir katılımla adayları belirlediler.
Şimdi sıra sizde… Bugüne kadar “lider sultası”ndan, “demokrasi oyunu”ndan şikâyetçi olan herkesin bu “önseçim”e sahip çıkması, onu desteklemesi lâzım.
CHP’nin de bunu sürdüreceğini, kurumsal ve geleneksel hale getireceğini, hatta tüzük değişikliğiyle “zorunlu” hale getireceği garantisini vermesi, belediye başkan ve meclis üyelerinin de “önseçim”le tespit edileceğini açıklaması lâzım.
x x x
KATILIM GAYET YÜKSEKTİ
Türkiye çapında “önseçim”e katılımın %60’lar düzeyinde olduğu, bunun düşük bulunduğuna dair bazı yorumlar duyuyorum.
Hayır, bu katılım ziyadesiyle yüksekti.
Bikere, genel seçimde olduğu gibi her köye, her sokağa “sandık” konulmadı. Sadece merkez’i yerlerde sandık kuruldu.
İkincisi, yukarıda söylediğim gibi, siyasî tarihimizde ilk defa yapılan bir uygulamadan bahsediyoruz. Elbette pek çok üye nasıl davranacağını kestirememiş olabilir.
Üçüncüsü, seçime katılanlar, nihayetinde aynı partinin üyeleri, sandığa gidemeyenler, gidenlerin oylarına güvenmiş olabilir.
Hem “önseçim” yapmayan partilerin ve onların kalemlerinin bu konuda hiç laf etme hakları olabilir mi?
Bunlar ayrıntı… son tahlilde, şehirlerde on binlerce, ülke çapında da yüzbinlerce vatandaşın oyuyla milletvekili adayları belirlenmiştir. Bu başlıbaşına tarihî bir olay, bir devrimdir.
Örnek olarak, benim de içinde bulunduğum bölge olan İzmir 2. Bölgedeki kullanılan oy sayılarına bakalım: 1. Kemal Kılıçdaroğlu 32 bin 75, 2. Mustafa Balbay 15 bin 634, 3. Atilla Sertel 12 bin 268, 4. Kamil Okyay Sındır 10 bin 708, 5. Ali Engin 8 bin 723 oy, 6. Hüseyin Sezer 8 bin 721, 7. Ülkümen Rodoplu 8 bin 547, 8. Taha Okan 7 bin 768, 9. Nurgül Uçar 6 bin 857, 10. Ali Kemal Elitaş 6 bin 465 oy.
Sadece bir seçim çevresinde onbinlerce oy kullanılmış. Daha ne olsun?
CHP’yi, bize yaşattığı bu “demokrasi şöleni”ninden dolayı tekrar tabrik ediyor, listelere giren adaylara üstün başarılar diliyorum.