İzmit Körfez geçiş Köprü inşaatında çalışan, 51 Yaşındaki ünlü Japon Mühendis Kishi Ryoich, kopan bir halatın sorumluluğunun kendisinde olduğunu düşünerek, (Bıraktığı nota dayalı) Yalova’nın Altınova ilçesindeki mezarlığın kenarında, bileklerini ve boğazını maket bıçağı ile keserek, 23 MART 2015’te intihar etmiştir.Olay, ülkemizde ve Japon halkında derin üzüntüye neden olmuştur. Bu olayın ardından; düşünen, sorumluluk sahibi, bilinçli insanlar tarafından, ülkede meydana gelen bunca olaydan dolayı, sorumluların sorumsuzluğu, sorgulanmaya başlanmıştır.
Japonların tarihinde intihar vardır. Değişik zaman dilimlerinde, farklı yöntemlerle uygulanmıştır. Samuraylar döneminde, suçlular ve asillerin, sol karından hançerle yaptıkları intihar çeşidine harakiri denirdi. Ayrıca, 2.Dünya savaşı esnasında, müttefiklere daha fazla zarar verdirmek için, Japon Pilotların bomba, patlayıcı torpidolar ve çok yüklü miktarda yakıtla, müttefik gemilerine bacadan çarparak yaptıkları intihar saldırılarına da kamikaze deniyordu.
Hafızalarımızı birkaç yıl geriye giderek, şöyle bir zorladığımız zaman, bu ülkede yaşanan onca acı olay karşısında değil intihar, istifa eden, sorumluluk sahibi birini göremediğimiz için, Japon Mühendisin anıtının dikilmesi gerektiğine inanıyorum. Bu konuda, Yalova Belediye Başkanı Sayın Vefa Salman’ın, sosyal sorumluluk bilinci ile, 45 gün içinde “HAYSİYET ANITI!” dikileceğini öğrenmemiz yüreğimize bir nebze su serpmiştir.
Zamanda kısa bir yolcuğu çıkalım ,
Şüpheli bir uçak kazası sonucu, yaşamını yitiren merhum Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref BİTLİS ile, bir helikopter kazası sonucu, kaybettiğimiz Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı merhum Muhsin YAZICIOĞLU’nun, ölümlerinden sorumluluk duyan, birini veya birilerini duydunuz veya gördünüz mü?
Habur sınır kapısından, üniformaları ile yurda giren 34 PKK’lı teröristin, ayağına kadar devletin savcılarını gönderip, orada pişman olmadıkları halde yasadan yararlandırılan ve binlerce yandaşıyla, ülke topraklarında, o üniformaları ile konvoylar halinde, günlerce vicdanları sızlatan olaydan sonra en küçük bir sorumluluk duyup istifa eden duydunuz mu?
Mehmet BARANSU adlı bir gazeteci, elinde bir bavulla cumhuriyet savcısına giderek, Balyoz adlı darbe planının belgelerini teslim etmiştir. Taraf gazetesi, manşetten bu olayın duyurusunu yapmıştır.”Camilerimizi Bombalayacaklardı!” diye başlık atarak, halkı galeyana getirmişlerdir. Bu olayın ardından, dalga dalga operasyonlar yapılarak, Türk Silahlı Kuvvetlerinin yönetim kadrolarında yetişmiş yüzlerce subayını, Silivri, Kartal, Hadımköy, Hasdal cezaevlerinde yıllarca mahkum ederek, TSK personelinin moral ve motivasyonunu yok eden, intihar eden genç subayların , Ergenekon davasının gizli kasası diye suçlanan ve ceza evinde kanser olduktan sonra, eceline birkaç gün kala tahliye edilen, rahmetli Kuddisi Okkır’ın beş parasız olduğu ve cenazesini bile Belediye imkanları ile kaldırıldığını bilmeyen var mı? Adalet dağıtan kişi veya kişilerden, sorumluluk bilinci ile, bunca yaşanan olaydan sonra, kendisini hatalı bulup istifa eden duydunuz mu?
İsrail’in Gazze’yi işgalinin ardından, yükselen tepkiler sonucu, Mavi Marmara adlı gemiyle, İsrail’in tüm ikazlarına rağmen, o geminin gidişini engellemeyip, orada İsrail askerlerince öldürülen, 10 vatandaşımızın ölümünden sorumluluk duyup, istifa veya intihar eden bir sorumlu görüp duydunuz mu?
Van’da meydana gelen depremde, 604 vatandaşımızı kara toprağın bağrına koyduk. Bu depremde, benim hatam yüzünden bu canlar öldü diye, intihar eden veya müteahhitliğini bırakan birini veya birilerini hiç duydunuz mu?
Afyon’da, cephaneliğin patlaması sonucu, çiçeği burnunda gencecik 25 fidanımızı kara toprak aldı. Bu olayın ardından, hatta, Afyon valisi ile Genelkurmay Başkanı, valilikte bu acı olay yaşanırken, karşılıklı hediye alış verişi yaparken görüntü vermişlerdi. Bu olayın ardından, istifa eden birilerini duydunuz mu?
Manisa’nın Soma ilçesindeki maden faciasında, 301 maden işçisi, geride yüzlerce evladını bırakarak, kömür karası içinde, kara toprakla buluştu. Mekânları cennet olsun. Bunca acıdan sonra, bir Allah’ın kulu, bu işlerden direk veya dolaylı bile sorumluluk duyup, bunca cana karşılık birilerinin istifa ettiğini duyup, gördünüz mü?
İstanbul’un göbeğindeki bir inşaat firmasında, asansör kazasında, 10 işçimiz onlarca metreden külçe halinde yere çakılarak, feci şekilde can vermiştir. Bu inşaatın yönetimindeki kişi veya kişilerden istifa eden veya ceza alan oldu mu?
Karaman/Ermenek’te, 18 madencimiz yüzlerce metre toprağın altında, madenin tünellerini su basması sonucu, boğularak günlerce kurtarılmayı beklemiştir. Devletin, bu işlerden sorumlu olan makamlarında veya ocağın işletmecilerinden, vicdani sorumluğunu yerine getiren oldu mu? Nasıl bir toplum olduk biz.?
Ülkede yaşanan bunca kadın cinayetinden dolayı, kendinin de sorumluğunun olduğunu ifade edip, bedel ödeyen bir kişi veya makam görüp duydunuz mu? Özgecan, canımızdan can kopararak Mevlasına kavuştu. Üç-beş gün kamuoyu konuştu, ne tedbirler alındı? Bir de, bu işin bakanlığı var bu ülkede!...
Kısa sürede ülkenin yaşadığı acı ve kayıplarda ihmali, kusuru, hatası, sorumluluğu, olan bir yığın insan şu anda içimizde birlikte yaşıyor ve aynı havayı teneffüs ediyoruz. Bu kadar acı olay karşısında, bu ülkede vicdanları kanatan, en küçük bir istifanın bile olmaması, çok düşündürücü ve onurumuzu inciten bir durumdur.
Sorumluluk duygusu insandan insana farklılık arz eder. Bu toplumlar için de böyledir. Sorumluluk duygusu, bazı insan ve toplumlarda yeterince gelişmediğini, kendi çevremizde, bunca olayı yaşadıktan ve gördükten sonra, ne kadar önemli bir duygu olduğunun, altını kalın çizgiyle çizmemiz gerekir. Japonların dört ada üzerinde, yarattıkları katma değer ve teknolojiyi, bütün dünya görüyor ve faydalanıyor. Yaa biz ne yaratıyoruz? Teknoloji üretemediğimiz gibi, samanı bile ithal eden bir toplum olduk. Yüzümüz kızaracağına, elimizdeki tarım üstünlüğümüzü bile kaybettik. Japon Mühendis intihar ederken bile, bizim gibi bedel ödemeyen ve ödetmeyen toplumlara bir çok ders vererek göçmüştür bu dünyadan. Mekanı cennet olsun. Yalova Belediyesinin diktiği anıtın, başta TBMM olmak üzere, adalet saraylarının girişlerine ve bilim yuvası Üniversitelerimize de dikilmesinde sonsuz yararı olacaktır.
Japon Mühendis Kishi Ryoich’nin, intihar etmesine neden olan, Körfez Geçiş Köprüsü bölgesinde, 1999 Marmara Depreminde, değil tek halat, taş taş üstünde kalmadı, bütün bölgenin halatları koptu. Binlerce vatandaşımızın, o çürük yapıların altından cesetleri çıkarıldı. Türkiye’nin dinamikleri değişti ve fakat; o çürük yapıları yapan/yaptıran bir Allah’ın kulu, dünya ile vedalaşıp, arkasında küçük bir not bırakıp gidemedi. Eğer bunu yapan biri olsaydı, şimdi o bölgede, her yere, onun Haysiyet ve onur anıtı dikilecekti. Ne yazık ki; bu topraklarda bu anıt, o güzel insan, Japon Mühendise nasip oldu.
Hilmi ÇAKIR
28.3.2015