BİR TEŞKİLAT ADAMINI İYİ TANIMALIDIR...

Özgür DENİZ - 19.04.2015

Bir teşkilat, bünyesinde ki, çapsız, düzeysiz, sahtekâr, yalaka tipleri çok iyi tanımalıdır. Ki, bu tiplerin kirli tezgâhlarına karşı müteyakkız olmalıdır. Zira bu tipler, mütemadiyen bir kumpas peşindedir, iyileri kötü tanıtarak tasfiye ettirmekle iştigal ederler. Bu tiplerin derdi hiçbir zaman teşkilatın varolması, mücadelenin zaferle neticelenmesi değildir, bireysel çıkarlarıdır. Bu tipler kendilerinde çap olmadığı için, çaplı ve iş üreten, samimi ve dürüst insanların varlıklarından rahatsız olurlar. Bu tipler bir devrin değil her devrin adamıdırlar ve kendilerini bu minvalde konumlandırırlar. Oturmuş kişilikleri, sağlam karakterleri, muayyen bir düzeyleri, mücadele adına ortaya koydukları bir savunuları yoktur. Teşkilat adına savunu yapmaktan, konuşmaktan imtina ederler, zira gelecek kaygılarıyla yaşarlar, zira kendilerini belli etmemeleri iktiza ettiğini düşünürler. Fakat bir teşkilat; kişilikli, sağlam, aklı ve kalbi işlevsel olan, karakterli ve savaşçı insanlarla varolur ve neşv-ü nema bulur. Sahtekârların yol bulupta, namusluların yollarının kapanması çok derin acıları tevlit eder. Böyle bir icraat iyilere kaybettirmez ama kötülerin işgaline uğrayan teşkilatları zaafa uğratır, zayıflatır ve nihayet, yerle yeksan eder. Bu yüzden kötülerin iyileri tasfiyesine imkân verilmemelidir. Kötü tipler, bitevi riyakâr tebessümler dağıtırlar, korkaktırlar, ince hesap peşindedirler, münhasıran laf ebeliği ve cerbeze ile iş kotarma derdindedirler. İyi tipler ise, kendi işleri ile ilgilenirler, acı gerçeği söylerler, sağlam sahiplenirler ve güçlü savunu yaparlar, namuslu ve samimidirler. Filhakika, teşkilatı güçlendiren bu tür iyi insanlardır ama onların kuyularını kazanlar ise, teşkilatta ki sağlam olmayan tiplerdir. Burada iş, teşkilatı sevk ve idare eden lider konumunda ve karar verici mevkide bulunan şahsiyetlere düşmektedir. Çapsız insanları, bu mevkide ve konumda bulunanlar tanıyamayabilir ama tanıyanlardan sorarak öğrenebilirler. Tanıyanlar ise, onlarla aynı dünyada, mekânda, zamanda yaşayanlardır. Hak, hukuk, hakkaniyet ve adalet için, derin düşünüş, ince kavrayış, teferruatlı tetkik ve tahlil, iyi tanıma iktiza eder. Samimi bir gönüle haksızlık yapmak, büyük zulümdür.

Tarih: 19.04.2015 Okunma: 649

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?