7 Haziran seçimleri ardından…

Hüseyin ŞİNASİ - 11.06.2015

        

Bugün 10 Haziran 2015 milletvekili genel seçimleri yapıldı. Sandıklar açılıp, sayımlar yapıldı, tutanaklar tutulup ilçe seçim kurullarına teslim edildi. Seçim kurulu büyük bir dikkat ve özenle sandık birleştirme tutanaklarını hazırlayıp, il seçim kuruluna ve yüksek seçim kuruluna iletti. Bu aşamada herkes oy kullandığı sandıkta çıkan sonuçları YSK’nın resmi internet sitesinden takip edip kontrol edebiliyor. Ben oy kullandığım sandık sonuçlarını şu linkten rahatlıkla kontrol ettim ve sayım sonrası aldığım sonuçla karşılaştırarak bir yanlış olmadığını gördüm. (http://sts.chp.org.tr) Böyle doğru ve düzgün bir sonucun çıkmasında partiler, sivil toplum kuruluşları, barolar özenle çalıştılar. Bunda geçmiş yıllarda yapılan seçimlerdeki şüpheli hareketlerin ve bu seçime büyük anlamlar yüklenmesinin de etkisi oldu.

Seçim kampanyaları boyunca ve seçim günü vatandaşın tansiyonu bir inip, bir çıktı. İnanın bu seçimde de her zaman olduğu gibi toplum çok gerildi. Her seçim öncesinde olduğu gibi bu dönemde de halk ya da  seçmen kıymete bindiğini, değer kazandığını, sözü dinlendiğini sandı. Ama seçimden sonra bu krallık, yine politikacıya, yine liderlere ve milletvekillerine geçti.

 Böyle bir havadan, gerginliğin yükselmesinden bazı liderler siyasi rant elde etmeye çalıştı. Seçim kampanyaları boyunca eline bir mikrofon alabilen, bir konuşma kürsüsü bulabilen konuşmacılar, söyledikleri ile inanın dinleyenleri hayretler içinde bıraktı. 

Seçim kampanyaları öyle hale geldi ki, liderler ve adaylar birbirilerine karşı “hırsız, yalancı, namussuz, ahlaksız” gibi akla hayale gelmedik hakaretlerde ve yakıştırmalarda bulundu. Nihayet seçimler bitip kazanın kazandığı, kaybedenin kaybettiği seçim akşamından itibaren aynı adamların sanki meydanlarda o akla hayale gelmedik hakaretleri ulu orta tekrarlamamış, karşısındakiler de bu bu ahlak dışı , edep dışı söz ve hareketleri, görmemiş, duymamış gibi davranması affedilecek bir şey değil. 

Şimdi bu aynı adamların; aynı meclisin çatısı altında nasıl buluşacakları, aynı sıralarda nasıl oturacakları, meclis salonuna girerken veya çıkarken nasıl göz göze gelip salamlaşacakları, hatta kırık yıllık dost gibi, arkadaş gibi tokalaşıp, kucaklaşacağını anlamakta zorlanıyoruz. Eğer bütün bu olup bitenlerden sonra hiç yüzleri kızarmayacak, utanmayacak, sıkılmayacak ve hiçbir şey olmamış gibi hareket edeceklerse, bunu ifade edecek bir söz bulamayız. İşte sırf bunun için bile halkın politikacıya karşı, partilere, liderlerine, adaylarına ve milletvekillerine karşı bir güveni yoktur.

Neyse geçelim.

Seçimlerden neredeyse iki hafta önce yayınlanan bir yazımızdan kısa bir pasaj aktaralım.

“Gözlemlerimize göre Ak Parti, bu seçimde 2007, 2011 seçimlerindeki olumlu havayı bir türlü yakalayamadı. Görünen tabloya göre bir önceki seçim başarısını göstermesi zor. İktidar partisinin zaafları, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı da iktidar partisi lehine meydanlara çıkmaya zorladı. Bu girişimin iktidar partisine getirisi, götürüsü ne olacak seçimden sonra ortaya çıkacak.”  

“Başbakan Davutoğlu’nun, hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mitingleri eskisi kadar ilgi görmüyor. Mitingler ve toplu açılış programları için devletin tüm imkânları seferber edilmiş olsa bile, istenilen heyecan ve sinerjiyi veremiyor. Bunun yanı sıra iktidar partisi ile aynı kulvarda koşan MHP’nin, hatta HDP’nin seçim mitinglerine halkın ilgisi gün geçtikçe artıyor.”

“Bu şartlar altında, iktidar partisi için 7 Haziran akşamı sandıktan çıkabilecek en iyimser sonuç, Ak Parti tek başına iktidar, muhalefet partilerinin güçlenerek çıkması olacak. En kötüsü de 90’lı yıllara geri dönülmesi ve koalisyonlardır.”

“7 Haziran sabahı, evden çıkıp sandık başına giderken, şuraya verin, buraya vermeyin gibi bir telkinimiz yok. Düşünün, taşının, aklınızı ve vicdanınızı kullanın, vebal altında kalmayacak şekilde oyunuzu kullanın.”

“Temennimiz; 8 Haziran sabahına uyanırken, sandıktan yaptıklarından ve  yapacaklarından dolayı hesap verebilen bir iktidar ile yapılanlardan yapılacaklardan hesap sorabilen bir muhalefetin çıkmasıdır.”

Demiş ve defteri kapatmışız. Tarih 29 Mayıs 2015.

Uzatmayalım. Dedik ya akla kara ortaya çıktı. Seçimin kaybedeni %41 oy almasına rağmen Ak Parti oldu. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan oldu. Diğer kaybeden bunca reklam, bunca tantanaya rağmen %25 oy alıp 132 milletvekili ile 2011 seçimlerinin gerisinde (%26 oy 135 milletvekili) kalan CHP ve Kılıçdaroğlu oldu. MHP’de değişen bir durum yok. 2011’e göre %3,4 oy artışı ve fazladan 30 milletvekili alabildiler. Ortaya çıkan fırsatlardan yararlanamadılar. Kuşkusuz bu seçimin kazananı HDP ve onun genç ve karizmatik lideri oldu. %13,1 oy ile meclise 80 milletvekili sokmayı başardılar. Bir diğer kazanan fuatavni oldu. 

Ak Parti niçin, neden, nasıl kaybetti, CHP’de ne oluyor, MHP ne yapmak istiyor, Demirtaş ve HDP gerçeği nedir bir sonraki yazımızda.

Hoşça kalın.

 

 

 

 

 

Tarih: 11.06.2015 Okunma: 741

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?