Servete ve güce odaklanmak özellikle karar almada kamusal söylemin etkisini
daraltır ve önemini azaltır. Lobicilerin kanun tasarısı hazırlaması alışılmadık
birşey değil,insanların bir özel sektöre , bir kamuya geçiş yaptığı döner kapı
uzun süredir işliyor.Lobi Birliği'ne göre (AKTER EU) Brüksel'de tahmini 15.000
lobici AB düzenlemelerini etkilemeye çalışıyor .Bazı ülkelerde (ABD dahil)
sürdürebilirlik için bağlayıcı kararlar almaya karşı olan güçlü çıkar grupları
seçimleri ve politik karar alma süreçlerini ele geçirdiler. Bu durum 2009
yılında ABD iklim yasası için yapılan çabada açıkça ortaya çıktı. "Duyarlı
Politika Merkezine" göre 2009 yılında çevreci grupların lobi faaliyetleri
için harcadıkları 22.4 milyon dolar, petrol ve gaz endüstrisinin harcadığı 175
milyon dolara göre gölgede kaldı. 2010 yılında ABD Yüksek Mehkemesinin
"Vatandaş Birliği" hükmü; şirketlere ,birliklere ve sendikalara,
politikayı etkilemek üzere sınırsız para harcama hakkını tanıdı.Siyasi savunu
grupları 2012 Başkanlık seçimi için 300 milyon dolardan fazla para
harcadılar.Bu miktar bir önceki seçimden 79 milyon dolar daha fazladır.Demokrat
yönetim için gittikçe büyüyen bir başka tehdit birçok iki taraflı ticari
yatırım anlaşmasında var olan yatırımcı ile Devlet arasındaki uzlaşma
hükümleridir.Bunlar şirketlerin yabancı ülkelerde yatırım yaparken geniş bir
yelpazede sağlık,çevre ,sosyal korunma ve başka yasalara karşı çıkmasına yol
açar.Bu tür şikayetler ;ülkedeki geçerli mahkemeler yerine ihtilaf çözücü özel
mahkemelerce ele alınır ve kapalı kapılar arkasında ticari avukatlar hüküm
sürer, parlamenterlerin isteklerini geçersiz kılarlar..Brüksel'de
kurulmuş,yolsuzluk takipçisi bir grup olan Avrupa Kurumsal Gözlem (CEO) grubuna
göre ,yalnızca Avrupa Birliği üye ülkelerince imzalanmış bu türde 1200 adet
ticari anlaşma var....)Yatırımcı haklarıyla kamu refahı arasında sürekli bir
gerilim olduğu görüşü hakim.(Michael Renner ve Tom Prugh ;Dünyanın Durumu.S:16)
BİZİM İLAVEMİZ:Demokrasi ABD de ve AB de bile ticari Güce dayanıyorsa bunun
anlamı Bu devletlerin yönetimi ve dış ilişkileri de menfaate Dayalıdır.
Yatırımcı HAKLARI ile kamu yararı gerilim içinde olduğu itiraf ediliyor Silah
üreticileri yatırımcı değil mi?Silah yatırımcıları da dünya Barışı için tehdit
oluşturuyor. Nitekim. İzmir'in işgali, küresel güçlerin masasında
kararlaştırıldı.Masada Yüksek Konsey'in üç üyesi. İngiliz Başbakanı Loyd
George, Fransız Başbakanı Clemenceau ve Amerika Cumhurbaşkanı Wilson.İlk teklif,
İngiliz silahlarına pazar bulmak için İngiliz Başbakanı'ndan geldi:“Anadolu
işgali başlasın, İzmir Yunanlılara verilsin...”
Anlaştılar...Şimdi Obama ""PKK bizim kara gücümüz" dedi mi
demedi mi? Dün Pentagon sözcüsü Peter Cook "Türkiye'nin meşru müdafaa
hakkını tanıyoruz”. dedi.Güya tanıyorlar Obama lafını düzeltse eylemini
düzeltemez;çünkü "O'nu yöneten sermaye" diyor saptaması nakledilen
kişiler de Al Gore da.Şimdi batı silah sermayesi, bizi bize düşürmeye
çalışıyor.Türkü Kürde;Kürdü Türke.Akıllı olalım bilinçli olalım;buna
kanmayalım.İZÇEP(İzmir Çevre Gönüllüleri Platformu) olarak "Din ,dil,
mezhep,etnisite ,köken ve meslek" aramadan yanyanayız, kolkolayız.Her
kesimden kız alıp vermeler yaygın.Biz canız akrabayız hısımız.Örneğin;Van depremindeki
tanışlara ;Ağrı'dan öğretmen çağrılarına yürek uzatmışız kol uzatmışız, En çok
sevdiğimiz çevreciler içimizdeki dostlar onlar bize biz onlara melhem
olmuşuz.Batı sermayesi iç savaş çıkarabilirse bitmez;sonra başka iç savaşlara
yol açacaklar.