Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür
Avrupa pazar;
Satıcı İran, Irak, Rusya, Katar…
Mal; doğalgaz!
Hayatî mi, hayatî!
Avrupa, gazı kimden alacak?
Kim Avrupa’ya ulaştırabilirse ondan!
2011’e
kadar tek satıcı vardı: Rusya!
Amerika, Avrupa’nın Rusya’ya
gaz yönünden “bağımlı” olmasını
istemiyordu… Bu “tekel”i kırmak
istedi…
Elbette Avrupa da Rusya’ya olan “bağımlılık”tan kurtulmak istiyordu.
Alternatif,
Katar gazıydı…
Peki, Katar gazı Avrupa’ya nasıl ulaşacaktı?
Haritada gördüğünüz mavi hattan…
Görüldüğü gibi, hat Türkiye’den geçiyor ve doğalgaz, İzmir’den Avrupa’ya akıtılıyor.
Yalnız, hat bir ülkeden daha geçiyor: Suriye’den!
Peki,
Esad iş başındayken bu doğalgaz hattı Suriye’den nasıl geçebilecek?
Geçemezdi!
O vakit, 2011 Mart’ında düğmeye basılacaktı… Nitekim
basıldı!
Bu bilgileri ve haritayı, uiportal.net’ten
aldım.
Nezih Onur Kuru, Uluslararası
İlişkiler Portalı’nda, “Rusya neden Suriye’ye
dâhil oldu?” başlıklı,
çok derli toplu bir makale yayımlamış. Okuduğunuzda, kafanızdaki Suriye’yle
ilgili pek çok soru cevap buluyor. Karanlık noktalar aydınlanıyor.
x
x x
DÜĞMEYE BASILDI AMA MAKSAT HÂSIL OLMADI
Düğmeye basılınca, birkaç ay içinde, belki de
3 ayda Esad devrilecek, yerine “Batı
yanlısı” bir idare gelecekti…
Bu gerçekleşmedi…
Gerçekleşemezdi…
Çünkü Suriye ve Esad yalnız değildi…
Çünkü İran
ve Rusya’nın Suriye’deki menfaatleri, neredeyse Esad’ınkinden daha fazla, daha
hayatîydi!
Çünkü Avrupa’ya Rusya’nın kontrolü dışında
bir doğalgaz boru hattı gitmemeliydi… İlla gidecekse, bu, İran-Irak doğalgazı olmalı ve Suriye’den Avrupa’ya ulaşmalıydı.
Yani bu, haritadaki kırmızı hat olmalıydı.
Çünkü Rusya’nın destekleyebileceği hat ancak böyle
bir hat olabilirdi.
Çünkü Rusya, zaten uzun zamandır hem Batı’ya
karşı İran’la birlikte hareket ediyordu, hem de doğalgazın Avrupa’ya çıkış
noktası olan Lazkiye limanı kendi denetimi altındaydı. Böylece, İran’dan gelen,
Irak ve Suriye’den geçen boru hattı kendi kontrolünde olacaktı.
x
x x
Görüldüğü gibi mesele; “insan hakları” meselesi, “demokrasi”
falan değil, doğrudan doğruya “enerji” meselesiydi.
Enerji; herkes için, devletler için ve
topyekûn dünya için vazgeçilemez, yeri doldurulamaz, olmazsa olmaz bir “değer”dir…
Enerjinin olmaması, hatta yetersiz gelmesi
halinde bile bütün faaliyetler, bütün çarklar durur… Şu anda okuduğunuz bu
satırlar bile size ulaşamaz, okuyamazsınız.
İşte, Suriye’de de kıyamet “enerji rekabeti” yüzünden koptu.
Oluk oluk kan o yüzden aktı!
Akmaya devam ediyor!