YALNIZLIK, Anıl ONAT

GENEL HABERLER Misafir Yazar - 04.01.2016


 

       Yalnızlık kötü bir şey olmasa, “yalnızlığa mahkûm” ifadesi kullanılmaz. Hapishanede bir çeşit mahkûmları yalnız bırakan ceza şekli olmazdı. İnsanların, toplumların, devletlerin yalnızlığı en kötü şeylerdendir. (Yalnızlık Allaha mahsustur) deyimi çok doğrudur.

 

        Yalnızlık paratoner gibi kötülükleri çekicidir. Bu evrensel hastalık, hem birey hem toplum bazında, içinde yaşadığımız yıllarda, çok süratli artış gösteriyor.

 

         Geçinemeyen insanlar ve toplumlar, yalnızlıkla gelen hastalıkla, ancak düşmanlığa itilir… Yalnızlıktan doğan düşmanlık hisleri kendini veya gücü kadar etrafını yiyip bitirme halidir.

 

          Genetiği bozulmuş gıdaların zararı gibi, genetiği bozulmuş insanlar olarak, birbirine muhtaç ve tamamlayıcı durumda yaratılmış olan kadın ve erkek geçinemiyor. Gelecek nesilleri büyütecek olan yuvalar yıkılıyor. Ailedeki çözülme topluma da yansıyor.

 

          Yaradılıştan mevcut olan evlat, ebeveyn, kardeş, yakın akraba ilişkileri dahi iflas etmiş durumda.

 

           Kaybedilen eşin, evladın, ebeveynin, yakın akraba, dost ve arkadaşın yerini dolduracak olanı arayan insan… Bu arayış ya onu daha beter yalnızlığa itecek veya yalnızlıktan kurtulma şansını getirecek.

 

           Beraberliğin şartlarından habersiz olan, (bencillik, anlayışsızlık, hoşgörüsüzlük, başkalarını aşağılayan, af ve acıma hissi olmayan, tahakküm, ‘otorite kurma hastalığı’, kendini hep haklı sanan, lügatinde özür olmayan) kişiler kimseyle sağlıklı beraberlik kuramaz. Kendinin de başkalarının da kusurlu olabileceğini idrak edemeyen insanlar yalnızlığa mahkûmdur.

 

           Menfaat (çıkar) için seçilmiş yalnızlıklar ise en ümitsiz vakadır. Çünkü menfaatin bu hastalığa özenilecek yalnızlıklar da vardır. Beraberlik için gerekli şartlara haiz, ahlaki donanım sahibi bazı kişiler vardır ki, bunlar yakınları tarafından yalnız bırakıldığında, yalnız kalmış gibi görünürler.

 

           Aslında böyle insanların yalnızlığı söz konusu değildir. Çünkü sahip oldukları ahlakları onları asla yalnız bıraktıramayacak özelliğe sahiptir. Asıl yalnız kalanlar, bunları bu duruma sokan, yalnız değilmiş gibi aşağılanmış, hiçbir sözüne kıymet verilmemiş ve toplum tarafından yalnızlığa terk edilmiş peygamberler dahi vardır. Ama onlar yalnızlığa terk edilemeyenlerdir. Birileri için felaketin, başkaları için üstünlük ifadesi olduğu anlaşılmalıdır.

 

            Şifası ne doktorların ne muhtarların elinde olmayan yalnızlık veya tımarhane beraberliği derdinden Allah hepimizi korusun.

Tarih: 04.01.2016 Okunma: 750

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?