Yalnızlık kötü bir şey olmasa, “yalnızlığa mahkûm” ifadesi
kullanılmaz. Hapishanede bir çeşit mahkûmları yalnız bırakan ceza şekli
olmazdı. İnsanların, toplumların, devletlerin yalnızlığı en kötü şeylerdendir.
(Yalnızlık Allaha mahsustur) deyimi çok doğrudur.
Yalnızlık paratoner gibi kötülükleri
çekicidir. Bu evrensel hastalık, hem birey hem toplum bazında, içinde
yaşadığımız yıllarda, çok süratli artış gösteriyor.
Geçinemeyen insanlar ve toplumlar,
yalnızlıkla gelen hastalıkla, ancak düşmanlığa itilir… Yalnızlıktan doğan
düşmanlık hisleri kendini veya gücü kadar etrafını yiyip bitirme halidir.
Genetiği bozulmuş gıdaların zararı
gibi, genetiği bozulmuş insanlar olarak, birbirine muhtaç ve tamamlayıcı durumda
yaratılmış olan kadın ve erkek geçinemiyor. Gelecek nesilleri büyütecek olan yuvalar
yıkılıyor. Ailedeki çözülme topluma da yansıyor.
Yaradılıştan mevcut olan evlat,
ebeveyn, kardeş, yakın akraba ilişkileri dahi iflas etmiş durumda.
Kaybedilen eşin, evladın, ebeveynin, yakın
akraba, dost ve arkadaşın yerini dolduracak olanı arayan insan… Bu arayış ya
onu daha beter yalnızlığa itecek veya yalnızlıktan kurtulma şansını getirecek.
Beraberliğin şartlarından habersiz
olan, (bencillik, anlayışsızlık, hoşgörüsüzlük, başkalarını aşağılayan, af ve
acıma hissi olmayan, tahakküm, ‘otorite kurma hastalığı’, kendini hep haklı
sanan, lügatinde özür olmayan) kişiler kimseyle sağlıklı beraberlik kuramaz.
Kendinin de başkalarının da kusurlu olabileceğini idrak edemeyen insanlar
yalnızlığa mahkûmdur.
Menfaat (çıkar) için seçilmiş
yalnızlıklar ise en ümitsiz vakadır. Çünkü menfaatin bu hastalığa özenilecek
yalnızlıklar da vardır. Beraberlik için gerekli şartlara haiz, ahlaki donanım
sahibi bazı kişiler vardır ki, bunlar yakınları tarafından yalnız
bırakıldığında, yalnız kalmış gibi görünürler.
Aslında böyle insanların yalnızlığı
söz konusu değildir. Çünkü sahip oldukları ahlakları onları asla yalnız bıraktıramayacak
özelliğe sahiptir. Asıl yalnız kalanlar, bunları bu duruma sokan, yalnız
değilmiş gibi aşağılanmış, hiçbir sözüne kıymet verilmemiş ve toplum tarafından
yalnızlığa terk edilmiş peygamberler dahi vardır. Ama onlar yalnızlığa terk edilemeyenlerdir.
Birileri için felaketin, başkaları için üstünlük ifadesi olduğu anlaşılmalıdır.
Şifası ne doktorların ne
muhtarların elinde olmayan yalnızlık veya tımarhane beraberliği derdinden Allah
hepimizi korusun.