Teşekkür ve özür…

Hüseyin ŞİNASİ - 26.01.2016




HÜSEYİN ŞİNASİ

           

Bozyazı Ortaokulundan ve Nazilli Öğretmen Okulundan arkadaşım, dostum, sırdaşım, edebiyat öğretmeni Hüseyin Deniz Hocam, Antalya’nın Kumluca ilçesinde uzunca bir süre öğretmen olarak görev yaptıktan sonra, yine aynı yerde mütevazi kırtasiye dükkânında, öğrencileriyle, onların anne babalarıyla haşır neşir olmaya devam ediyor. Bu arada yerel basın organlarında köşe yazıları yazarak ve çeşitli sohbet ortamlarında görüş ve düşüncelerini ifade ederek eğitimciliğine devam ediyor.

Bu çerçevede Hüseyin Hocam bundan birkaç yıl önce, yerel basında çıkan bir yazısını okumamız ve bilgi sahibi olmamız için bize de göndermişti. Ancak o zamanlar yazıyı okuyup geçmiş, pek önemsememiştik. Fakat birkaç gün önce bilgisayarımdaki yazı arşivini gözden geçirirken dikkatimi çekiverdi. Bu kadar önemli bir konuyu nasıl önemsememiş olduğum ve arkadaşıma karşı haksızlık ettiğim ortaya çıkmış oldu. Kendisinden özür diliyorum.

 Belki bizim gibi duyarsız, ilgisiz dostlarından, arkadaşlarından ve okuyucularından dolayı Hüseyin Deniz Hocamın orijinal görüş ve düşünceleri bize ulaşmaz oldu. Hatta sosyal medyadaki hesabını bile  dondurmuş.  Artık yazıp çizme, görüş ve düşüncelerini ifade etme işlerden elini eteğini çekmiş görünüyor.

Aslına bakacak olursak; sosyal medya, cep telefonları, mobil iletişim araçları insani duyguları köreltiyor. İnsanda yazı yazma, düşünme, sosyal olaylara katılma şevk ve heyecanı bırakmıyor. Girdabın içine bir düştün mü çıkamıyorsun. Robotlaşıyor, kendine ayrı bir dünya kuruyorsun. Öbür taraftan sosyal medya aracılığı ile yakın çevrende ve dünyada neler olup bittiğini, kimin ne düşünüp, ne yaptığını kolayca görüp, anlayabiliyorsun da.

Neyse işin özüne dönelim. Hüseyin Deniz Hocam bizim gibi amatör ruhla hareket eden köşe yazarlarının durumunu çok güzel özetlemiş. Bize de sizlere aktarmak düştü:    

 

“Yazıcılık işinde yoğun üç yıl geçirdik.

Bu üç yıl boyunca bizi OKUMAYAN, okuyorsa bile BELLİ ETMEYEN, eleştirilerimize KULAK TIKAYAN, yaptıkları işler ve işlemler hakkında SİZE bilgi vermek gereğini duymayan, bizim yarım aklımızla “devlet işlerinden bihaber” biçimde dile getirdiğimiz isteklerimizi DİKKATE ALMAYIP KENDİ BİLDİĞİNİ OKUYAN;

 

1-Siyasi partilerimizin ilçe yönetimlerine ve meclis üyelerine,

2-Esnaf Odası, Ziraat Odası, Ticaret Odası, Şoförler Derneği,   Komisyoncular Derneği gibi oda ve derneklerimize,

3-Takım tutar gibi parti tutan (amigo) partili arkadaşlarımıza,

4-Okullarımızın idareci ve öğretmenlerine,

5-Düğün salonu önünde saatlerce davul zurna çaldıran pek kıymetli hemşerilerimize,

6-Trafik kurallarını ciddiye almayan, bu yüzden kenti bir korku treni haline getiren insanlarımıza,

7-Trafik sorunlarının çözümü konusunda üzerlerine düşeni yapmayan devlet görevlilerine,

8-Ahlak ve görgü kurallarını iplemeyen ve bu çerçevede,

A- Sokağa sümküren, çöp atan, su döken

B- Sokakta bağırarak, sinkaflı konuşan,

C- Balkondan aşağıya halı silken, su döken,

D- Kullandığı bitkisel ilaç kutularını kesiklere atan,

E- Deniz kenarlarını çöplüğe çeviren,

F- Kentin en güzel yerlerini çöplük yapan duyarsız yurdum insanına,

9-“Ben o gazeteyi okumuyorum” diye şişinen ve bizzat köşesinde yazan gazeteci arkadaşlarımıza,

10-Tüm bunlara karşı,

A- Haklarını savunmayan,

B- İlgili yerlere şikâyetini yüksek sesle iletmeyen,

C- Gazeteye veya belediyeye şikâyet yapacağı zaman da adını vermekten çekinen,

D- Toplantılarda kuzu kuzu dinleyip itiraz etmeyen, düşünce üretmeyen,

E- Bütün sorunların kendiliğinden çözülmesini bekleyen,

F- İlenmek ve dua etmekle yetinen,

“eline vur ekmeğini al” halkımıza,

TÜM BUNLARA RAĞMEN BANA HİÇBİR SİTEM ETMEYEN, SAYGIDA KUSUR GÖSTERMEYEN, ARASIRA YAĞLAYIP BENİ COŞTURAN KUMLUCALILARA,

En kalbi duygularla TEŞEKKÜR ediyorum.

 

VE ÖZÜR

Gene bu üç yıl boyunca bazen eleştirerek, bazen iğneleyerek, bazen de çığlık çığlığa konuşarak insanlarımızın bazılarını RAHATSIZ ETTİK. Bunların hiçbirisi kendimiz için değil, çocuklarınıza daha güzel bir yarın kurmak içindi. Bunları birisinin söylemesi lazım diye düşündük ve KÖTÜ ADAM, İSTENMEYEN ADAM OLMAYI GÖZE ALIP SESİMİZİ YÜKSELTTİK. ÇIKINTILIK YAPTIK.

Tek tesellimiz samimiyetimiz ve fisebilillah (hiçbir karşılık gözetmeksizin) çalışmış olmamızdır.

Bunun için verdiğim rahatsızlıklardan dolayı da herkesten ÖZÜR diliyorum.

SONSÖZ: HELALLEŞMEK İYİDİR, HAKKINIZI HELAL EDİN!”

 

Tarih: 26.01.2016 Okunma: 808

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?