Batının, bilim ve teknoloji alanında, geri kalmış ülkelere ihtiyaçları vardır. Bilimsel ilerlemede gerekli olan şey deneydir. Batı, geri ülkeleri çalışmalarında kobay, denek olarak kullanır. Geri ülkelerin bunu anlayacak bile bilgileri yoktur. Kendilerindeki eskiyen, ömrü dolmuş veya hatalı imal edilmiş teknolojik ürünleri, yeni ürün fiyatına geri ülkelere satarlar.
Batılı bilgi ve teknolojisini asla vermez. Eğer ucundan bir şey tattırıyor ise ya onda çok büyük kazancı vardır veya sana bir zarar planlamıştır. Yani kendisi için vermiştir. Senin çıkarın için değil.
Büyük paralar dönen ileri teknolojik ürünler varken, uğraşmayı kârlı bulmadıkları basit teknolojinin birazını vermek lütfunda bulunabilirler. Örneğin ülkemiz konfeksiyonda iyi bir noktadadır. Acaba bu dalda kullanılan makinelerin (tezgahların) hangisini imal edebiliriz? Makine yapan makine teknolojisini geri kalmış ülkeler rüyalarında bile göremezler. Sen bir kamyon dolusu zirai ürününün karşılığında bir telefon alırsın.
Bir cihazın yedek parçasına verilen para çok fazla gelip “şunu biz yapamaz mıyız?” diye ayağa kalkan olduğunda derhal haber alıp,o ürünü ya bedava ya çok ucuza, o ülkeye verirler ki teknolojik bir yatırım yapılmasın. Çarkın aksamadan yürümesi için, geri kalmış ülkenin bilimsel boyuttaki bütün kuruluşları, ele gelir bütün büyük şirketleri kontrolleri altındadır. Ülkemizde 50 yılı aşkın bir süredir, yerli araba rüyası görülmekte olması, iyi bir örnektir.
Batılı bizi harcama yapmakta da yönlendirmektedir. İyi Pazar olmamızı isterler. Ülkemizde acilen, zararın azaltılması, çocuklarımıza daha iyi şartlardaki bir ülke bırakabilmek için, en az emekle ve en kolay yapabileceğimiz bir şeyi önermek isteriz. Yalnız bu devlet eliyle (her şeyde olduğu gibi) olursa verim çok artar. İsrafa karşı seferberlik ilan edelim.
İnsanımızın beynini, aklını, gayretini, emeğini İSRAF etmeyelim.
Ülkenin maddi zenginliğini, doğal zenginliğini İSRAF etmeyelim.
Geçirilen bir saniyeyi tekrar yakalamak imkanı olmadığından, boş, faydasız hatta zararlı şeylerle zamanı İSRAF etmeyelim.
Lütfen! Araba, ev, eşya kullanmamızla, kılık kıyafet, oturduğumuz sofra, cebimizdeki telefon ile Batılıları kıyaslayın. Yukarıda olduğumuzu göreceksiniz.
Hak etmeden sürdüğümüz bu saltanatın bedelini çocuklarımız ödemeyecek mi?
Allah’ın haram kıldığı üç beş şey içinde boşuna mı “israf” var?
Mütevazı (lükse kaçmayan) bir hayat devletimize ve vatandaşımıza ne kaybettirir?