GÜÇSÜZLÜK, Anıl ONAT

GENEL HABERLER Misafir Yazar - 29.02.2016


         Allah’ın sahip olduğu, başlangıcı ve sonu olmayan, sınırsız güç ve bilgi kaynağının yanında, bizlere verilmiş olan, geçici, sınırlı, azıcık güç ve bilgi nedir ki?

         Allah kitabında insan için, “insan zayıf yaratıldı” buyurmaktadır. Bu zayıflık, güçsüzlük hem maddi hem manevi bakımdandır. Bu zayıflık, insanı, Tanrı kavramı gibi kavramları anlamada zorlandırır. Taptıklarına dokunsun, görsün, işitsin ister. Hz. Musa ile Kızıl Denizden çıkar çıkmaz, ilk fırsatta bir buzağı heykelini (sembolik olarak), Tanrı yerine koyarak tapınmışlardır. Bu Yahudilere özel bir durum.

         Bütün dinlerde olan Tanrı, cennet, cehennem gibi inanışlar anlayışımızın ötesinde (akıl dışı değil), gizemli konulardır. Bu çeşit konulardaki sır, bazılarını içine çekmiştir. Anlayışı ileri düzeyde veya öyle sanılan kişiler, herkesin merak duymadığı, anlayamadığını kabullendiği böyle konularda, söz sahibi olarak (veya öyle sanılarak), ilk dinlerle birlikte tasavvuf-tarikat kavramını Allahın dinine sokmuştur. Bu kavram gelişerek ilahi dinin yerine geçmiştir. Bu işi yapanlar da, dini önderler olarak görülmüştür.

         Enel Hak (Ben Allah’ım) diyen önderler, (Ben yokum Allah var) demek istedi, diye savunulmuştur. İslam’da tövbe; bir şeyden elini çekmek, tekrar yapmamaya karar vermek (azmetmek) ve kararını Allah’a bildirip af edilmesini istemektir. “Bin kere bozsan da tövbeni, yine gel” sözü, acaba hangi dindedir? İslam’da ibadet; esasları Allah tarafından belirtilen, ayrıntıları Elçi tarafından gösterilendir. Meczuplar (deliler) gibi dönme şeklinde ibadet bu dinde yoktur. Bu bile insanları uyandırmamaktadır. 

         Bir insan çok zeki, akıllı, ileri düzeyde anlayış ve görüş sahibi, etkili konuşmacı, büyük yazar (edebiyatçı, şair) olabilir. Bunlar kişiyi Allah nazarında yüceltmez. Çünkü bunlar zaten Allah’ın kendisine verdiğidir. Kişi bunları nasıl kullandığının hesabını verecektir. Güçsüzlüğünü bilmek, haddini bilmektir ve doğru yolda güçlü olmaktır.

         Allahın kitabı gibi bir rehber, O’nun Elçisi gibi bir önder olamaz. O Kitaba uyan kitap, O Elçiye uyan kişi faydalı olabilir. Hepsi o kadar, fazlası başka dindir.

Tarih: 29.02.2016 Okunma: 783

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?