Bu dünyada herkese yer var.
Konu çok karmaşık!
Sığınmacı deyince aklımıza Suriyeliler geliyor… Oysa hem Türkiye’yi hem de Avrupa’yı ilgilendiren milyonlarca Afganlı, Pakistanlı, Iraklı ve Afrikalı da var. Nitekim 4 Nisan günü Yunanistan’dan Türkiye’ye getirilen 202 sığınmacının sadece 2’si Suriyeliydi.
Haddizatında, “geri kabul” anlaşması Suriyeli dışındaki göçmenleri kapsamıyor.
Hal böyle olunca, Suriyeliler Türkiye’de kalacak, diğerleri ise ülkelerine geri gönderilecek. Gel gelelim, gönderilecek ülkeler hiç de “güvenli” değil. Savaş, iç savaş veya “çökmüş yönetim”ler var. Bu göçmenler Avrupa’da kalsa, ülkelerine geri gönderilemiyorlar. Çünkü “Cenevre Sözleşmesi”ne taraf olan ülkeler, kendilerine sığınan göçmenleri, “güvenli olmayan” ülkeye gönderemiyorlar. Fakat onların, Cenevre Sözleşmesi’ne taraf olmayan Türkiye tarafından güvensiz ülkelerine iade edileceğini biliyorlar ve buna göz yumuyorlar.
Türkiye, “geri kabul” ettiği sığınmacılar için iyi bir organizasyon yapmış gibi gözüküyor. Suriyeliler, Ege kıyılarından Adana’ya götürülecekler ve Suriye sınırına yakın kamplarda barındırılacaklar. Bu uygulama, Suriyelilerin makul şartlar oluşunca ülkelerine gönderileceğini düşündürdüğü için umut verici…
Diğer sığınmacılar ise, Ege kıyılarından Kırklareli’nin Pehlivanköy’üne gönderiliyor. Buradaki 750 kişilik kampta geçici olarak tutulacak ve ülkelerine sınır dışı edilecekler. Bu sığınmacıların tamamına yakını Türkiye’nin doğusundaki devletlere gönderileceğine göre, neden geçici barınma için ülkenin en batısı seçilmiş, anlaşılamıyor!
Öte yandan, geri kabulün başladığı 4 Nisan’dan sonra, Yunanistan’dan yeni bir kafile gelmedi. Euronews’in bildirdiğine göre, “Yunan makamlarının göçmenlerin Türkiye’ye gönderilmesi ile ilgili işlemlerde yetersiz kalması gerekçe gösterildi. Göçmen takasının cuma günü yeniden başlaması bekleniyor.”
Euronews, bu haberi, “Mülteciler, insandan oluşan çöp gibi muamele görüyor” başlığı altında verdi.(05/04)
Haberde, İnsan Hakları İzleme Örgütü Almanya Temsilcisi Wenzel Michalski’nin, “Avrupa Birliği ve Yunanistan çok rahatsızlık verici, yasa dışı bir iş yapıyor. Mülteciler, temizlenmesi gereken insan çöpü gibi muamele görüyor ki bu çok trajik bir durum” diyerek, anlaşmayı kınadığı bildiriliyor.
Meselenin diğer bir boyutu da, çok uzak mesafelerden gelerek, bütün malvarlığını “Avrupa’ya geçiş” için elden çıkaran mültecilerin “rızaları hilafına” geri kabul veya sınır dışı edilip edilemeyeceği meselesi…
Bu durum, bizzat Avrupa medyasında şiddetle eleştiriliyor.
“Geri kabul anlaşması”, neresinden bakarsanız, karmaşık, uygulanması zor, küresel çapta tepkilere sebep olan bir anlaşma!