MHP’deki kavganın kazananı kim olur?

Hüseyin ŞİNASİ - 18.05.2016

                         

 

Sosyal medyada dolaşırken rastladığım bir paylaşıma “bir konu hakkında konuşan ve yazan insandan zarar gelmez.” diye yazmıştım. Bazı takipçilerimiz düşüncemizi ilginç ve tehlikeli bulmuşlar. O nedenle eskiden olduğu gibi çok sık aralıklarla yazı yazmıyorum.  

 

Yazılarımızı takip eden bazı dostlar sohbet ortamlarında niye yazmadığımı, her şeye rağmen yazmam gerektiğini söylüyor. Onlara, cevap olarak yazdıklarımız yazıldığı ve yayınlandığı gibi kalıyor, bir yere varmıyor diyorum. Olsun doğruları dile getirmen, yazman lazım diyorlar.

 

Evet, nerede kalmıştık?

 

Uzmanlar bu sene yaz aylarının çok sıcak geçeceğini yazıp çiziyorlar. Daha mayıs ayı ortalarındayız sıcaklar kendini her yönüyle hissettirmeye başlarken, öbür taraftan da siyasetin kanı kaynamaya, hatta fokurdamaya başladı. Gerçi geçen sene de çok hareketli ve sıcak günler yaşamıştık.

 

Hatırlayacaksınız, geçen sene iki defa milletvekili seçimleri için sandık başına gittik. Birincisi 7 Haziran seçimleri idi. Ak Parti 2002’den beri ilk defa mecliste milletvekili çoğunluğunu kaybetmiş, muhalefet partilerine bir fırsat doğmuştu.

Ancak muhalefet partileri elbirliği edip kırk yılda bir karşılarına çıkan fırsatları değerlendiremediler, beceriksizliklerini cümle alem gördü.  İktidarı tekrar Ak Partiye teslim etmenin yollarını aradılar. Muhalefetin bu inanılmaz tavrı Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ak Partinin gözünden kaçmadı.

 

Ortaya çıkan tarihi iktidar fırsatı kullanıp sanıktan büyük bir başarıyla çıkmasını bildiler. Ak Parti 1 Kasım seçimlerinden %49,5 oy alarak 317 milletvekili ile yoluna devam ederken, CHP aynı kaldı 134 milletvekili ile ana muhalefet, HDP üçüncü parti olarak 60 milletvekili çıkardı. MHP ise mecliste 40 milletvekili ile temsil edilmeye başladı.

 

Haziran seçimlerinde 80 milletvekili çıkarmışken, Kasımda 40 milletvekiline düşmek MHP’liler üzerinde adeta şok etkisi yaptı.   

1 Kasım seçim sonuçları başta MHP olmak üzere CHP ve HDP’de yoğun tartışmaların yaşanmasına neden oldu. CHP ve HDP kongrelerini toplayarak yaşanan tartışmaları nispeten frenlerken, MHP’de kazan kaynamaya, isyan ateşi yükselmeye devam etti.  

 

 

Meral Akşener, Sinan Oğan ve Koray Aydın öncülüğündeki muhalefet kanadı 548 delegenin imzasını toplayıp olağanüstü kongre talebiyle kapıya dayanmasıyla işler fena karıştı. Bahçeli ve genel merkez ekibi muhalefetin kongre taleplerini en sert şekilde bastırmaya, cezalandırmaya çalıştı. Daha güne kadar kader birliği yaptığı insanlara mahkeme kapılarını tavsiye etmeye ve olmadık hakaretler ve tehditler savurmaya başladı. Yanlıştı. Sonradan muhalefet kervanına, Genel Başkan Yardımcılığından istifa eden Gaziantep Milletvekili Ümit Özdağ da dahil oldu.

  

MHP iç tüzüğü hükümlerine göre olağanüstü kongre isteyenler, imza toplayan veya imza verenler “hain” ilan edildi. il ve ilçe yönetimleri görevden alındı. Yerlerine yeni atamalar yapıldı, delegeler disipline sevk edilmekle tehdit edildi. Ancak bütün bu olup bitenler muhaliflere geri adım attıramamış, yıldıramış olacak ki, meydanlara çıkıyor, mitingler, salon toplantıları düzenlemeye başlamış bulunuyorlar. Burada bir hususu belirtmekte fayda var. Muhalefet partilerinde yönetici olmak o insanlara ayrı bir külfet ve maddi, manevi sıkıntı kaynağıdır. İktidar partisinde ise durum biraz daha farklı olur, yönetim kurulu üyesinin önüne fırsatlar çıkar, kapılar açılır.

 

Hâlbuki bu işi bu kadar ayağa düşürmenin anlamı yoktu. MHP lideri Bahçeli de diğer partilerde olduğu gibi “olağanüstü kongre” taleplerine tepki gösterecek yerde “buyurun kongreye” diyebilseydi. İş bu aşamaya gelmezdi. Birkaç cılız karşı çıkışlar, parti koridorlarında yok olur giderdi.

 

Gerçekten bu dönem MHP’de çok önemli bir gelişme yaşanıyor. Üçbeş aydır MHP hiç olmadığı kadar kamuoyunun gündemini meşgul ediyor, konuşuluyor, tartışılıyor. MHP’li olan da olmayan da MHP’yi konuşuyor. Kimileri MHP’yi “paralel ele geçirecek” diyor, kimileri “Bahçeliye operasyon yapılıyor” diyor.

 

Yıllarını MHP’ye vermiş çoğu insan “Bahçeli ile ben yoğum” diyor. “Bahçeli ile bu iş olmaz” diyenlerin hesabını tutmak bile zor. MHP için 15 Mayıs 2016 Ankara-Esenboğa buluşması bir dönüm noktası olacak gibi görünüyor. Artık MHP geri dönülmez bir yola girmiş buluyor.

Görünen o dur ki, MHP açısından bu kavganın kaybedeni çok, bir kazananı olmayacaktır.  Elbette her karşılaşmanın, her kavganın bir kazananı olur. Yazı da gelse tura da gelse, bir kazanan vardır. Onu da ben açıklamayayım, siz bulun. 

Sahi kazanan kim olur.

 

 

    

           

      

Tarih: 18.05.2016 Okunma: 795

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?