İnternette gördüğümüz tartışma, bizi yeniden bu konuya itti. Dinen büyük kabul edilen kişilerin, kerametlerini reddedenler, bu kerametleri yapma gücü için, (Eğer böyle güçleri varsa, bu güçlerini bombalı aracı haber verip, bunca insanın ölmesini engelleseler ne olur?) sorusu ile bunlara inanmamanın gereğini vurguluyorlar. Keramete inanan düşünce ise, bu soruya gene bir soru ile cevap vermekte; (Bu soru aynen, Allah kötüleri neden yaşatıyor? demek gibidir).
Cevaba dikkat edilirse, Yaratıcının kendine mahsus ilahi düzenini sorgulamak bir yana, bu yaratılanın yaptığı iş ile kıyaslanıyor. Yani Allah’ın işi ile kulun işi birbirine benzetiliyor.
İnsanların olağan üstü (keramet) hallerine inanırsanız, bu insanlar sizin gözünüzde olağan üstü olur. Açıklayamadığınız sizi hayretler içinde bırakan kerametler karşısında, bu insanı olağan üstü görmeniz artacaktır. Mesela: suda yürümek, aynı anda birkaç yerde görülmek, başa gelecek şeyi önceden bilip söylemek gibi kerametlere inanırsanız, bu işleri yapan kişiyi nasıl bir (insan!) olarak göreceksiniz? Artık bu insana, tapacak duruma geldiğiniz inkar edilemez. İçine düştüğünüz, Allah inancı yanında, (haşa) bu yarı veya çeyrek tanrı inancı, Kuran’ın şirk tanımıdır. Din dışıdır.
Bu açıklamalarımızda, eğitimli ve akıllı kişilerin, nasıl oluyor da bir takım saçma tarikatlara girebildiğinin cevabı da vardır. Keramet kavramı İslam’a o derece girmiştir ki, inkarı dinden çıkma olarak görülür.
Şunu tekrar hatırlatalım: İnsanlar, Allah Elçilerinden, (Elçi isen bir olağan üstülük göster ki inanalım) dedikleri için, Allah elçilerine bazı olağan üstülükler (Mucizeler) yaptırtmıştır. Bu mucizenin yaratıcısının, sahibinin Allah olduğu bilindiğinden, kimse Elçiye tapamaz. Taparsa dinden çıkar.
Sayıları nerdeyse ümmetin sayısına erişecek olan, bu dinin dışında ama dinen büyük sanılanlar, Elçilerin makamına yükselmek için, keramet yalanına sarıldılar. Kerametleri, mucizeleri inanılmaz bir şekilde solladı. Artık oyunları (haşa) son makamda devam ediyor (tanrılık).
Kanaatimizce, en tehlikeli şey, siyasilerin keramet sahibi gibi tanınmaları ve kendilerinin de buna özenmeleridir.